Are You Sure?

425 46 95
                                    

"Ne?"

Daniel'ın söyledikleri aklında tekrarlanırken Tom'un dudaklarından ilk bu dökülmüştü, yanlış duymuş olduğunu düşünüyordu. Daniel ise üzerindeki gerginliği hala atamamış olduğundan bu cevapla daha da gerilmişti. Ayrıca gözlerini Tom'dan çekemiyordu, onun da ağladığını görmek kalbindeki ağrıya yavaş yavaş ekleniyor ve onu büyütüyordu, yanına geldiğinde geçer sanmıştı oysaki.

"Sana çalışmak istiyorum." diye tekrar ederken kararlı olduğunu anlaması için gözlerini onun mavi gözlerinden ayırmadığından Tom'un anlamaya çalışıyor olduğunu fark etti. "Neden?" sorusuyla da yutkundu.

"Çünkü hiçbir farkı yok Tom. Senin bunların başında olduğunu bilip seni yakalatmamakla sana çalışmamın arasında hiçbir fark yok. Ben seni yakalamadıkça hala suçlu insanları öldürmeye devam ediyorsun ve bu yine benim yüzümden oluyor. Şimdi sana çalışırsam da bir şey değişmeyecek. En azından yanında olmuş olacağım."

Tom onun dediklerinden sonra Daniel'a birkaç adım yaklaştı, Daniel'ın kalbinin hızlandığını bilmeden de "Olmaz." dedi. "Sadece benim yanımda olmak için istediğin her şeyden vazgeçmeni istemiyorum."

"İstediğim çoğu şey senin davanla alakalıydı." Daniel iç çektikten sonra gözlerini kaçırıp "Artık Frances ilgilenecek." diye mırıldandı. Birazdan söyleyeceklerini aklından geçirdikçe içini bir endişe kaplıyordu ancak artık elinden bir şey gelmezdi.

"Ve seni bulabileceğini biliyorum çünkü onunla aynı şeyleri görüyoruz, aynı düşünüyoruz. Sadece ben ondan daha iyi olduğumu sanardım çünkü onun bir sürü zayıflığı vardı ve benim hiç yoktu. En azından seninle tanışmadan önceye kadar."

Daniel son cümleyi istemsiz bir şekilde ağzından kaçırınca hemen Tom'a baktı. Onun yüzünde oluşan gülümsemeyi görünce ise utanarak tekrardan gözlerini kaçırdı. "Yani şey, sana yardım etmem lazım." diye toparlamaya çalıştığında ise Tom ona biraz daha yaklaştı.

Hala Daniel kendisine bakamadığı için gülümsemesi büyürken Daniel'ın elini tuttu. Daniel da hemen gözlerini ilk birleşmiş ellerine çevirip sonra onun şu an nefes almasını zorlaştıran mavi gözlerine baktı.

"Emin misin?" Tom anlayışlı bir sesle sorduğunda Daniel hafifçe başını salladı. "Evet, evet eminim. Sadece ben vakayı çözdükten sonra ne olduğunu bilmesem yeter."

"Sen nasıl istersen."

Daniel mırıldanarak onu onayladıktan sonra bir süre sessiz kaldıklarında tekrardan ellerine baktı. Tom da onun yüzünü inceliyordu. Daniel'ın uyumadığı da ağlamış olduğu da her şekilde belli oluyordu, kendisi gibi. Geldiğinden beri mavi gözlerinde alışkın olduğu kendinden eminlik ve mutluluk yoktu. Nasıl şu kadarcık kısa zamanda ikisi de böyle olmuştu ikisi de anlamıyordu.

"Daha fazla ilerlememize gerek yoktu." Tom sonunda birkaç dakika süren aralarındaki gerici sessizliği bozunca Daniel tekrardan ona baktı, bu sefer o anlamamış gibiydi. "Ne için?"

Normalde çabuk anlayabileceği bir şeydi ancak şu an aklı hiç yerinde değildi ve Tom kendisine böyle bakarken de bir daha hiç yerinde olamayacakmış gibi hissediyordu.

Tom bu sefer bir elini onun yüzüne çıkartıp çenesini okşayınca Daniel istemsizce gözlerini kapattı, Tom'un yüzüne doğru yaklaştığını dudağını okşayan nefeslerinden anlayabiliyordu. Tom "Ben şimdiden sana aşık oldum." deyince ise birkaç saniyeliğine kalbinin durduğunu sandı.

Tom'a bir cevap veremeden onun yumuşak dudaklarını dudakları üzerinde hissedince az önce duyduğu beş kelime aklını başından alan tek şey olmamaya başladı. Az da olsa kendine gelebildiğinde o da titreyen elini onun yüzüne çıkartıp dudaklarına karşılık verdi.

Özlemle ve anlayışla dolu bir şekilde birbirlerini öptüler, bu basit öpücük bile ikisinin de içini kasıp kavuruyordu. Daha önce ikisi de kimseyi sevmemişti, bu yaşta ilk kez bunları yaşıyorlardı. Belki de bu yüzden bu kadar kısa sürede aşık olduklarını anlamışlardı. İkisinin de kalbi bir tek birbirine böyle hızlanmıştı, ikisinin de gözleri bir tek birbirlerine böyle bakmıştı, elleri, dudakları ve bedenleri bir tek birbirleri için böyle güzel birleşmişti.

