"Nereye, daha yeni başla-" onu ittirip hızla mutfağa koştum. Elime aldığım bıçakla kendimi savunmak için geriye dönmüştüm ki yanağıma inen sert ve hızlı tokat ile yere düştüm.

"Babaya karşı gelinmez!" Karnıma yediğim tekme ile inledim.

"Ben babanım! İstediğimi yapmak zorundasın!" Ikıncı yediğim tekme nefesimi keserken etraf kararmaya başlamıştı bile.

Abim nerdeydi?

Ben nerdeydim!

"Burada yalnızız kızım. Yalnız!"

Abi!

Nerdesin!

Yüzüme gelen ayakkabısın ucu ile gözlerimi sıkıca yumdum.

Gelmeyen darbe ile açtım gözümü. Elim kolum bağlı küvetteydim. Küvet su ile doluydu ancak oturur pozisyonda olmamdan dolayı sıkıntı yoktu.

Ne ara gelmiştim, neden buradaydım bilmiyordum.

"Katilsin sen!" Sesin sahibine döndüğümde,gözleri kan çanağı olmuş o adam vardı.

Buğra...

"Ha-hayır değilim ben,ben deği-" birden omuzlarımdan  tutup suyun içine gömdü. Anlık refleksle aldığım nefes ile ciğerlerime su dolarken çırpınıyordum. Ancak hala su içine gömülüyordum.

"Sen katilsin! Katilsin!"  Nefes almak için içime çektiğim su ile artık boğazım ve genzim yanarken boğulmayı kabulleniyordu vücudum. Bileğimdeki iplikleri yırtılmış, yırtarken derimide hatrı sayılır kesmişti. Onu engellemeye çalışırken nerden geldiğini bilemediğim bıçak darbesi ile çığlık attım suda hala boğuşurken.

"Ah!" Yataktan hızla kalkıp etrafa baktım.

Kulübe yoktu.

O yoktu.

Onlar yoktu!

Elim boğazımda,nefes almaya çalışıyordum.Daha kendimi toparlayamamışken odanın kapısı kırıldı. Çığlık atarak geriye giderken saniyesinde babamın kolları etrafıma dolandı.

"Burdayım kızım! Yanındayım,geçti artık. Kabustu sadece"derin nefes alıp verirken rahatlama ile boynuna sarıldım hemen.

Saçlarımı okşayan elleri ile mayışırken uyumak ile uyumamak arasındaki o ince araftaydım.

"Uyudu sanırım." Annemin pürüzlü, ağladığı belli olan sesini duydum.

"Biraz daha böyle kalayım. Bırakmak istemiyorum."babamın kolları etrafımı daha sıkı dolanırken Toprak abimin sesi doldurdu kulaklarımı.

"O adamın belasını niye hala vermedik? Neden küçüğümün kabusu olan o adam nefes alıyor hala!" Sonlara doğru sesi yükselmişti abimin.

"İdil o ailede. Her ne kadar üvey de olsa o da kızımdı bir zamanlar. Babasız bırakamayız onu" histerik bi gülme sesi gelirken yavaştan algılama yetim de kayboluyordu.

"İdil yüzünden yine zarar görüyoruz. Hem de en acı şekilde bu sefer! Küçüğümüzle,bebeğimiz gibi gözünün içine baktığımız Linamızla!" Cihan abinin sesi o kadar sertti ki bi an hukukçu değil de katil olabilir diye düşündüm. E vardı dede kanından böyle özellik.

"Sakin olun! Benim hoşuma mı gidiyor bu durum sizce? Ama zorundayım,zorundayız!"

"Lina'yı yarın okula değil hastaneye götüreceğim. Testlerini yaptıracağım. Alple de bu durumu konuşacağım." Baran abimin sesinin ardından hareketlilik oldu. Yatağa konulan başım ile biraz daha mayışırken etrafımda hissettiğim kollar ile bir bedene gömüldüm.

LİNAWhere stories live. Discover now