"Ay iğrenç!" dedi Ateşatar'ın kalın derisiyle temas edince. "O şey mukus mu?"

"Ömründe ilk defa mı ejderha görüyorsun?" diye haykırdım. "Derileri nemli olur."

"Ya düşersek?" dedi tedirgince aşağı bakarken.

Ateşatar birden kanatlarını çırpmaya başladı. Oluşturduğu hava dalgalarından çıkan ses kulaklarımızı okşadı. Ayakları yerden kesildiğinde, Lovena kollarını bana doladı. Ateşatar'ın boynuna sıkıca sarıldım. Ateşatar homurdanarak kanatlarını daha hızlı çırpmaya başladı. Bu sayede ivme kazandık ve Grimlocks'u çevreleyen kalkanın tepe noktasına ulaştık.

Kalkanı aştıktan sonra Ateşatar kükredi ve doğu istikametine yöneldi.

"Marscita Van Xeon Bulvarı'nın nerede olduğunu biliyor musun?" diye kulağına doğru bağırdım.

Hiçbir ses çıkarmadan aynı istikamette ilerlemeye devam etti.

"Bizi nereye götürüyor?" diye bağırdı Lovena. Örgüsü rüzgarda bir flama gibi sallanıyordu.

"Bilmiyorum," diye bağırdım arkama dönerek.

Ateşatar uçmaya devam etti. Kendimizi arenada bulma ihtimalimizin yüksek olduğunu düşündüm. Kanatlarının oluşturduğu güçlü hava akımıyla koruluk bir alanın üzerinde uçtuk. Upuzun ağaçları geride bıraktık. Bir şelaleye yaklaştığımızda, Ateşatar kanatlarını yukarı kırdı. Lovena geriye doğru savruldu. Elimle kolunu kavradığımda, düşmekten kılpayı kurtuldu.

Nihayet yeşillik bir alana iniş yaptığımızda, yaşadığımız maceranın şokunu üzerimizden atamamıştık.

"Ölüyordum!" dedi Lovena. "Bunu bir daha asla yapmayacağım."

"O zaman burada kal," dedim ve etrafı göstermek için arkamı döndüğümde, şaşkınlık içerisinde donakaldım. Gri taşlı yol ve sıra sıra dizili dükkanlar aynı son gördüğümüz zamanki gibi tam karşımızdaydı.

"Sen harikasın!" dedim Ateşatar'ın burnunu sıvazlarken. "Ama... nasıl?"

Koca simsiyah gözler aldığı takdirden memnun bir şekilde bana bakarken, aklımda nereden geldiğini bilmediğim bir cümle yankılandı.

"Gerçekten mi? Bunu yapabiliyor musun? Çok zekisin!" dedim ve kollarımı burnuna doladım.

Arkamı dönüp Lovena'yla karşı karşıya geldiğimde, bana deliymişim gibi bakıyordu.

"Ejderhayla mı konuştun az önce?"

Başımı arkaya çevirerek Ateşatar'a baktım. İri gözlerini hafifçe kısarak bana baktı.

"Biraz saçma gelecek," dedim Lovena'ya dönerken. "Onun düşündüklerini anlayabiliyormuşum gibi hissediyorum. Ona ihtiyacım olduğunu hissettiği için Grimlocks'a gelmiş."

"Gerçekten ne düşündüğünü anlayabiliyor musun?" dedi Lovena. "Şu anda ne düşünüyor?"

Ateşatar o esnada başını yere yaslamış, capcanlı çimlerin üzerinde uyuklama pozisyonuna geçmişti.

"Burada olduğu için mutlu," dedim Ateşatar'a bakıp tebessüm ederek.

"Peki benim hakkımda ne düşünüyor?" dedi Lovena heyecanlı bir şekilde.

"Şu anda, hiçbir şey. Uçarken seni düşürmekten korktu. Biraz narin ama cesur olduğunu düşünüyor."

"Ne?" dedi Lovena. "Narin mi? Hiç de değilim bir kere."

Ateşatar homurdandı ve başını kaldırarak ters yöne çevirdi.

"Bir de," dedim başımı kaşıyarak. "Çok gürültücüymüşsün."

"GÖLGE" - Magic Serisi I ∞Where stories live. Discover now