Sessiz bir şekilde ayrıldıklarında Daniel alnı Tom'un alnına yaslıyken tekrardan gözünden akan yaşla "Ben de." diye fısıldadı. Bu seferki üzgün olduğundan değildi, sesinden gülümsediği belli oluyordu. "Benim için de daha fazla ilerlememize gerek yoktu."

Tom onun dedikleriyle rahat bir nefes aldıktan sonra sıkıca Daniel'a sarılınca Daniel da ona sarılıp başını onun omzuna yerleştirdi. Gözleri yatağın üzerindeki laptopa ve durdurulmuş videoya takılınca ise hemen hafifçe geri çekilerek "Üzgünüm." dedi. "Çok üzgünüm! Ben- ben bilseydim asla öyle bir gün- yani, üzgünüm."

Tom ilk onun neyden bahsettiğini anlamasa da arkasını dönüp anladıktan sonra onun iyice pişman olmuş haline bakıp gülümseyerek "Sorun değil." dedi. Daniel ise başını iki yana salladı. "Hayır sorun, gerçekten çok üzgünüm."

"Nereden bilebilirdin?" Tom tekrardan kollarını onun beline sardı ancak bu sefer aralarında biraz boşluk bırakıp Daniel'ın yüzüne baktı. "Sorun değil, lütfen artık böyle bakma. Güzel gözlerinde yine mutluluğu görmek istiyorum."

Bu sefer de Daniel ona sarılıp iç çekerek "Ben de seninkilerde." deyince Tom onun belini okşarken kokusunu içine çekti. "Yanımda olduğun sürece başka şekilde görebilmenin imkanı yok."

"Artık sürekli yanında olmuş olacağım." Daniel geri çekilip hafifçe gülümseyince Tom "Evet." diyerek onun saçlarını okşayarak geriye doğru ittirdi. Yeniden dudaklarını aralayınca ise Daniel "Bir daha emin olup olmadığımı sorarsan vazgeçeceğim." diyerek onun konuşmasını engelledi.

"Tamam sormuyorum." Tom ona gülümsedikten sonra yatağa geçip oturdular. Tom hala Daniel'ın gitmesinden ve fikrini değiştirmesinden korkuyormuş gibi onun elini tutuyordu.

"Eğer beni bulabilme ihtimali varsa," Tom şimdi aklına gelen şeylerle biraz düşünerek Daniel'a "Sana da bir şey yapabilir mi?" diye endişeyle sorunca Daniel hafifçe başını salladı. "Evet tabii, eğer senin olduğunu bildiğime dair bir kanıt bulabilirse ben de sana yardım ettiğim için birkaç yıl ceza yerim."

"Peki bulabilme ihtimali var mı? Sen bile beni ben istemesem bulamazdın." Tom kendini övermiş gibi konuşunca Daniel ona bakıp onaylamıyormuş gibi hafifçe başını iki yana salladı. "Ben seni ararken göz önünde değildin ama benim için polislerin arasına girdin, sürekli dışarı çıktık ve sen şu an daha adı duyulan birisi oldun. Yani hala zor ama eskisinden daha kolay."

Tom oflayıp yatağa doğru uzanarak boşta kalan eliyle alnını ovuşturunca da Daniel hala gergin olmasına rağmen onun elini okşayıp "Sorun değil." diyerek onu rahatlatmaya çalıştı. "Bir çaresini buluruz, biz onlardan daha iyiyiz. Ayrıca onun inceleyeceği her dosyayı ben neredeyse otuz kere inceledim, daha öndeyiz."

Tom onun dedikleriyle tekrardan Daniel'ın mavi gözlerine bakınca Daniel ona gülümsemeye çalıştı. Tom onu hafifçe kendisine çekince de başını onun göğsüne yaslayıp Tom'a sarılarak uzandı.

"Keşke başka şekilde tanışabilseydik." Tom onun burnuna değen saçlarına birkaç öpücük bırakırken iç çekince Daniel yutkundu, bunu o da dilerdi ancak sonuçta bir şekilde Tom'u tanımış ve aşık olmuştu. Şimdi gerisi önemsizdi.

"Senin peşine düştüğüm kısmı değiştirmek istemediğini sanıyordum." diye mırıldandığında da göremese de Tom gülümsedi. Böyle bir günde bile onu gülümsetebilecek tek kişi zaten şu an kollarında olan adamdı ve Tom minnettardı. "İstemiyorum zaten. Sana dair hiçbir şeyi değiştirmek istemem."

Bir türlü bölüm yazamıyordum bu kurguma nedense sonunda bitti umarım beğenmişsinizdir

𝐆𝐨𝐨𝐝 𝐆𝐮𝐲 | 𝐅𝐞𝐥𝐭𝐜𝐥𝐢𝐟𝐟𝐞Where stories live. Discover now