48.Bölüm: Rüya

148 40 8
                                    

48.Bölüm: Ve ben önceden olduğum kişiye dönüştüm. Sonra bu yaşananları aklımın en ücra köşelerine atıp sanki bir hayalmiş gibi hissettim. Hepsi gelip geçti hayatımdan. Bir rüya gibi anımsıyorum onları, kesik kesik hatıralar var aklımda. Az da olsa kahkahalar, çokça ağlayışlar.

Gözlerimi açtığımda koyu renkli perdenin kararttığı odayla karşılaştım. Okula gideceğimizi sanıyordum ama yine yanılmıştım. Her zerrem ağrıyordu. Yataktan kalkabileceğimi bile düşünmüyordum. Sırt üstü pozisyona gelip tavanla bir süre bakıştıktan sonra odayı incelemek istedim. Böylelikle kendimi biraz toparlamak için zamanım olacaktı. Tahminen misafir odasındaydım. Beyazın ağırlıklı olduğu odada küçük bir masa ve göze çarpan uzun perdeler vardı. Çamurlu saçlarımın kirlettiği yastığa bakıp iç çekerken yavaşça kapı aralandı. Aslına bakılırsa uyuyor numarası yapmak isterdim ama ilk saniyeden göz göze gelmiştik. Durumu düzeltmek adına biraz doğrulup sırtımı yatağın başlığına dayadım.

"Hocam." dedim kısık ve cızırtılı sesimle.

Elindeki küçük kitabı masanın üzerine koyarken bana dönmedi.

"Okul dışında böyle hitaplara girmeni istemem."


Yavaş adımlarla camın kenarına gelip perdeyi biraz araladı. Güneş batıyordu. Bu kadar uyuyabileceğimi tahmin edemesem de tepki vermeden öylece izledim.


"Size de rahatsızlık verdim." dedim bacaklarımı yataktan sarkıtırken. Ellerimi dağınık ve kirli saçlarıma geçirip birkaç kez kaşıdıktan sonra ayağa kalktım.


"Gitsem iyi olacak." diyerek masanın üzerindeki çantamı almaya yeltendim. Sonra sakin tavrıyla beni durdurdu.


"Seni eve böyle gönderemem. Ailene anlatacak geçerli bir bahanen de yoktur."

Tüm gece onun yanında olduğumu sandıkları için muhtemelen çok farklı şeyler düşüneceklerdi. Utku bunu benden önce idrak edip uyarıda bulunduğu için neredeyse minnettar kalacaktım.


"Duş al önce." karmakarışık ve kirli saçlarıma bakıp devam etti. "Sonra üzerindekileri yıkarız, farklı kıyafetlerle gitmen dikkat çeker."


Başımla onay verip beni yönlendirmesini istedim. Dolaptan aldığı duş havlusunu ve giysileri bana uzattı. Yavaş adımlarla banyoya ilerledim. Ciddi anlamda her zerrem isyan ediyor gibi hissediyordum. Uyku beni içine çekiyordu ve gözlerimi açmakta zorlanıyordum. Banyonun aralık kapısını açıp arkadan kilitledikten sonra kucağımdaki giysileri yere bıraktım. Soğuk suyu açıp ısınmasını beklemeden altına girdim. Su saçlarımda gezinirken içime giren ürpertiyle derin nefesler aldım. Kir vücudumu terk ediyordu. Saçlarım tamamen ıslandıktan sonra şampuanı sürüp biraz daha temizledim. Orada ne kadar kaldığımı bilmiyorum ama çıktığımda ellerim buruşmuştu. 


Soğuk iyi gelmişti. Uykumu açmış ve sarıldığım havlunun içinde biraz daha iyi hissettiriyordu. Islak saçlarım yüzüme düşmüştü. Karşımdaki aynada kendimi süzerken yaptığım her şeydi Göktuğ'u hatırlıyor olmanın verdiği buruk hüzünde giyinmeye başladım. Siyah bir kazak ve altına aynı renk eşofman vermişti. Banyo dolabının üzerinde bulduğum tarakla sertçe taradım saçlarımı, sanki bir yere yetişmeye çalışıyormuşum gibi davrandım. Aynaya bakmak istemiyordum, bu bile beni ağlatmaya yetiyordu. Havluyla fazla suyunu alıp nemi kalmasını sağladım. Utku'nun söylediğine göre çıkardığım kıyafetleri yıkayacaktık. Çamaşır makinesine doldurup havluyu da içine attım. Sonra çalıştırmadan banyodan çıktım. Hala aynı yerindeydi. Kapı sesini duyunca bakışlarını bana doğru çevirdi. Ortamdaki sessizliği bozman için dudaklarımı araladım.

HİSSEDEBİLİRSİN YAĞMURLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin