Kalbime giren sancı ile yüzüm dondu.

"Ağlama." Mert kafasını iki yana salladı.

"Buradasın. Hayattasın. Mutluluktan bu hep."  Yine göz yaşı aktı.

"Ama sizi,seni hatırlamıyorum. " Mert omuz silkti.

"2.5 yıldır sadece yaşadığını öğrenmek için bile her şeyimi vermeye hazırdım. Hatırlama. Ama iyi ol. Burada ol."

Tekrar bir gözünden yaş akacakken uzanıp yanağını sildim. Ona dokunmamla hıçkırdı.

"G-gerçeksin sen." Yanağını okşayıp geri çektim elimi.

Sen az önce birine dokundun mu?

Yalan.

"Her neyse. Ailenin diğer üyelerini de toplayın. Akşama kadar gelmiş olurum. Ayrıca beni uğraştırmadan anlatırsanız sevinirim. Yoksa Barın kadara şanslı olmazlar bu sefer." Göz kırpıp ayağa kalktım. Çıkışa doğru ilerleyecekken Baran bana seslendi.

Lina olarak.

Durmadım. Bazı şeyleri kabul etmeleri gerekiyordu.

"Lina!"

"A-aden!"

Durdum.

Geriye dönüp aramızda bir adım mesafesi olan yerde bana bakan Barana 'ne var' anlamında kafa salladım.

"Güzelim,bizi,beni hatırlatmasanda önemli değil. Gitme. Burada dur. Hafızan geri gelene kadar ayrılma bizden. Senelerdir nefes alamıyorduk resmen. Arsel bugün ilk defa gülümsedi. Sana bakarken oldu bu. Mert ilk defa güldü. Yine sayende. Cihan yıllar sonra ilk defa dosyalar ve belgeler haricinde konuştu. Senin için. Gitme,burada ka-"

"Duygusal mı olmam gerekiyordu burada. Kabuslarımda gördüm sizi evet. Ama bu size güvenebilirim demek değil Baran Koran. Benim için sokaktaki bir adam kadar yabancısın. " arkamı dönmüştüm ki durdum.

"Ayrıca kabuslarımın birinde ağlıyordum. Hepiniz karşımdaydı ve ben size bağırıp ağlıyordum. Biliyor musun, size güvenip burada kalmak için tek sebebim dahi yok. Akşam gelirim. " evden çıkarken az önce bileğini sıktığım adam yoktu. Arabama geçip sıradaki durağıma sürdüm.

Bora Çağlayan'ın evinin adresine giderken bir yandan da arkamdaki Koranları düşündüm.

Yazar Hürrem Hazretlerinden Devemke ;

Lina nın evden çıkması ile Baran yere çöktü.

Lina bu eve ilk geldiğinde onlara bu kadar uzak ve yabancı değildi. Yine de şükretti. Lina az önce yanlarındaydı ve hala inanmakta zorluk çekiyordu.

Arsel titreyen elleriyle suyu içip tekrar oturdu. Karşısında oturduğu tekli koltuğa baktı. Gerçekten bunlar yaşanmış mıydı diye düşündü. Ya da topluca kafayı mı yedik dedi içinden. Cihan da onun gibi Linanın oturduğu yere bakıyordu. Gözlerini kapatıp o anı tekrar hatırladı. Gülümsedi istemsizce.

Az önce buradaydı hayatları. Aden ya da Lina. Elbet hatırlayacak bizi diye düşündü. Mert ise tekli koltuğa bakmıyordu diğerlerinin aksine. Eli az önce ablasının dokunduğu yanağındaydı. Tam 2.5 sene sonra hissetmişti onu. Hayallerinde, rüyalarında gördüğünden daha fazlaydı bu.

Ablası buradaydı.

Barın ise belki de en sakin kafada düşünendi. Lina'nın bıçağı nasıl boynuna dayadığını, tekrar aynı ustalıkla bacağındaki kemere nasıl taktığını hatırladı.

O artık Lina değildi. Dediği gibi Adendi.

Ancak Boz değilse kimdi ona bunu yapan? Ve nasıl başarmıştı her şeyi unutturmayı? Belki de bu soru Baranın da en çok düşündüğü şeydi.

LİNAWhere stories live. Discover now