1.31✴En Güzel Zayıflık

En başından başla
                                    

Öylece geçip gitmesine izin vermedi, aksine göğsüne dayadığı elleriyle onu şiddetli bir şekilde geriye itti. "Sana neden dedim! Kahrolası örgütüne katıldım, evet ama bu senin köpeğin olduğum anlamına gelmiyor ve sen, şu an bana bir açıklama yapacaksın Ryder!"

"Şöyle yapalım," dedi Ryder aralarındaki mesafeyi yavaş yavaş kapatarak. "Burada öylece durup ben sana tüm hikayeyi baştan anlatayım, o sırada Kyle kardeşine biraz daha işkence etsin ama bunun pek bir önemi yok değil mi? Öncelik senin cevaplara ulaşman."

Öylece karşısındaki adama bakarken öfkeden titriyordu adeta. Arven onun can alıcı noktasıydı. Söz konusu kardeşiyse karşısında kim olursa olsun düşünmeden ruhunu söker alırdı. "Kahretsin!" diye tıslarcasına konuştu. Ryder haklıydı, bir konuşmaya bile vakit ayıramazdı. "Bana onu koruyacağını söyledin! Onu koruyacaktın!"

"Yapmak istediğim tam olarak bu!" dedi Ryder dişlerinin arasından. "Ve bana bir daha bağırırsan hiç hoş şeyler olmayacak."

Arya ona hayretle bakmaktan kendini alamadı. "Şu an dert ettiğin tek şey sana bağırmam mı?"

Ryder başını hafifçe iki yana salladı ve başka bir şey söylemeden yanından geçti. Arya ardından bir küfür savurdu ama daha fazla oyalanmadan onu takip etti. Ara sokaktan tam çıkacaklardı ki gözüne takılan kişiyle hızla Ryder'ın kolunu kavradı ve onu geriye çekti. Bir şey söylemesine izin vermeden işaret parmağını dudaklarının üzerine getirip susmasını belirtti ama zaten Ryder'ın da konuşacağı yok gibiydi. Sadece kısık gözlerle ona bakıyordu.

Arya başını hafifçe arkasına sindikleri binadan çıkarıp trafik ışıklarının altındaki genç adama baktı. Yanında Tarikat'tan iki asker vardı ve birine emirler veriyordu. Sokakta ise sadece birkaç kişi vardı. Bir de karşı duvarın dibinde kendi kendine bir şeyler mırıldanıp elindeki şişeden ara ara büyük yudumlar alan bir evsiz.

Tekrar genç adama baktı. Onu görmeyeli hayli uzun zaman olmuştu ama o zaman zarfında görünüşünde hiçbir değişim olmamıştı. Saçları bile uzamamıştı, hala kısacıktı. Zaten uzamalarına izin vermezdi. Gözlerinin aynı keskinlikle parladığını bu mesafeden bile görebiliyordu. Koyu kahve tonları her zamanki gibi soğuktu.

Dikkatli bakınca boynundaki dövmeyi fark etti. Eskiden adem elmasının hemen altında tıpkı Arya'nın boynundaki gibi iç içe geçmiş iki harf vardı. A ve L... Ama L daha büyüktü. Adı Lucius'tu, L harfi oradan geliyordu ama A harfinin nereden geldiğini Lucius hiç söylememişti, Arya bir ara kendi isminin baş harfi olduğunu bile düşünmüştü ama Lucius, romantik biri sayılmazdı. Aralarındaki ilişkiye de pek romantik denmezdi. Belki de A, Tarikat ona yeni bir isim vermeden önceki ismindendi ama şimdi boynundaki dövme değişmiş, yerini başka bir şey almıştı.

Aralarındaki mesafeden ne olduğunu seçmek zordu. Elini kaldırıp karşısındaki askerin omzuna koyduğunda parmaklarındaki dövmelerinde değiştiğini fark etti. Belli ki her ne olmuşsa ruhları silip süpürmüş ve vücudundaki her iz böylelikle silinmişti. Bir gölgeyle beslenmek ruhu besler ve vücuttaki her hasarı tamir ederdi. Bunu Lucius'tan dolayı biliyordu çünkü asil kanlar ruhlarla beslenemezdi. Bu sadece üstün asil kanlara lütfedilmiş hem muhteşem bir güç hem de işkenceydi.

Lucius ise Tarikat'ın elindeki tek Üstün'dü.

Lucius her ne söylediyse asker başını salladı ve diğeriyle birlikte yan sokağa saptı. O ise, tam aksi yöne ilerlemeye başladı. Gözden kaybolduğunda Arya derin bir nefes verdi ve Ryder'a döndü. Onun dikkatle kendisine baktığı fark edince kaşları hafiften çatıldı. "Ne?"

"Bana birini hatırlatıyorsun," dedi Ryder donuk bir sesle. Ardından silkelenir gibi oldu ve başıyla sokağı işaret eder gibi yaptı. "Tarikat mı?"

REVOLVERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin