HI, I'M SAM! -Hyunmin

13

Yorgun bir günün ve uzun bir öğleden sonra Seungmin bir şeyler içmeye gidiyordu. Fakat her adım da Sam'le telefonda konuşurken,uykulu uykulu yaptığı itirafı hatırlıyordu. Seungmin yanaklarının ısındığını hissetti.

Neyse ki,kafenin yanından geçerken hedefine vardığını fark etti ve düşüncelerini bir kenara atıp,içeriye girdi.

Juyeon'a girdiği an,en sevdiği karamelli latteyi sipariş etmek için doğruca tezgaha yöneldi.

Bakışlarını etrafta gezdirdi ve etraf rahat kafenin huzurlu oluşunun tadını çıkaranlarla doluydu. Gözleri tam o sırada,Seungmin'e bakan tanıdık bir figürde durdu. Seungmin çocuğa yaklaşırken ikisi de birbirine gülümsedi.

"Hey Jeongin,içkinizin kişiliğinize uymasına şaşırmalı mıyım?" Seungmin güldü ve oturmasını işaret eden çocuğun tam önünde ki sandalyeye oturdu.

"Bu Berry Combo frappé muhtemelen şimdiye dek var olan en iyi şey." Jeongin önünde ki bordo içeceğe bakarak memnuniyetle iç çekti. "Buraya sık gelir misin? Bu benim ilk seferim."

"Evet burayı seviyorum. Huzurlu ve sakin. Ahh bi de burada ki her şey çok lezzetli." Diye yanıtladı Seungmin.

Garsonun getirdiği lattesini memnuniyetle kabul etti.

"Bekleyen bizsek neden onlara garson deniyor?"

Seungmin,çocuğun yüzünde ki ciddi ifadeyi görünce gülmeden edemedi. "Bahse girerim ki Felix bunu tartışmayı çok isterdi."

"Bir gün onunla bu konuyu tartışmak çok isterim." Diye duraksadı Jeongin "O burada." Seungmin ise kaşlarını kaldırdı "Kim burada?" Dedi ve dikkatini masalarına yaklaşan ayak seslerine çevirdi.

"Ne sikim!" Seungmin ettiği küfür ile masalarına gelen kişiyi güldürdü ve öfkeli bir şekilde göz teması kurdu.

"Görüşürüz Jeongin. Beladan başka birşeye sebep olmayan bir sikik ve zorbanın etrafında olmak istemiyorum." Seungmin sertçe ayağa kalktı.

Jeongin,Seungmin'in söylediği sözlere karşı yüzünü buruşturdu. Hemen çocuğun bileğini tuttu. O kadar sert bir şekilde tutmuştu ki Seungmin bi an için sendeledi.

"Neden ona sikik ve zorba diyorsun?" Jeongin kafenin huzurunu bozacak şekilde bağırdı. Sesi fazla soğuktu. Kendine irileşmiş gözlerle bakan Seungmin'in bileğini hâlâ sıkı ve acıtacak şekilde tutuyordu.

"Hyunjin hyung'un,Hongseok'u dövmesinin nedeni bana zorbalık yaptığı içindi. Yani Hyung senin nefretini hak edecek hiç bir şey yapmadı. Artık ona böyle davranmayı kes. Dünya senin etrafında dönmüyor Kim Seungmin."

Jeongin yüksek sesle konuşmasının ardından herkesin şaşkın bakışları ona doğru döndü. Üzerlerine rahatsız edici bir sessizlik çöktü. Kimse konuşmaya cesaret edemedi.

Seungmin ise sadece yutkundu ve bakışlarını Seungmin'i gördüğü andan beri gözlerini ayırmayan Hyunjin'e çevirdi. Hyunjin'in okunamayan ela kürelerine baktığında bir an da dondu. Sert bakıyordu. Hwang Hyunjin,Kim Seungmin'e karşı ilk sefa soğuk ve sert bir şekilde bakıyordu. Hyunjin ilk defa sevdiği çocuğa gülümsemiyordu. Yüzünde okunamayan bir ifade vardı. Seungmin'in boğazı kurudu. Jeongin'in bileğinde ki tutuşunun gevşediğini hissettiği an boğazını temizledi.

"B-ben gitmeliyim." Seungmin mırıldandı ve aceleyle yanlarından ayrıldı.

💜

Jeong babamız fazla asabi çıktı.
Aslında haklı,Seungmin Hyunjin'e karşı sebepsiz yere nefret besliyor. Ama yine de benim minik bebeğime bağırmamalıydı. 🥺🥺