19-✴Yeni Ev✴

21.5K 608 360
                                    


Dünyayı anlayabilmek uğruna yaşıyorum. Ama dünya bir kez olsun beni anlamadı neden?

BTS ~ Always~
____________________💦

"Neden Ali'nin odasındaydın Efsun?"

Cevap veremedim sessiz kalarak, endişeyle gözlerine bakakaldım. Nasıl cevap verebilirdim ki beni yanlış anlar mıydı acaba?

"Efsun konuşsana neden Ali'nin odasındaydın, hem Ali'nin tişörtü neden senin üzerinde?"

Yavuz sorgulu bakışlarını gözlerimden ayırmıyor cevap vermem için beni zorluyordu. Başka çarem yoktu gerçeği söylemeliydim.

"Şeyy... Dün gece çok korktuğum için Ali bey'in yanında yatmak zorunda kaldım."

"Ne! Ali'nin yanında derken aynı yatakta mı?"

Hafif yükselttiği sesiyle sorduğunda ürkmeden edemedim.

"Evet çok zorladı. Yoksa ben istemiyordum."

"Bizim Ali'den bahsediyorsun
değil mi?"

"Evet."

Yavuz şaşırmış yüz ifadesiyle bana bakarken, ardından bir şey demeden yanımdan geçip Ali'nin odasına girmişti. Arkamı dönüp içeriye baktığımda yatakta oturup telefonuyla uğraşan Ali'ye doğru ilerleyerek karşısında durmuştu.

"Abi sen iyi misin?"

Yavuz'un sesiyle Ali'nin bakışları Yavuz'u bulmuştu.

"İyiyim, niye sordun?"

Yavuz başıyla beni işaret ederek;

"Efsun dün gece senin yanında uyumuş ikimizde biliyoruz ki sen bu kadar yakınlıkları sevmezsin. Neler oluyor?"

Ali'nin bakışları aniden bana döndüğünde yüzü gerginleşmiş, kaşları çatılmıştı. Aniden sertçe bağırdığında Yaslandığım kapıdan geri çekilerek, bir adım geriledim.

"Sen hala odana gitmedin mi? Bu halinle ortalıkta dolaşma Efsun! Hemen odana!"

Ali'nin sözünü ikiletmeyerek, korkudan hemen arkamı dönüp, odamın kapısını açıp içeri girmiştim. Neden bana sürekli bağırıp duruyordu bu adam!? Naptım ben? Bakışlarım yeni odamın ferahlatıcı manzarasında gezinmiş rahatlamamı sağlamıştı.

Eski evdeki gibi olmasa da buranın camı da en az onun kadar genişti. Cama ilerleyip önünde durmuş ellerimi cama yaslamıştım. Güneşin kavurucu ışıkları şehrin binalarının üzerini yakıp kavururcasına ışık saçıyordu. Dün gece geç saatlerde gelmiş, gecenin karanlığında bu güzelim, eşsiz manzarayı izleme fırsatını şimdi yakalayabilmiştim.

Şehrin kalabalığındaki insanlar ve arabalar, karınca sürüsü gibi yolları kaplamış, küçücük görünüyorlardı.
Her tarafta yüksek binalar ve uzaktan görebildiğim deniz göz kamaştırıcı haliyle güzelliğini önüme sermişti.

Ne kadar öylece durup yüksek binadan aşağı bakmıştım bilemiyordum. Ama aniden kapımın açılmasıyla hemen arkamı dönmüş, dün gece beraber aynı yatakta yattığım Ali gelmişti. Yanıma ilerlerken, elinde gördüğüm bavulumla bakışlarım kısa bir süre anlamaya çalışırcasına izlemiş, tekrar Ali'ye bakmıştım.

Ali elindeki bavulumu hiç zorlanmadan getirip önüme koymuştu.

"Eşyalarının hepsi bavulunda hemen üzerine düzgün bir şeyler giyip kahvaltıya in."

"Tamam efendim." Başımıda sallayarak onaylarken, bavuluma uzanmak istedim. Ama ali yarı yolda elimi tutup izin vermemişti.

"Hayır Efsun bavul ağır, yatağa bırakacağım."

TUTSAK  Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt