☆39☆

53.2K 3.9K 795
                                    

"Ahahah tc simülasyon özeti!" Söylediğim şey ile geriye çekildi. Kanayan başımı yere yasladım.

"Ne saçmalıyorsun? O kadar mı sert vurdun kafayı ha!" Sesimin titrememesi için yutkundum. Gülümsemeye çalıştım. En sevdiğim maskemi kolaylıkla  taktım yüzüme.

"Benden hayli uzunsun, ağırsın,kaslısın. Artı olarak elleri ayağı bağlı karşındayım. Ve sen bu halde iken bana şiddet uyguluyorsun. Tc vatandaşı olup özgüveni olmayan it sürüsünden eksiğin var mı sanı-" karnıma yediğim tekme ile öksürdüm.

"Kapa çeneni! Ya da dur! Ben onu nasıl kapatırım biliyorum. "Gözlerim kapalı acının hafiflemesini beklerken o konuşmaya başladı.

"Dışarı hazır mı? Tamam geliyorum, geliyoruz!" Sonlara doğru acımasız gülüşünü duymuş, dışarıda  beni neyin beklediğini düşünmeye başlamıştım.

Ellerimi çözersem kaçabilirdim.

Ellerimi çözersem onu etkisiz hale de getirebilirdim.
Dayanmalı ve doğru an geldiği an kurtarmalıydım kendimi.

Yazar Ağzından;

Mert red edilmenin üzüntüsü ile yavaş adımlarla eve gitmiş arada bir durup etrafı süzmüştü. Aşık değildi Mert ama hoşlanmıştı işte.

Anahtarı ile kapıyı açıp içeriye girdiğinde girişe direk Cihan geldi.

Lina onlara haber verdikten sonra eve gelmemişti. Aramışlar ancak ne Linaya ne de Merte ulaşmışlardı. Bi umut beraberlerdir diye düşünmek istemişlerdi ancak yalnız dönen Mert ile Cihan bağırmaya başladı.

"Lina yok! Kahretsin! Niye açmıyorsun lan telefonu!" Mert girer girmez duyduğu şey ile donakaldı.
Ablası çoktan eve gelmiş olmalıydı.

"Cihan ve Arsel siz gezdikleri yere bakın Mert ve Lina'nın. Toprak sen Boz a git. Baran sen de polise haber ver. Hemen!" Serdar elleri titreyerek kardeşlerini aradı. Kızından haber alamadan beklemekten zaten yorulmuştu. Mert ile de değilse biliyordu ki bir şey olmuştu.

"Alo Serdar? Buyur abisi?" Serdar odasındaki tahta sandıktan beline ruhsatlı silahını yerleştirirken cevapladı onu.

"Lina yok abi! O şerefsiz bişey yaptı! Vakıf yemeğinde Lina'yı gördü. Onu İdil sandı!" Haluk (en büyük amcası Lina'nın) duydukları ile sofradan hışımla kalktı.

"Ne diyorsun sen Serdar! Yeğenime ne yapabilir o it!"masadaki oğullarının kaşları çatılırken Miran da kaşları çatık babasını dinliyordu. Hangi yeğen diye düşündü.

"Karıştı ortalık abi! Bilmiyorum! Lanet olsun ki tek kızımı, kahramanı olmam gereken kızımı koruyamıyorum." Haluk oğlu Ferite döndü (gençler bu abimiz en büyük kuzen ve micheal xksjxjaj)

Ferit anında mesajı aldı. Masadan kalkıp telefonundan birilerini aramaya başladı .

"Sakin ol abi. Linamızı sağ salim bulacağız!" Uygar ve Deniz ikizler duydukları isim ile birbirlerine baktı.

Yaşıtları olan tek kız kuzenlerinin başına bir şey mi gelmişti!

Masadakiler hemen toparlanıp Serdargilin eve geçtiler.

Toprak ise babasının dediğini yapmak üzere Bozun yanına gitti. Kapıdaki güvenlik Toprak ı selamlayıp yol verdi. Gergin ve bir o kadar da endişeli olan Toprak sert bir şekilde kapıyı çaldı. Boz alkol bardağını masaya bırakıp evi başına yıkmak isteyen kişinin kapısını açtı. Karşısında büyük Koran ı görünce hem çok şaşırdı hem de o halinden korktu. Toprak nadiren böyle olurdu. Daha ona ne olduğunu soramadan Toprak anlatmaya başladı.

LİNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin