Kızıl gözlü canavardan

En başından başla
                                    

"Bence Sehun ile bir kez daha konuşmalısın. Bay Lee'ye neden çalınan ok ve yay hakkında herhangi bir ihbarda bulunmadığını sormalı ve bu işin konseyde daha da çirkinleşeceğini söylemelisin. Her ne saklıyorsa onu korkuttuğunda sana söyleyeceğine eminim."

Bir yerde haklıydı ve Chanyeol eline geçen bu fırsatı kendi lehine çevirebilirdi. Sehun'un neden yalan söylediğini öğrenebildiği gibi birçok sırrı da öğrenebilirdi onun gücünü kullanarak. Masanın üzerinde ritim tutan parmakları düşüncelerinin arasında yüzen soru işaretiyle durdu.

Ondan ne gibi sırlar öğrenmek istiyordu tam olarak?

Luhan'ın rahatsızlığının ne olduğunu mu, o gece gerçekten kardeşi rahatsızlandı diye yemeğe gelmediğini mi yoksa Sehun'u ilgilendirmeyen daha çok gümüş saçlı vampiri işaret eden konular hakkında mı olurdu soruları tam da düşündüğü gibi.

Dikkatini toparlamak istercesine başını iki yana salladı, dalgın gözlerini hızlıca kırparak ona odaklanmış genç adamlara kaçamak bakışlar attı ve ayağa fırladı.  "Oh Sehun geri dönüş yapana dek bu konu hakkında düşüneceğim. Onun haraketlerine göre ilerlemek daha doğru olur, eğer korkmuş ya da kaba davranırsa onunla konuşmak yerine konseyde bu konuyu konuşmayı tercih ederim. Ancak her zamanki gibi nazik olursa daha fazlasını öğrenmek adına onunla yalnız konuşmayı teklif edebilirim. Şimdi vampir avına gidiyorum, bana şans dileyin! "

Jongdae sağ elini havaya kaldırıp ona beşlik çaktı. "Seni kurtarmamı istersen beş dakika sonra odana gelirim."

"Seni kim kurtaracak peki?" Gülerek çıktı odadan Chanyeol, deri ceketini omzuna geçirirken derin bir nefes alıp verdi. Son olaydan sonra Baekhyun'u uzun bir süre görmek istediğini düşünmüyordu ancak onu  şahsi odasında bekleyen vampir bu uzun zamanın ne demek olduğunu iyi bilmiyormuş gibi kısa bir zaman sonra karşısında çıkmakta kararlıydı. Chanyeol onu görmemek için bahane üretebilirdi, zaten dışarıda yapması gereken milyon tane işi vardı, ancak bir yanı ondan kaçamayacağını iyi biliyordu. Zamanı olabildiğince uzatmak adına asansörü kullanmak yerine merdivenleri tercih etti. Sabah sporu yapıyorum, diyerek kendini kandırırken yedi dakikayı daha geride bırakmıştı. Ceketinin fermuarıyla oynayan parmakları hızlı bir şekilde saçlarına daldı ve dalgalı tutamları karıştırıp Baekhyun'un karşı koymakta güçlük çekeceği hale getirdi. İçeriye girmeden önce yaptığı ilk ve son şey bu olmuştu, diğer bir yandan saatlerdir aynı odanın içinde bulunan Baekhyun garip bir şekilde yabancılık hissini aşmış küçük ama samimi odaya alışmıştı. Chanyeol odaya girdiğinde dudaklarında tatlı bir gülümsemeyle onun koltuğunda oturuyordu.

"Rahat mı?"

"Kucağın kadar rahat olduğunu zannetmiyorum." dedi, Baekhyun ayaklarını masanın üzerinden indirmeden hemen önce. Diğerinin bakışları bu konuşmadan hoşnut olmadığını belli etmişti anında ama vampir umursamadı, gülümsemesi genişledi.   "Beni görmek istemiyormuşsun gibi davranma Park Chanyeol."

"Neden böylesin? Şımarık, kendini beğenmiş, istediği her şeyi elde edeceğini zanneden çocuk gibi davranıp beni sinirlendiriyorsun sadece." Chanyeol hareket eden deri koltuğunu yakalayıp, onu bir hamlede kendine çevirdiğinde söyledi. Baekhyun'un kızıl - kahve gözleri yüzünün her bir yanında dolaşıyorken zihninde aynı cümleyi tekrar edip duruyordu ancak her saniye boyunca o cümle kendine olan inancını kaybediyordu. Her ne kadar aksini iddia etse ve hareketleriyle öyleymiş gibi gösterse bile Byun Baekhyun'u görmek, onunla konuşmak ve yumuşak dudakları bir kez daha kendi dudaklarıyla hapsetmek istiyordu.

Baekhyun alaycı tavrına yavaşça son verdi, kendini kötü hissettiğinde her zaman kurt adamların lideri Jongin ile buluşurdu ancak ilk kez onunla görüşmek istememişti. Yalnız kalmak istediğini düşünmüştü bir anlığına fakat ayakları otomatik olarak onu buraya getirmişti sanki her zaman geldiği bir yermiş gibi. Beni ziyaret etmenin karşılığını veriyorum, diye düşünmüştü Chanyeol odaya girene dek ancak onun yüzünü gördüğü anda bu bahaneye sığınamayacağını anlamıştı. Onu gerçekten görmek istemiş ve o yüzden buraya gelmişti. Peki ya Jongin? Hoşlandığını düşündüğü alfa ne olacaktı? Birkaç buluşmadan sonra ona mühürlenme hakkındaki soruları sormayacak mıydı? Kurtlar sadece kendi ırkları arasından eş seçerlerdi ancak Baekhyun ne zaman Jongin ile birlikte olsa kendisini alfanın eşi olarak hayal etmiyor muydu? Bunlar geçip gitmiş miydi? Hem de bu kadar kısa bir süre içinde?

REDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin