2. 𝐁ö𝐥üm - En Büyük Yalan; Geri Geleceğiz

24 3 0
                                    


Hergün, her uyandığımda ne kadar bencil olduğumu düşünüyorum.

Onların suçu olmamasına, bu kazanın onların hayatlarına mâl olmasına rağmen yanımda olmadıkları için bencilce onları suçluyorum Bazen istemeden.

Kendimden soğuyorum ama bencil olmaya devam ediyorum.

1 ay sonra bitecek olan stajımdan sonra sonunda resmî bir savcı olacağım.

Bunlar, umutsuzluğun simgesi gibi duran Siyah perdelerin arasından sıyrılıp " Tek atış hakkın var. Son bir umut." Der gibi yüzüme vuran güneş ışığıyla uyandıktan sonra aklıma gelen birkaç gerçek.

Ben bunları düşünürken kapı çaldı, yeni uyanmış ve yorgun bedenim üşengeçlikle zar zor ayağa kalktı.
kapıyı açtığımda gözlerimi ovuşturarak git gide netleşen yüzü tanımaya çalıştım,
Bu artık görmeye alıştığım,
Haftada bir gelen teyzemdi.

Ben daha birşey demeden
Beni atlatıp elindeki torbalarla mutfağa doğru yürüdü,
"Yeni mi uyandın?! Stajın yok mu senin?"
Kapıyı kapatıp peşinden gittim
Burnumu çekim "Evet ama sorun yok, merak etme 2:00 ye daha var."
"Sorun olmadığına emin misin? Saate baktığını sanmıyorum." Gözlerim saati aradı, Saat Bulamayınca telefonu çıkarıp ekrandaki saate baktım.
sadece 23 dakikam vardı ve anında Hazırlanmaya başladım. Hızla kapıyı açtım ve Yerdeki bir şeye takılıp düştüm.
Kafamı kaşıyıp arkama baktım.
Küçük siyah bir kutu bana bakıyordu, bende Ona.
Kargo kutusuna pek benzemese de aklıma gelen ilk şey o olduğu için kutuyu içeri alıp hızla dışarı çıktım.

Ceza dairesine geldiğimde yanında staj Yaptığım savcının kapısının önünde bi süre bekledim 12 dakika geç kalmıştım, 3 aydır yanındaydım ama daha önce hiç geç Kalmadığım için tepkisini kestiremiyordum.
Ben öylece kapının önünde ne yapmam Gerektiğini düşünürken kapı birden yüzüme Açıldı.

"Ulaç?,
Gel, adam kaçırma Dosyasını düzenledin mi? Yanlışın varsa Hataları düzelteyim, Bugün duruşma var."
" Hm? Ah, evet düzenledim, bir yanlışım Olduğunu sanmıyorum ama çantamda, bir saniye... alın."
Dosyanın kapağa baktı, biliyordum ki bana güveniyordu ya da Güvenmek istiyordu.
" Tamam. Gelirken bunu almayı unutma. Duruşmaya daha iki saat var, şimdilik bir işin Yok iki saatlik bir izin veriyorum, Gidebilirsin."
" Yapacağım başka bir işim yok. İsterseniz dağılan dosyaları düzenleyeyim?"
" Olur. Öyle yap, benim bir müzik grubuna Açılan davanın detaylarını almam lazım, bir Saate gelirim."
Bir şey demeden kafamı sallayıp samimi bir Gülümseme takındım. Beklemiyordum ama o Da gülümsedi, pek samimi olmasada.

Savcı Pârs huysuz bir adam değildi, iyi ve Samimi bir insandı ancak işte fazla samimiyet Sevmezdi. Onu anladığım için soğuk tavırlarını Aldırmazdım ama yakın davranmaya devam Ederdim çünkü ona kanım kaynamıştı.
Staj yaptığım son 3 ayda 100den fazla dosyaya baktım ve 10 duruşmaya katıldım. bu ay'ıda doldurduğumda stajıma son verilecek.
Aslında belki de heyecanlı olmam gerekirdi,
Ama durgun hissediyorum. savcı olduğumda alıcağım dava...
Kendi ailemin davası.

                                                  ( 4 Yıl Önce )
/Yılbaşı/

Bugün Hayatımın en güzel günü olucak, öyle hissediyorum.
Sevmediğim akraba toplanmalarından biri gerçekleşecek yine. Ama yılın en sevdiğim Zamanları ve keyfimi bu bile kaçıramıyor.
Upuzun ahşap masanın üzerinde beyaz kenarlarını örtmeyen uzun bir örtü var
Masa uzun olduğu için masayı aydınlatan 3 Şamdan var. Zarif tabakların yanında çatal ve bıçakların olduğu yerde koyu kırmızı Güller ve Masanın yanında " Buradaki en parlak ve en güzel şey benim" diyen bir çam fidanı var.
Görüntü uğraşıldığı belli olan ve uğraşıldığına
Değen hoş bir görüntü. Elimdeki hediyeyi fidanın altına bıraktım ve annemin yanına gittim nerede olduğunu tahmin bile etmeme gerek kalmadı, mutfaktaki mis koku zaten aç olan karnımı elli kat acıktırdı.

𝟓𝟒. 𝐃𝐨𝐥𝐚𝐩 - 𝚂𝚘𝚗𝚛𝚊𝚔𝚒 𝙷𝚊𝚢𝚊𝚝Where stories live. Discover now