43.Bölüm: Ayna

192 45 10
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


43.Bölüm: Bana hırsını ver, böylece koşabilirim denizin üzerinden. Okyanusa doğru, bilmediğim bir adanın içinden...



Gözlerim karanlığa doğru aralandı. Bu kez sabah olmamıştı. Hatta gecenin üçüydü. Göktuğ belime sarılmış, başını boynuma gömmüştü. Nefeslerini hissediyordum. Cidden dedim içimden. 'Nefeslerini hissediyorum.' hafif bir tebessüm edip yavaşça doğruldum. Başını yastığa doğru yönelttikten sonra bacaklarımı sarkıtıp kilitli kapıyı açtım. Çok susamıştım, biraz da üşüdüğümü fark ettim. Uzun koridorda dikkat çekmemek için ışıkları yakmamaya özen gösterirken bedenim sert bir cisme çarptı. Ya da ben öyle olduğunu düşündüm. Kalbimin hızlanışını durduramasam da bunu dışarıya yansıtmadığıma emindim.


"Evren."


Fısıltı eşliğinde aralanan dudaklarım onun onay vermesini isteyen cinstendi. Derin bir nefes aldığında o olduğunu anladım. Sertçe yutkunup koridorun yan tarafındaki ışık düğmesine bastım. Tam olarak karşımdaydı. Karanlığın aydınlığa kavuşmasıyla gözlerini kıstı, kırmızıydı. Gözleri kıpkırmızıydı...


Kaşlarımı çatıp ona yöneldiğimde cebindeki elini çıkarıp duvara yasladı.


"İyi misin?"


Gecenin üçünde kırmızı gözleriyle evin içinde gezmesinin bir nedeni vardı. Bunu biliyordum.


Başıyla onay verip birkaç adım attı. Sanırım sarhoştu. Dengesini toparlayamıyordu, duvardan destek alıyordu. Koridor ışığının oturma odasına yansımasından görebildiğim kadarıyla yerde boş alkol şişeleri vardı. Etrafı incelemeye daldığım sırada yolu yarılamıştı. Ona yardım etmek istiyordum ama yanlış anlaşılmak beni tedirgin ediyordu. Yine de kendimi tutamadım.


Yan odadaki kapıya yönelip anahtarla açmaya çalışırken yapamayacağını anlayıp hızla yanına ilerledim.

"Ben hallederim."


Elindeki anahtarı alırken sessizce bekledi. Açıp geçmesi için kapının yanına kaydığım sırada bekledi. Bu sessizliği beni düşünmeye sevk ederken duvara yaslanıp dudaklarını araladı. Bir fısıltı gibiydi, sanki son sözleri dökülüyordu dudaklarında. Ya da en çok anlatmak istediği şeyi mırıldanıyordu. Belki bir şarkı söylüyordu aklından, belki de en güzel anısını canlandırırken gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Ya da tüm ihtimaller geçersizdi, sarhoştu işte. Her şeyin sebebi buydu. Kendini kontrol edemiyordu, davranışlarından ve söylediklerinden onu sorumlu tutmayacaktım, biliyordum işte. İyi hissetmiyordu.

HİSSEDEBİLİRSİN YAĞMURLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin