63. Bölüm "Güzel Karım"

En başından başla
                                    

Bir askerin sesini duydum önce. Konu neydi bilmiyorum ama Toprak fena bir azar çekmişti askere. Hatta bir ara korkup kapatsım gelmiş sonra yine korkup kapatmamıştım. Çift kişilikli gibiydi bu adam. Evde pamuk şeker oluyordu hep.

Toprak son sözlerini söyledikten sonra kapı sesi duydum. Ardından telefon ekranı aydınlandı.

Başını iki yana eğip kütlettiğinde "Ehehehe." diye tuhaf bir ses çıkartarak güldüm. Ve az önce ortalığı yıkıp bağıran o değilmiş gibi tebessüm etti.

"Bir şey istiyor musun güzelim?"

"Ne?!"

"Eve gelirken bir şey istiyor musun?"

"Ha... Yok. Şey... Şey alsana bana Toprak. Pamuk şeker."

"Alırım... O zaman kapatıyorum ben. İşim var biraz."

"Tamam Allah'a emanet." Kararsız kalıp dudaklarımı dişledim yine de konuşmaktan geri kalmadım.

"Sevgilim... İnsanlara çok bağırma, yazık."

Dudaklarını birbirine bastırıp gülüşünü tutmaya çalıştı. Başını salladı aşağı yukarı.

"Tamam yavrum. Kızmam çok. Allah'a emanet olun."

***

Kızımızı uyutup yerine yatırdıktan sonra üzerimi sıkıca giyinip bir de battaniye alarak bahçeye çıktım.

Salıncakta usul usul sallanıp hafif esen rüzgarın tadını çıkarırken Toprak'ı bekliyordum.

Arabasının sesi gelip ışığı gece karanlığını deldiğinde bakışlarım o tarafı buldu. Sessiz kalıp beni fark etmesini bekledim. Kapı kapandı, arabayı kilitledi. Bahçenin kapısından girer girmez beni fark edip bakışlarını çevirdi.

Yanıma usul usul yaklaşırken "Niye uyumadın?" diye klasikleşmiş sorusunu sordu.

Omuz silktim. "Canım istemedi. Seni bekledim."

Yanıma oturup kollarını bana sardı. Başını boynuma götürüp koklayarak bir öpücük kondurdu. "Canını yerim senin." diye mırıldanarak çekildi geri.

Bir tebessüm belirdi suratımda. Üzerimdeki battaniyeyi onun üzerine örtmeye çalışsam da ikimize yetmedi.

Son çare ayağa kalkıp tam önünde durdum. Ne yapacağımı anlamış gibi kollarını açtı. Küçük bir çocuk gibi dizinde yerimi alıp kollarımı boynuna sardım.

Bir eli belimden destek olurken diğer elini karnıma koymuş yavaş yavaş okşuyordu.

Başını boynuma yaklaştırıp öptü. Tenime değen sakallarından gıdıklandığım için gülerek geri çekildim.

Bunu anlayıp belimdeki elini sıklaştırdı. Israrla çenesini boynuma sürterek öpmeye başladı. Bir yandan da kötü kötü sırıtıyordu.

"Gıdıklanıyorum ya!" diyerek kaçmaya çalıştım. "Sakalını değdirme."

Gülerek iki üç öpücük daha kondurdu. Elinden kurtulup ayağa kalktım. Koluma uzanıp tutacağı sırada hızlıca birkaç adımda kaçtım.

"Gıdıklanıyorum diyorum ya."

"Gel gel tamam." dedi gülerek. Gözlerindeki ifade bile hâlâ muzipti.

SINIR |Tamamlandı|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin