13

5.8K 488 228
                                    

Selamünaleyküüüm çiçekler...

İyi okumalar 🦋

***

Bilinmeyen Numara: O dokunduğun gitar tellerini öptüm ben senin parmak izin var diye

(Görüldü.)

"Kaldır artık başını telefondan, annemler kızacak."

Kuzey'in fısıltısı ona dönmemi sağladığında oturduğum bu berbat masaya söylendim içimden.

Hayır hayır, berbat dediğim kesinlikle nimetler değildi. Aynı masada oturduğumuz insanlardı.

"Sana ne be? Yemeğini tıkın sen anca," dedim sinirle. Sırıtıp önüne döndüğünde somurtup önüme dönmüştüm. Elimdeki çatalla yemeğimi deşerken annem olmayan keyfimi daha da berbat etmek istercesine konuşmaya başladı.

"Bence düğünün süresini kısaltalım, hazırlıklar neredeyse tamam. Beklemeye gerek yok."

Yengem kafasını sallayıp, "Bence de haklısın, bu işler uzatmaya gelmez." diyerek annemi onayladığında, Kuzey ondan beklemeyeceğim bir şekilde çatalını sertçe tabağına bıraktı. Bakışlarımız ona döndüğünde sert yüz ifadesi ve koyu kahve gözleri annemleri hedef alıyordu.

"Bırakın da ona da biz karar verelim değil mi? Mehlika ne zaman isterse o zaman olur. Bir yıl derse bir yıl!"

Kaşlarımı kaldırdım hayretle. Gerizekalı, aklı sıra süreyi uzatıp çıkış yolu bulacaktı. Zaten üç aydır nişanlıydık, o kadar zaman içinde bir şey yapamadıysa, bir sene içinde de yapamazdı.

Amcamın sert bakışları ona dönünce umursamadan bana baktı Kuzey. "Doyduysan kalkalım biz."

Buradan kurtulmak için Kuzey'e bile katlanırdım. Hevesle başımı sallayınca annemlerin bir şey demesine izin vermeden kalktık masadan. Hırkamı üzerime geçirdiğim de o da arabasının anahtarını alınca çıkmıştık evden.

Arabasına bindiğimizde elimi radyoya uzattım ve açtım.

'Ama sen beni unutamazsın
Anımsarsın aniden...

Bir adam bir akşam, misal
bana benzeyen
Tutar geçer tam önünden.'

Aklıma onun gelmesiyle içime sebepsizce öküz oturdu. Ben nasıl oluyordu da tanımadığım bir adamı bu kadar samimi hissediyordum kendime?

"Daldın..." Elleri direksiyonda ritim tutan Kuzey'e döndüm. "Bana bahsettiğin kızı, hâlâ seviyorsun değil mi?" Gözleri kısa bir an yoldan ayrılıp bana döndü. Sorumu yanıtsız bırakıp tekrar yola odaklanırken telefonu çaldı. "Bakar mısın şuna kuzen?" Başımı sallayıp ekrana baktım. "Ali Baha arıyor." Açıp kulağına tuttum.

"..."

"Tamam, geliyorum o zaman."

"..."

"Yanımda Mehlika'da var." Bir süre daha karşıyı dinleyip kapatmamı söyledi. "Ali Baha'ya gidiyoruz. Sıkıntı olur mu senin için?" Omuz silktim, farketmezdi.

***

Büyük bir evin önünde durduk. Bunaldığım için hızlıca arabadan çıkıp yavaşça kapıyı kapattım. Sert örtersem, Kuzey beni doğrardı. Küçükken bineceği arabayı hayalleyip aşk yaşardı, evet evet arabayla.

Biz daha zili çalmadan kapı açıldı. İçeri girerken bir yandan da etrafı inceliyordum. Uygar, Kutay, Ali Baha hepsi buradaydı. Bir tek Emre eksikti galiba. Kuzey düşündüklerimi dile getirdi. "Emre yok mu?"

"O gitti, acil bir işi çıkmış ama bir saate gelirmiş." Uygar'ın donuk sesinden sonra tüm gözler bana döndü. "Merhaba." Herkes aynı karşılığı verirken, ben herkesten uzak bir köşeye oturdum. Onlarda oyun konsolundaki oyunlarına odaklanmışlardı zaten.

Mutfaktan minyon, güzel bir kız çıktı ve elindeki iki büyük kaseden birisini erkeklerin önüne koydu. Diğerini de yanıma oturup aramıza koydu. "Merhaba, ben Irmak, Uygar'ın eşi oluyorum." Gülümseyerek karşılık verirken derin bir sohbete hemen girebilmiştik. Uygar'ın aksine fazla samimiydi.

Uzun bir sohbetten sonra mayışırken başımı koltuk koluna yaslayıp Irmak'ı dinlemeye devam ettim. Bir süre sonra ağırlaşan göz kapaklarıma söz geçiremeyip boynumun ağrısını umursamadan uykuya daldım.

***

Başımdaki iki kişinin sesleri boğuk boğuk kulağıma gelirken uyku daha tatlı geliyordu.

"Kuzey, Mehlika'yı benim odama çıkaralım, Irmak da orda yatar. Biz de beşimiz takılırız burda. Sırayla sen, Kutay, Emre, Uygar, ben yatarız." Sus artık diyip bir tane vurasım gelmişti. Uyuyordum burda yahu!

"Tamam. Ben alayım, sen de odanın kapısını aç." Kısa sürede havalandığımı hissederken uykum zerre açılmamıştı. Havada, karada, denizde, her yerde uyuyabilirdim. "Emre, sen de gel." diye başka bir ses duydum.

Kısa sürede beni yumuşak ama soğuk bir yere bıraktılar. Üzerime ince bir örtünün örtüldüğünü hissettim. "Bugün kimse bu katı kullanmasın. Kızlar rahatsız olmasın." Sesleri ayırt edemesem de birisinin böyle düşünmesi mutlu etmişti.

"Ben bu örtüleri alıp iniyorum. Kuzey, sen de bunları al." Oda boşalırken uzun bir sessizlikten sonra saçlarımın üzerinde sıcak bir elin baskısını hissettim.

"Öyle masum duruyorsun ki, seni ne zaman uyurken görsem, affediyorum."

Kulağımda sıcak bir nefes hissettim. Sonra da artık aşinası olduğum sesi. "Ben seni çok sevdim, belki zordur anlaması sessizliğimden. Ben seni çok sevdim, sen oku kelimeleri gözlerimden..."

***

Bom 💥 Sizce kim bu??

Sınır: 50 oy 100 yorum

Hesaplar:
nubelindas
sakinolesra

Görüşmek üzere, Allah'a emanet olun, bir de sizi seviyoruz ❤️

Evleniyormuşsun Bugün | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin