Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
And if you have a minute, why don't we go Talk about it somewhere only we know? This could be the end of everything So why don't we go somewhere only we know? Somewhere only we know
♧ ♧ ♧
"jeongin ben evinin önündeyim, seni aşağıda bekliyorum."
"jeongin aramalarıma ve mesajlarıma neden cevap vermiyorsun?"
hyunjin birkaç dakikadır jeongin'e ulaşmaya çalışıyordu fakat hiçbir yanıt alamıyordu. Bugün ailesiyle olan yemek için jeongin'i almaya geldiğinde ondan herhangi bir ses yoktu.
[hyunjin - felix]
hyunjin felix jeonginle konuştun mu?
felix hayır sabah konuşmuştuk sadece bir sorun mu var
hyunjin yok aradım açmadı o yüzden neyse teşekkür ederim.
...
hyunjin aceleyle telefonu cebine yerleştirdiğinde apartmana doğru ilerlemişti. Şansına dış kapı açıktı içeri girip jeonginin dairesinin olduğu kata geldiğinde ulaştığı kapıyla zili çalmıştı, "jeongin? orada mısın?"
sonunda kapı açıldığında jeongin karşısındaydı. Ona aldığı kıyafetleri giymişti ve hazırdı fakat bir sorun olduğu belliydi.
hyunjin, jeongin'in suratına baktığında son derece halsiz ve bayık bir şekilde baktığını görmüştü, "jeongin neyin var senin?" hyunjin telaşla sorduğunda jeongin kapıya tutunmuştu, "bir şey yok babalık. Biraz üşütmüşüm ondan hadi gidelim." jeongin kapıdan çıkmak için yavaşça hareket edecekken dengede duramamıştı. Hyunjin hemen atılıp onu belinden yakaladığında jeongin'in ter içinde olduğunu fark etmişti.
elini alnına yerleştirdiğinde jeongin gerçekten yanıyordu. Çok fazla ateşi vardı ve ağır bir üşütma geçirdiği belliydi.
"tanrım...jeongin böyle hiçbir yere gidemeyiz saçmalama."
"hayır babalık gerçekten iyiyim. Hadi gidelim hiçbir şeyim yok."
"hayır dedim jeongin. Gerekirse yemeği iptal ederim, senden önemli değil."
jeongin cevap veremediğinde hyunjin onu sıkıca belinden tutmuş ve içeri geçip kapıyı kapatmıştı. Ayakkabılarından kurtulup jeongin'in odasını bulmaya çalışırken jeongin'in işaret etmesiyle onu kucaklayıp odasına götürmüştü.
