“Umarım burada düzüştüğün biri yoktur.” Dedi Luke. Duymamı istermiş gibi fısıldayarak ama biraz da bana eğilerek söylemişti. Görevli kapıyı açıp geçmemiz için önümüzden çekilirken, Luke kibarca adama gülümsedi ve beni de yönlendirerek balo salonundan içeri girdi.  Bir kaç kişi bize dönüp direk yanındakine bir şeyler söylemeye başladığında, suratımı buruşturmamak için savaş verdim. Salyasını akıtarak Luke Hemmings’e bakan kızların haddi hesabı yoktu. Bunun farkında olan sarışın ise halinden oldukça memnun görünüyordu. Bir kaçına göz kırptığını ve dudağını yaladığını görmüştüm. Bu çok alçakçaydı. Onun kolunda, bize dönmüş annesi ve babasına doğru ilerlerken, ona bakan kızlara göz kırpması bana iğrenç hissettirmişti. Ne olursa olsun, onun yanında ben vardım ve ben varken başka kızlara böyle davranmasına göz yumamazdım. Hele hele ailesi beni onun sevgilisi olarak bilecekken.

“Yanında ben varken gözlerine, diline ve diğer herşeyine sahip ol Luke.” Dedikten sonra ona baktım.

“Olmazsam?” dedi o yamuk gülüşü ile bana bakmaya devam ederken.

“Bu işten çekilirim.”

“Ben olsam o kadar kesin konuşmazdım.” Dediğinde ağzımı açıp tam bir şey söyleyecekken beni dirseği ile dürtmesi üzerine önüme döndüm ve gözleri yaşlı bir şekilde bizi izleyen sarışın kadına baktım. Gözleri yaşlıydı ve onu belinden tutan adamın ellerine çok güçlü bir şekilde sarılmıştı. Karşımda ki Hemmings ailesi, kesinlikle diğer aileleri kıskandıracak derecede güzel görünüyordu. Mutlu bir aile tablosu ve tamamen sarıdan oluşan kafalar. Andrew ve Liz Hemmings dikkatle beni süzerken, Luke; Ben ya da Jack olduğundan emin olmadığım ağabeylerinden birine omuz atıyordu.

“Merhaba.” Dedim. Ardından ise sesimin çatallı çıkması üzerine boğazımı temizledim ve elimi tokalaşmak için uzattım. “Crys-“ Luke’un keskin bakışları üzerine son anda sözümü bir öksürük krizi ile böldüm ve “Özür dilerim, sanırım tükürüğüm boğazıma kaçtı. Bethany Green.” Dedim. Liz Hemmings, beni şaşırtarak uzattığım elimden tuttu ve beni kendisine çekip sıkıca sarıldı. “Liz Hemmings.”

“Memnun oldum Bayan Hem-“

“Sadece Liz.” Dediğinde gülümsedim.

“Pekala, memnun oldum Liz.”

Ardından ise Andrew’a döndüm. O Liz’in aksine elimi sıkmış ve bana sıcak bir gülümseme vermişti. Sonunda sarışın ve mavi gözlü olan, neredeyse diğer tüm kızları kıskandıracak düzeyde güzellikleri olan kardeşlere döndüm. Üçü de birbirinin kopyası gibi dizilmişken, Luke sırıtarak bana bakıyor, ağabeyleri ise dikkatle beni süzüyordu.

“Jack.” Dedi daha yapılı olan. Elimi uzatıp yavaşça karşılık verdiğimde, Ben’e döndüm. O da aynı şekilde kendini tanıttığında, Luke’un yanına geçmiş ve dikilmeye başlamıştım.

“Ne zaman tanıştınız?” dedi Liz, dikkatle bize bakarak. Tam ağzımı açıp bir şeyler uyduracakken, Luke’un sesi konuşmamı engelledi.

“7 Temmuz 2014.”

“Çok olmuş.” Dedi annesi gülümseyerek bize bakarken. 7 Temmuz mu? Derin bir nefes çektim ciğerlerime.

“Nasıl tanıştınız?”

İyi bir tanışma planının da olmasını istiyordum. Çünkü gerçekten bu konu da oldukça berbattım.

“Nişanlısı ile gelinlik alışverişindeydi.” Gözlerim hızla büyürken oldukça doğal tepkiler vermeye çalıştım. Bu onun hikayesi olduğu kadar benimde hikayemdi değil mi?

“Nişanlısı mı? Ah sen nişanlı mıydın? Eğer bu ilişki için nişanlından ayrılmışsan gerçekten oldukça büyük bir aşk olmalı. Nişan ciddi bir şeydir.” Dedi Liz gururlanarak oğluna ve bana bakarak. Luke, gülümsedi ve bana döndü ardından. Annesine bakarken gözlerinde ki şefkat, bana döndüğünde yok olmuştu ve gözlerini koskocaman bir soğukluk ele geçirmişti. Ama dudaklarında bir gülümseme vardı ve eli belimdeydi.

bitch // l.h.Where stories live. Discover now