6. Bölüm

451 213 85
                                    

Kızlarının odasından sessizce ayrılan gözü yaşlı anne hayatında ilk defa çaresizliğin ne demek olduğunu anlıyordu.

O allahın sevgili kullarındandı belki de, bu yaşına kadar sevgili kocası gönlünü bir kez bile kırmamış çocuklarından her zaman gururla iftarla söz edilmişti.

Ama biriciği Gece'si meğer acılar içinde yıllardır kavruluyormuş.
Bunu nasıl görememişti bir anne olarak evlatlarının üzerine titrerken minik kızının kalp yarasını nasıl fark edememişti?

Şimdi gitse sarssa oğlunu, kendine gel Kuzey senin diğer yarın Gece o seni her şeyden herkesten daha çok severken bu yaptığın saçmalıklarda ne böyle dese.
Olmaz, kahretsin ki olmaz. Bu sefer de oğlunu biricik kızı için kurban etmiş olurdu.

Düşündü yaşlı kadın doluya koydu olmadı boşa aldı dolmadı düşündü de düşündü ama işin içinden çıkamadı.
Gün sabaha varırken herkes odalarına çekilmiş planlanan tatil gününün aksine uykusuz bir sabaha merhaba demişti Gece.

Dün akşam neyse ki Kübra'yı ikna ede bilmiş bu evden yavaş, yavaşta olsa ayrılmanın zamanı geldiğini arkadaşına anlata bilmişti.
Artık tek sorunu gidesiye kadar asla ama asla Kuzeye gerçek hislerini belli etmemesiydi.
O nişanlı bir adam, dahası kendisinin abisiydi.

Kahrolası kalbi her ne kadar kabul etmek istemese de, mantığı ve aklı bunu çoktan kabul etmiş ve kendi köşelerine çekilmişlerdi.

Yatakla daha fazla savaşmak istemeyen Gece daha fazla bu düşüncelere dayanamamış ve sabaha karşı beşte spor kıyafetlerini giyerek evden sessizce koşuya çıkmıştı bile.
Aksi gibi onun gibi uyuyamayan Kuzey de koşudaydı o sabah.

Gerçi genç adam için bu temel bir ihtiyaç gibiydi. Sert ve kaslı bedeni düzenli yaptığı sporlar sebebiyle taş gibiydi.
Her sabah beşte kalkar hazırlanır ve iki saat koşuya çıkar kendini tazelenmiş hissederdi genç adam.

Evden aynı saatlerde ayrılmalarına rağmen şans eseri karşılaşmayan ikili sahil yolunda aşırı susadıkları için durdukları an dikkatsizlik sebebiyle çarpışıp yere düştüklerinde ikisi de kavga edecek yer aramaktaydı zaten.
O sinirle aniden birbirlerine bakan ikili oldukları yerde donup kalmışlardı.

Daha bir kaç saniye önce düşmesine sebep olan kişiye iyi bir fırça için hazırlanan çift şu an gözlerine far tutulmuş iki tavşan gibi sessizce birbirlerini süzüyorlardı.

Bir kaç saniye sonra durumun tuhaflığına iyice sinirlenen Kuzey ve Gece aynı anda tekrar sen dediklerinde, ortam aşırı komik bir hal almış daha fazla bu komikliğe dayanamayan ikili ilk defa içten bir şekilde birbirlerine gülümsemişlerdi.

Bir süre sonra gülümseyen yüzler sakinleşmiş ve birbirlerine sessizce bakar olmuşlardı.
" Sende mi sabahları koşuya çıkmayı seviyorsun? "
"  Pek sayılmaz. "
" Peki o zaman. Sabah, sabah sizi dışarı ne çıkardı hanımefendi? "
" Bilmem, uyku tutmadı. "
" O neden? "
"  Kişisel bir mesele diyelim Kuzey. "
" Artık abi demek yok mu, ufaklık? "

Sinirlenme Gece adam haklı. Daha dün geceye kadar ona abi diyordun.
" Affedesin farkında değilim, dediğim gibi düşünceli bir sabah. "
_ Anlatmak istersen dinlerim.
Genç adamın karizmatik sesi kalp atışlarını daha da hızlandırdığında kendi tepkilerine şaşırır olmuştu Gece.
Bir insan daha ne kadar sevile bilir diki ?

" Evden ayrılmayı düşünüyorum. "
Gece'nin önünü arkasını düşünmeden yaptığı itiraf genç adamı oldukça şaşırtmıştı.
" Neden Gece bizimle mutlu değil misin? "
" Tabi ki mutluyum, evdeki herkesi çok seviyorum.

Kuzey'in gözlerine bakarak belki de hayatında genç adama yaptığı ilk itiraftı bu.
Gecenin melodik sesiyle evdeki insanları sevdiğini söylemesi Kuzey'i derinden sarsmıştı.
Boğuk bir sesle o zaman neden dediğinde, verilecek bir cevap yoktu. Maalesef bazen suskunluk en iyi çözümdü.

Dinle sevgiliWhere stories live. Discover now