Bu sefer kanayan bacaklarımdaki yaralar değil de bileklerimdi. Bakışlarımı sevdiğim koyu gözlere çevirdim ve uzun uzun baktım ''Ay kızı belki de çok uzağında değildir ha?'' yine o çok sevdiğim gülüşlerinden birini sundu bana. Dudaklarının iki yanı d...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hayatımın her anı birer birer film şeridi gibi gözlerimin önünde dönmeye başladı.
Küçüklüğüm yara bere içinde zoraki bir şekilde gülümserken, çocukluğum korkusundan gülemiyordu bile. Gençliğimin başları bitmiş bir şekilde bana bakarken, gençliğimin ortaları güçlü bir karakter olduğundan dolayı sert ama gülümseyerek bakıyordu.
Şimdi ki Akşın ise karşıma geçmiş kalbindeki büyük sevgisiyle beraber, gözleri parıldarken bana bakıyordu.
Bu yolları katlettik biz diyordu.
Önümüzde ki yollarda daha ne gelebilir ki başımıza?
Beni sıkıca saran 3 çift kola gülümsedim.
''Sizin yüzünüzden kafayı yiyeceğim biliyorsunuz değil mi?'' Mirza ile aynı anda kafamızı sallarken gülüyorduk. ''Benim biraz daha içmem gerek'' Dediğinde Teo onun kafasına hızla vurmuştu. ''Daha gece Akşının nöbetini tutacaksın ne uyuması?''
''Al işte abi ya'' Mirza mızmızlanarak uzaklaştığında daha da çok gülümsedim. Sonra üzerimdeki kollar birer birer ayrıldı. Mirza sağ tarafımdayken, Teo sol tarafımda her zamanki yerini koruyarak bana sarılmıştı. Siraç ise gelip tam karşıdan üçümüze de bir anda sarılmıştı.
Biz iyiydik.
Bugünde yaşıyorduk.
Bugünde nefes alıyorduk.
''Hadi şurayı toplayalım da sizin karnınızı doyuralım'' Siraç terastan ilk çıkanımızdı. Çıktıktan sonra kapının orada durdu ve aşağıya doğru bakmaya başladı. Peşinden ise ben çıktığımda aynı onun gibi kalakalmıştım.
Temmuz ve Didem merdivenlere oturmuşken Poyraz ve Tolga ayakta dikiliyorlardı.
Gerçekten mi?
Temmuz umursamaz bir şekilde yerinden kalkarak Siraç ve bana baktı ''Hasar falan yok değil mi?'' Siraç umursamadan merdivenleri inmeye başlamıştı ''2 ölü 2 yaralı var ister misin?'' yanlarından geçip gittiğinde yüzümde bir gülümseme yer almıştı.
''Hasar yok demek ki'' Temmuz da umursamadan aşağıya indiğinde gözlerimi devirdim. Sırf sormak için soruyordu.
Teo terastan çıkıp yanımda durduğunda aşağıdakilere baktı. ''Film bitti dağılabiliriz'' Ardından arkasını döndü ve Mirzaya uzandı. Sol eliyle Mirzanın kolunu tutarken, sağ eliyle de beni tutarak önüne doğru çekti. Bizi hafif ittirerek yürümeye zorladı. ''Bu ikisi bir süre cezalı. Onlarla konuşmak ve soru sormak yasak. Özellikle yaklaşmak tamamen yasak''
