BÖLÜM 1 :GÖRÜNMEZ KALKANLAR

297 157 48
                                    

1 ay sonra...

En çok geceyi seviyorum. Yıldızların kendisine benzeyen milyonlarca kardeşleri var ama Ay’ın öyle değil, o kendi kendine yetinmeye çalışır. Bir dolunay olur, bir hilal, bir yarım ay... Sanki kendi kendini şekillere sokup yalnız hissetmemek ister. O sanki dolunaydır da yorulunca kalkanlarını azaltıp eski, korunmasız hallerine dönüşür.

Kendimi ona benzetiyorum. Korunmasızım ama görünmez kalkanlarım var ve onlar beni koruyor.

İlk defa yaşadığım için kendime kızıyorum, artık akşamları okuldan beraber döndüğümüz bir babam yok ve bunun için babaannem ve dedem bana bu piskiyatrik seansları uygun gördü.

Dede

-Doktor geliyor!

Psikolog

-Merhabalar, ben Sevgi.

Atlascım başlayabilir miyiz? Beni takip edebilirsin.

Tepkisiz bir şekilde doktorumu takip etmeye başladım. Ne zaman Sevgi ismini duysam içimde bir burukluk olurdu. Ölen annemin adı.

Odanın kapısını yavaşça açıp istediğim bir yere oturmamı söyledi. Oturdum.

Bana güvenebilirsin, anlatacakların aramızda kalacak gibi cümleler kurduktan sonra kafamın içinden geçen düşünceleri anlatmamı istedi.

Yutkundum, o günden sonra tek bir kelime bile konuşamamıştım. Bir anda bütün kelimeler benden intikam alırcasına ağzımdan çıkmaya başladı.

Atlas

-Babamı kaybettim ben. Şu sıralar 90’lı yaşlarda, gecekondu bir evin balkonunda yalnızlığına terk edilmiş, sevdiklerinin yolunu gözleyen Nebahat teyze gibi bir umut bekliyorum. Ama bir his var içimde.  Sanki kilometrelerce uzakta benden bir parça taşıyan biri var, ya babam ölmediyse? Cesedini bile bulamadılar ki zaten. Yola çıkmadan önce gözü gibi baktığı ,annemden ona tek yadigar kalan vazosunu kırdığım için bana ders vermek istiyorsa?

Zaten o hep öyleydi katı kuralları, kırılmayan ,ulaşılamayan, camdan duvarları vardı. Sanki küçük dağları bile o yaratmıştı.

Kendimi dedem ve babaannemin yanında sığınak gibi hissediyorum. Babaannem beni dövüyor, dedemse sürekli benim bu aileye bakmam gerektiğini söylüyor. Yorgun ve 17 yaşındayım. Artık bir babam var mı, yok mu onu bile bilmiyorum, her saniye ya ölmediyse diye düşünüp duruyorum.

Son 1 aydır en iyi yaptığım şeyi yaptım, ağlamaya başladım.

Oysa ki babam bana sürekli “erkek adam ağlamaz Atlas”. Derdi.

Psikolog

Hepimizin hayatında bir ölümsüz vardır. Öyle olmasa bile biz öyle sanarız. Sanki hiç gitmeyecek, ne olursa olsun elimizi hiç bırakmicak, ne zaman düşsek o bizi tutup kaldıracak sanarız. Acı olan da ondan başka hiç kimsenin ne kadar aciz, korunmasız olursak olalım bizi kaldırmak için ellerini bile uzatma zahmetine girmeyecekleridir.

Ama biz düştüğümüz yerden, yaralarımızı yavaş yavaş sararak kendi başımıza kalkabiliriz. Başta çok zorlanırız, sendeleriz ama kendi çabalarımızla tırmandığımız yerden bizi dışarıdan gelen hiç bir güç itemez atlas. Görünmez kalkanlarımız tek kişilik verdiğimiz mutluluk partilerimiz olur.

Dedi gülümseyerek.

Masanın üstündeki çalar saatin çalmasıyla irkildim.

Psikolog

Bugünlük bu kadar Atlascım. Kendine iyi bak.

GÖRÜNMEZ KALKANLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin