1.🌼

7.1K 206 58
                                    

İyi okumalar ❣️
  

Yorgunluktan tükenmiş bir şekilde kendimi boş sokağa attım. Saat gece yarısını çoktan geçmişti ve ben bu saatte çalıştığım restorant'tan yeni çıkmış evin yolunu tutmuştum. Evim çalıştığım restoranta yarım saatlik yürüme mesafesindeydi ama şuan bana bu saat dilimi bile bir asır gibi geliyordu.

O kadar çok yorgundum ki şu karşı kaldırıma kıvrılıp uyumak bile çok cazip bir fikir gibi geldi gözüme  ama evde beni bekleyen aksi bir anaannem olduğu geldi birden aklıma.5 dakika geç kalsam saatlerce sorguya çeker beni ve bu yorgunluğun üstüne böyle bir karmaşaya katlanabileceğimi hiç sanmıyorum

23 yıllık hayatımda böyle çile görmedim.Ayaklarım isyan edercesine asfalt yolda sürünürken bir yandan da ayağıma gelen çakıl taşlarını etrafa savurup stres atmaya çalışıyordum.

Ara sokaktan sapmış bir kaç adım atmışken arkamda  başka birinin de sokağa girdiğini farkettim. Bu yoldan eve gitmek zorunda olduğum için içimden küfür ederken adımlarımı hızlandırdım. Bu saatte dolmuş bulamıyacağımı biliyordum ve taksi tutacak kadar üstümde  param  olmadığı için yürümek zorundaydım.
Arkama dönecek cesaretim yoktu ama hala arkamda olduğunu sokak lambalarının aydınlattığı yola düşen gölgesinden anlayabiliyordum.

Koşsam yakalar, bağırsam boş sokakta kim duyardı ki sesimi. Bir kaç adım uzağımda gördüğüm marketle o tarafa doğru ilerledim ama kapıyı ne kadar ittirsemde açamadım. Kahretsin şimdi nasıl kurtulacaktım. Bu saatte açık olduğunu düşünmem büyük hataydı zaten ama ufak bir umuttu benimkisi. İçimde yeşeren umut tuzla buz olurken, hissettiğim korku gittikçe daha çok büyümeye başladı.

Hala arkamda olduğunu hissediyordum emin olmak için marketin cam kapısından arkamdaki kişinin yansımasına bakmaya karar verdim. Belkide benim saçma sapan kuruntularımdan biridir, belkide arkamdaki kişi her kimse çoktan gitmiştir. Öncelikle derin bir nefes alıp tüm cesaretimi toplamaya ve kendimi telkin etmeye başladım. Daha doğrusu çalıştım çünkü başarılı olduğum pek söylenemezdi. Gözlerimi yerden çekip cam kapının üzerinde yavaş yavaş yukarı çıkardım.

İşte oradaydı benden 4-5 adım uzakta sokak lambasının altında siyahlara bürünmüş bir adam bana bakıyordu. Ne yaptığımı anlamış olacak ki sırtımda tuttugu bakışlarını cam kapıya çevirdi ve işte o an göz göze geldik.

İkimizde birbirimizin yansımasına bakıyorduk ve birden dudağının ucunun kıvrıldığını fark ettim. Kalbim bedenimi terk etmek ister gibi içimde can çekişirken soluduğum nefes boğazımda takıldı. Hareket edemiyor yada bağıramıyordum, şoka girmiş gibi sadece aynada ki yansımasına bakıyordum. 1,85 boylarında siyah kot pantolon, üzerine siyah bir sweet giymiş ve kafasına siyah bir şapka takmıştı. Şapkasının gölgelediği yüzünü göremesemde yapılı vücuduyla yeterince ürkütücü görünüyordu.

Birden harekete geçip bana doğru adım atınca ağzımdan istemsiz bir çığlık koptu ve ayaklarıma can gelmiş gibi koşmaya başladım. Gözlerimden yaşlar ne zaman akmaya başladı bilmiyordum ama kulaklarıma ileşen hıçkırık sesimle ağladığımın farkına vardım. Hayatımda hiç bu kadar hızlı koştuğumu hatırlamıyorum. Gözlerim yaşardığı için bulanık görmemi sağlıyordu ama yinede hızımı kesmeden deli gibi koşuyordum.

Kulaklarımda kalp atışlarımın dışında ses duymazken yalpalayan ayaklarımı dengede tutmaya çalışıp bacaklarıma daha çok yüklendim ama belime dolanan ve ağzıma kapanan kocaman ellerle durmak zorunda kalmıştım.

Kolları arasında çırpınırken bir yandan da birilerinin bizi fark etmesi için içimden dualar ediyordum ama kahretsin ki değil bir insanın bu sokaktan geçmesi  etrafta minik bir ses dahi  yoktu. Birden sırtımı sokağın duvarına yaslayıp parmağını dudağına yasladı.

"Şşş sakin ol ufaklık. Sana zarar vermeyecem" dedi.

Tanımadığım bir adama nasıl güvenebilirim ki? Üstelik şuan beni zorla alıkoymuş ve onunla dib dibe duruyorken.

" seni çok  korkuttum farkındayım ama sana asla zarar vermem ufaklık. Şimdi o incilerini akıtmayı bırak olur mu?"

Ve birden ağzımın üstüne kapattığı koca avcunu dudaklarımın üstünden çekti. Kafasını omzumun arasından yavaş yavaş çıkarıp ilk kez yüzünü görmemi sağladı. Şapkanın altından fırlayan inatçı siyahın en koyu tonu olan saçlarına nazaran ay ışığına meydan okuyan  beyaz teni ve doğal olduğu her halinden belli olan kırmızı dolgun dudakları, eksik olan tek şey gözleriydi.

İç sesimi duymuş gibi gözleri ağır ağır gözlerimi bulduğunda artık yüzünün her ayrıntısını görebiliyordum. Karanlıkta tam emin olamasam da koyu yeşil gözlere sahipti ve gözlerini gölgeleyen kıvrımlı uzun siyah kirpikleri vardı. Yüz hatları oldukça keskin ve sertti. Kafamı iki yana salladım. Bulunduğum durum aklıma dank edince ürkek gözlerimi gözleriyle buluşturdum.

" bakma bana öyle kedi yavrusu gibi. Niyetim seni korkutmak değildi, sadece 2 yıldır olduğu gibi seni uzaktan takip etmek istemiştim.

Her bir kelimesi beynimde balyoz darbesi gibi bir  etki yaratırken ne düşüneceğimi bilemedim. Şuan karşımda beni  2 yıldır  takip ettiğini söyleyen tanımadığım bir adam dururken yaşadığım yorgunluğun üstüne bir de bu korkuyu kaldırmaya gücüm yetmedi ve gözlerim yavaş yavaş karanlığa hapsoldu.

***********************************
Selam arkadaşlar.

Bu kitap benim için ilk deneyim olacak ve elbetteki yazım hatalarım vardır. Bunları zamanla düzeltirim ama aslında bu bölüm ile ilgili size sormak istediğim bir şey var.

Bu bölümü beğendiyseniz ve bu kitaba devam etmemi isterseniz bölüm yazmaya devam edecem. Aksi takdirde bölüm beğenilmez ve oy verilmez ise kitabı silecem ama her türlü kararanıza saygı duyduğumu bilin lütfen.

Hoşçakalın 🌼

GÖLGEWhere stories live. Discover now