[Haneul]

Haneul:
Jungkook neredesin?
Hocalar seni arıyor.

Jungkook:
Lavabodayım.
Kimseye nerede olduğumu söyleme

Haneul:
Polisin geleceğini söylüyorlar.
Burada esir gibi bir şeyiz.
Dikkat et lütfen
Ne yapacağını bilmiyorum ama bu kadın kim olduğunu biliyor sanmıştım.
Şimdi gördüm ki o an kendini kameraya kaydediyormuş.
Yani bize değil internetten Bunny'e sesleniyormuş.
Kısaca sana
Buraya gelmezsen herkesi sırayla öldürecekmiş.

Jungkook:
Seni öldürmesi için önce beni öldürmesi gerekiyor.
Korkma tamam mı?
Hyun Woo'yu çağırdım ve bana kıyafetlerimi getirecek.
Şanslıyız ki müze yakın bir yerde

Haneul:
Nasıl ortaya çıkacaksın Jungkook!?
Delirdin mi sen?
Zaten polisler seni arıyor.
Yakalanırsan her şey biter.

Jungkook:
Bu kadın deli Haneul
Sana zarar gelirse her şeyin devam edeceğini mi sanıyorsun?
Önce buna neden olanları sonra da kendimi öldürürüm.

Haneul:
Şöyle demeyi kes.
Sanki kendini öldürmek için bahane arıyorsun Jungkook.

Jungkook:
Benim bahanem sensin
Beni yaşatmak istiyorsan kendini yaşatmalısın
Seni seviyorum

Jungkook telefonunu kapatıp cebine koyduğunda ceketini çıkartıp tuvalet kapılarından birinin arkasına asmıştı. Ardından da gömleğini pantolonunun içinden çıkartıp yakasındaki düğmelerden ikisini açmıştı.

O an öğrenci gibi görünmesi Jungkook için oldukça kötü olabilirdi. Haneul'ın dediklerine göre hocaları öğrencileri bir arada tutmaya çalışıyorlardı.

Jungkook hızlıca arka kapının önüne geldiğinde kapıyı açmaya çalışmış ama açamamıştı. Ardından da "Tabii ya" demişti gülümseyerek.

Hyun Woo ise son gücüyle koşmaya başlamıştı ormanın içindeki küçük yürüme yolunda.

Jungkook neden bunu istiyordu bilmiyordu.

Ayrıca neden ormanın içinde bir çanta saklıyordu, bunu da bilmiyordu.

Hyun Woo dip dibe duran iki ağaç ile karşılaştığında biraz duraksamış ve ellerini dizlerinin üstüne koyup birkaç saniye soluklanmıştı. Ardından da sağa tarafa dönüp dümdüz koşmaya başlamıştı.

Dakikalar içinde Jungkook'un anlattığı yere gelen Hyun Woo "Ormanın ortasında yaptığım şeye bak" demişti nefesini düzene sokmaya çalışıp. Ardından da kurumuş çalıların yanına gelmiş ve onları havaya kaldırıp kenara atmıştı.

Diz çöküp yerdeki tahtayı kenara ittirdiğinde çukurdan çantayı almış ve üstündeki toprakları sirkeleyip duraksamıştı. Derin nefesler aldıktan sonra da çantayı sıkıca tutup geldiği yolu tekrar koşmaya başlamıştı Hyun Woo.

Jungkook da kapının yanında beklemeye devam etmişti.

Kimse yoktu ortalıkta. Bunu büyük ihtimalle de güvenlik için yapmışlardı.

Müzedeki herkes tek bir yerde hep beraberlerdi. Bu da Haneul'ın güvende olması demekti.

Telefonunun titremesiyle elini cebine atan Jungkook telefonunu çıkartıp Haneul'ın mesajına bakmıştı. Ardından da çatmıştı kaşlarını.

[Haneul]

Haneul:
O dediğin kadın yanımıza geldi.
Tek başına ama ağır silahları var
Kimse bir şey yapamıyor.
Ona doğru ilerleyen adamları çoktan vurdu.
Hem de tam alınlarının ortasından
Üç ölü var diyebilirim.
Bize bir şey yapmaması için çıtımızı çıkartmıyoruz.
Sürekli gülüp seni çağırıyor.
Bizleri çekip hangisinden başlasam gibi şeyler söylüyor.
Büyük ihtimal paylaşmıştır.
Haberlere bak

Jungkook:
Sakin ol tamam mı?
Sakın ona karşı ters şeyler yapmayın ve sinirlendirmeyin.
En gerilerde kal.
Young Ae'ye de sahip çık
O salak kendini öldürtür.

Haneul:
Tamam
Lütfen dikkatli ol

Haneul telefonunun ekranını kapatıp kadına döndüğünde "Hadi diz çökün!" demişti kadın sinirle. Haneul da Young Ae'nin elinden tutup onu aşağı çekmiş ve diz çöktürtmüştü.

Fısıltıyla "Jungkook nerede?" diye soran Young Ae'ye "Bilmiyorum, ki bu zaten önemli değil. Burada değil ve bu da güvende olduğu anlamına geliyor. Sus ve kadının dediğimi yap" demişti Haneul kaşlarını çatıp. Young Ae ise olumlu anlamda kafa sallamıştı.

"Bunny hâlâ gelmedi. Bizi kurtarmaya gelir değil mi?"

Haneul olumlu anlamda kafa sallayıp "Gelecek ama... Ne yaşanacak bilmiyorum. Tanrı onu korusun." dediğinde "Bunny'den nefret ediyorsun sanıyordum?" demişti Young Ae. Haneul ise "Hayatımızı kurtaran birinden neden nefret edeyim ki?" demişti.

Ardından da "Hele ki o Jungkook'sa" demişti kendi kendine fısıltıyla.

"Hadi ama! Hiç eğlenceli değilsiniz! Susacak mısınız böyle? Hadi... Sen gel. Biraz eğelenelim."

Haneul kaşlarını havalandırdığında kaşlarını çatan kadın "Gel buraya!" demişti bağırarak. Ardından da silahını havaya kaldırıp "Gel yoksa gelemeyecek durama düşersin" demişti.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

✵~Oy vermeyi unutmayın~✵

.
.
.
.
.
.
.

Bunny ✵ JJK ✓Where stories live. Discover now