46-✴YÜZLEŞME✴

Start from the beginning
                                    

Yoksa Ali bunu bilerek mi buraya gelmişti. Adımlarımız masada oturan ikiliye yaklaştığında her ikiside bizi farkederek gözlerini bize dikerken ben hala içimdeki korkuyu silip atamamıştım. Çünkü söz konusu Ali'ydi her an ne yapacağı belli olmadığı için kendimi korkmaktan alıkoyamıyordum. Masanın ön kısmında durduğumuzda Yavuz ve Gizem beraber ayağı kalkarak durdular. Gizem'in yüzünde oluşan küçük bir gülümsemeyle ben de ona zorlukla gülümseyebildim.

Gözlerim Yavuz'u bulduğunda bir baş eğmesiyle Ali'ye karşılık verirken Ali daha fazla ayakta durmadan Yavuz'un arkasından elimi bırakmayarak dolandı. Yavuz'un yanındaki sandalyeyi geriye doğru çekerek oturmam için beklediğinde tuttuğu elimi ayırarak geriye doğru çektiği sandalyeye oturdum. Ali de karşımdaki sandalyede oturduğunda ortamdaki sessizliği bozan yanımıza gelen garson olmuştu.

"Hoş geldiniz." Garson erkek yüzundeki samimi görünen yüz ifadesini bozmayarak elinde tuttuğu menüleri her birimizin önüne koyarak uzaklaştı. İstediğimiz siparişler kısa sürede hazırlanıp masamıza konulurken hep beraber yemeye başlamıştık. Siparişler gelene kadar kimseden ses seda çıkmamış Ali gözlerini bir kez olsun benden ayırmayarak bana bakmış ben ise ona bakmayarak yüzüme dolan utangaç hissiyle etrafa bakıp durmuştum.

Önümdeki tabaktan bıçak yardımıyla biftekten bir parça keserek yerken Yavuz'un sorusuyla bakışlarım onu buldu.
"Nasılsın abi?" Yavuz Ali'ye bakarak sorduğu soruya Ali umursamadan "İyi" diyerek yemeğini yemeye devam etti. Kardeşiyle arasındaki bu soğukluk canımı sıkmıştı. Yavuz her ne kadar onunla konuşmaya çalışsada Ali inadından vazgeçmiyordu.

"Bugün burada neden buluştuğumuzu sormayacak mısın?"

"Hayır, arkamdan yapılan bazı şeyleri göremiyor olabilirim ama önümdekini de görmüyor değilim." Ali kardeşine karşı sözleriyle altan alta gönderme yapmıştı. Barışmaya yanaşmadığı çok belliydi. Aralarındaki bu sorun ne zaman bitecekti?

"Abi beni ne zamana kadar görmezden geleceksin?" Yavuz'un ister istemez biraz bağırarak  sorduğu soruyla Ali'nin keskin mavilikleri bir anda Yavuz'u bulmuştu. Bu gördüğüm bakışları benim üzerimde olsaydı. Muhtemelen ona bir daha bakmak için cesaretimi toplamam gerekirdi. Ali elindeki çatal bıçağı sertçe masaya bıraktığında ürkmekten kendimi alıkoyamadım.

"Sesine dikkat et Yavuz." Ortamın gerginleşeceğini anlayarak masadan Gizem'i de alarak uzaklaşmam gerekiyordu. "Şey Gizem benimle gelir misin?" Gözlerim Ali'yi bulduğunda bakışlarının hala Yavuz da olduğunu gördüm. Keskin maviliklerinin şu an üzerimde olmasına dayanamazdım. Gizem de ikisini yanlız bırakmamız gerektiğini anlayıp "Tamam" diyerek ayağı kalktı. Sandalyemi geriye doğru iteleyerek kalktım.

Masanın etrafında Ali'ye bakmadan dolandım. Gizem'in koluna girerek yanlarından uzaklaşırken sırtımda Ali'nin keskin maviliklerini hissediyor gibiydim. Garson bir kızın yardımıyla tuvalete doğru yol almıştık.

_*_

*Yazar'ın anlatımından * 👀

Ali gözlerini yanlarından uzaklaşan Efsun'dan çekerek tekrar Yavuz'a baktı. "Abi sana saygısızlık yapmak istemiyorum. Ama beni dinle."

"Senin neyini dinleyeceğim ben! Arkamdan nasıl iş çevirdiğini mi? Beni ayakta uyuttuğunu mu!" Sinirle ona bağırarak masada öne eğilerek yaklaştım. "Öyle değil! Seni zor durumda bırakacak hiçbir şey yapmadım."

"Yavuz! Beni zor durumda bırakmasan bile arkamdan gizli saklı oyun oynadın." Ali gözlerini karartmaya çalışan sinirime sakin kalmaya çalışarak engel olmaya çalışıyordu. Kardeşinin ondan habersiz iş çevirmesini kendine yediremiyordu. Onun böyle komploua ihtiyacı yoktu. Bu zamana kadar her ne olduysa kendi başına halledebilmişti. Yavuz'un arkasından sanki yapabileceği hiçbir şeyi kalmamışçasına oyun bile olsa Baran'nın tarafında yer almasına dayanamıyordu.

TUTSAK  Where stories live. Discover now