WATTPAD'İN KARA MÜZESİ

Start from the beginning
                                    

(Birinin bana "Biri sana tecavüz etsin" demesinin üzerine yazılmış bir tweet)

Ve bu paylaştığım sadece ikisi, örnek olsun diye attım. Bana yıllarca yazılanları buraya atsam size yazılmadığı halde okumaya dayanamazsınız. Ne psikolojiniz kaldırır ne de bu insanlarla aynı toplumda yaşadığınıza inanırsınız. 

Şimdi burada yazdıklarımı ve yazacaklarımı bile abarttığımı düşünenler ve söyleyenler olacak ama bunu düşünen de söyleyen de sadece kendini kandırır ya da tüm bunlara dahil olduysa vicdanını rahatlatmaya çalışır.

Kara Müze dedim çünkü içinde bulunduğum durumu daha iyi açıklayacak çok az örnek var ve bu onlardan biri. Kara Müze, yani Black Museum, Black Mirror dizisinin bölümlerinden biri. Bir insan bir müzede cam bir odaya kapatılıyor ve elektrikli sandalyeye bağlanıyor. Camın dışında bir buton var ve o butona basıldığında sandalyede oturan kişiye elektrik gidiyor. İnsanlar her gün o müzeye gidip o butona basmak için kuyruklar oluşturuyor. Yapılan işkencenin ardından adam ölüyor.

Yaptığınızın daha farklı bir durum olduğunu mu sanıyorsunuz?

Ne istiyorsunuz, ölmemi mi?

Sanki sırtımda sayısız insanın eli var ve bir uçurumdan atlamam için beni itiyorlar. Sanki bir sürü insan bana eğilmiş ölmemi söylüyor. Ne istiyorsunuz, bir gün bir intihar haberiyle uyanmayı mı?

En kötüsü de bunu yapsam birçok insanın mutlu olacağını düşünmem.

Siz içinizde nasıl bir vahşet taşıyorsunuz?

Bir kitabı eleştirirsin, bir kitabı beğenmeyebilirsin, bir insanı sevmeyebilirsin. Bir insanın karakteri size hitap etmiyordur, onu kendinize yakın bulmazsınız ve onunla bir bağlantınız olmaz. Bu hakkınız olduğu gibi doğal bir durumdur. Bir kitabı beğenmezsiniz, eleştirdiğiniz yerler olur ve bunu yazara söylersiniz ya da kendi aranızda konuşursunuz.

Tüm bunları yapanlar, siz yaptığınızın eleştiri olduğunu mu sanıyorsunuz?

Yine tüm bunları yapanlar eleştiriyle zorbalığı ayırt edemeyecek kadar bile mi sizi eğitmediler?

Tüm bunlara dahil olanlar, sözde kadına şiddetin karşısında duruyorsunuz. Bu vicdan mastürbasyonunu kendinize yapmaya bir son verin çünkü hiç inandırıcı değilsiniz. Karşınızda bir kadın var ve elinize fırsat geçse bana neler yapabileceğinizi, neler yaptırabileceğinizi düşünemiyorum bile. Yaptığınızın bir sokak dolusu insanın beni köşeye sıkıştırıp tekme tokat dövmesinden bir farkı mı olduğunu sanıyorsunuz? Siz kendinizi böyle mi kandırıyorsunuz?

Hiç sesimi çıkarmadım, sonuç olarak bir kitap yazmıştım ve elbette beğenen, beğenmeyen olacaktı. Kitabımın da kalemimin de çok ses getirdiğinin farkındaydım, elbette her ağızdan çıkan sesler bir olmayacaktı. Artık durum kontrolden çıktığında bile sustum, içinizden tek bir kişiyi bile hedef göstermedim. Durumu ne hukuki seviyeye taşıdım ne de düşüncelerinizi sunabileceğiniz özgürlük ortamını kısıtladım.

Gyges'in Yüzüğü hikayesini birçoğunuzun bilmediğine eminim. Platon'un Devlet kitabında geçer. Bir çobanın bir mağarada bir yüzük bulmasından bahseder, kimseye zararı dokunmamış bir insandır. Yüzük de ona bir görünmezlik katar ve kimse onu görmediği için türlü kötülükler yapar. Herkes onu görürken iyi bir insan olmasına rağmen. Şu an yaşanan olay da tam olarak bu, sosyal medya size bir görünmezlik katıyor ve bazılarınızın içindeki kötülüğü ortaya çıkarıyor.

Girişte yayınladığım fotoğraf bir sanatçının çektiği, ambiyansın ve gerekli ortamın sahte bir şekilde oluşturduğu bir fotoğraf değil. O fotoğraf bir gerçek.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Aug 22, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

YABANCIWhere stories live. Discover now