53. Bölüm - Sebepler

En başından başla
                                    

"Onların beyinlerini mi yıkamış?"

"Hayır yıkamadı. Ancak insanların bir Tanrı ya da Tanrıça olduğunu öğrendiklerinde senin için neler yapabileceklerini bilsen şaşarsın." dedi umursamazca omuz silkip.

Bu tavrını biraz küstahça bulsamda sonuçta o da bir Tanrıydı ve başka türlü davranmayı bilememek; şayet varsa eğer DNA'larına işlemiş gibiydi.

"Ray en başından beri peşimdeyse neden Kingu'nun bana saldırması bu kadar uzun sürdü?"

Babam kaşlarını imalı bir şekilde kaldırdı ve sanki cevabı benim bulmamı istermiş gibi bekledi.

Benimse kaşlarım aklıma gelen düşünceyle çatılırken, "Cade'mi?" diye sordum.

Kafasını sallayarak onayladı ve "Neredeyse tüm bu zaman boyunca o adamı bir şekilde senden uzak tutmayı başardı aslında." dedi.

Cade'in, benim Ray'in barmen olarak çalıştığı o Cuma gecesi partilerine katılmama şiddetle karşı çıkmış olduğunu hatırladım. Gereğinden fazla bir tepkiyle karşılık vermişti. Ardındansa Ray'in bitmek tükenmek bilmeyen art arda görevlere göndermişti. Belki de çok daha öncesinde de aynı şeyi yapıyordu. Yani Ray'i görevlere gönderip benden uzak tutuyordu ama benim o geceden sonra dikkatimi çekmişti. 

Hatta antrenmanlara katıldığım o ilk gün kimsenin bir yarı Tanrıça olduğumdan haberinin olmadığını hatırladım. Üstelik herkesi uyarıp bunu kimsenin bilmesini istemediğini de söylemişti. Ve ben bu tavrını; insanların bana iyi davranmaya başlamasını istemediğine yormuştum...

"O içkinin içinde ne vardı?"

Marduk'un yüzü sanki istemsizce buruşmuştu. "Birazcık Medea."

Tanrılar aşkına!

"Kingu'nun neden beni sürekli zehirlemeye çalıştığıyla ilgili de bir teorin varsa seve seve dinlerim."

"Belki sen Medea yüzünden bilincini kaybetmişken tesisten çıkarılman çok daha kolay olurdu?"

"Peki, o gece tam olarak neler oldu?"

"İşte bunu ben de bilmiyorum. Sana söylemiştim; eğer bir Tanrı ya da Tanrıça gizlenmek isterse onu göremem hatta hissedemem bile. O gece Cyrus hatırladığım kadarıyla ilk defa hem kendini, hem de seni benden gizledi. Aslını istersen bu çok Cyrus'un tarzı değil. O daha çok ne yaptığını bilememi ister gibi yaptığı hiçbir şeyi gizlemez ve gözüme sokar."

Muhtemelen bu Marduk'a, kızına yaklaşıyorum ve onun peşindeyim haberin olsun demesinin farklı bir yoluydu...

"Peki, neden benim için tüm bunları yaptı?"

"Ahhh! İşte esas soru da bu."

"Ne demek istiyorsun?"

"Demek istediğim şu; inan bilmiyorum."

Kollarımı göğsümde birleştirip, "bana yalan söyleme." bakışlarımla dik dik yüzüne baktım.

Tepkime gözlerini devirdi. "Elbette tahminlerim var. Ancak başka bir Tanrının kafasına girip düşüncelerini okuyamam. Sadece varsayımlarda bulunabilirim."

"Bana bu da yeter." dedim bakışlarımı gözlerinden çekmeden.

"Bence ilk yakalandığından senin aradığı kişi olmadığını düşünmüş olabilir. Sonuçta hiçbir gücün yoktu. İlk gücünü aldığın ansa bir şekilde onlarla kalmanı istedi değil mi?"

Kafamı sallayarak söylediklerini onayladım. Beni etkili bir güç olduğum için değil, Marduk'un kızı olduğum için elinde tutmak istemiş olabilirdi.

"Bununla birlikte; bunu ona söylesen asla kabul etmeyecektir ancak hep merhametli bir yapısı olduğunu düşünürüm."

"Ne demek istiyorsun?"

"Belki de sana merhamet gösterdi. Bu, bu zamana kadar seni öldürmemiş olmasını açıklar. Aslını istersen bu merhametli yanını hep bir zayıflık olarak görmüştüm. Elbette bugüne kadar."

"Bugün beni öldürmeyerek de merhamet gösterdiğini düşünüyorsun."

"Neden olmasın?"

Kafamı hayır der gibi iki yana salladım. Cade'in kesinlikle merhametli olduğunu düşünüp yeni bir yanılgı içine girmeyecektim. Belki diğer Tanrılarla kıyaslandığında öyle olduğu söylenebilirdi ancak bugünkü davranışının merhametle uzaktan yakından ilgisi yoktu.

Bugün sergilediği tavır, güçtü. Bir düşmanının, üstelik sana milyonlarca yıl işkence edecek kadar zarar vermiş bir hasmının kızını öldürmeyip, üstüne üstlük bir de iyileştirmek ve defalarca başını beladan kurtarmak irade gerektirirdi. İşte bu da sadece güçle olurdu. Beni öldürmek korkakça olan yoldu ama benim canımı bağışlamak babamı bile ezer geçerdi ve o da bunu yapmıştı.

Bakışlarımı babamın gözlerine sabitledim. "Bunu yapabilmiş olması hepinizden güçlü olduğunu gösterir. Çünkü affetmek; korkakça olan yolu seçip beni öldürmekten çok daha büyük bir güç ister. Neticede Tiamat hepinize karşı bir tek Cyrus'a güveniyorsa elbet bir bildiği de vardır değil mi?"

Marduk'un gözlerinde gördüğüm hiddet parıltıları, normalde bir adım geri çekilmeme sebep olacak şekilde beni tedirgin edebilirdi. Ancak şu an değil, bugün değil ve bir daha da bana söylediklerimden pişman olup, bu şekilde bakmasından korkutacak kadar etkili olur muydu emin değildim.

O yüzden tavrını umursamayıp, "Başka bir teorin var mı?" diye sordum.

"Seni bize karşı kullanmak istemiş de olabilir."

Histerik bir kahkaha attım. "Bu tamamen saçmalık."

"Neden saçmalık olsun?"

"Cyrus orada kaldığım süre boyunca bana bok gibi davrandı. Yani emin ol, beni sana karşı dolduruşa getirecek bir ayrıcalığa hiçbir zaman sahip olmadı."

"Sana öyle davranmasının bir sebebi olabilir Alina."

"Bu da ne demek?"

"Sana güçleri ortaya çıkartanın, olumsuz duygular olduğunu söylemiştim hatırlıyor musun? Ve bizi güçlendirdiklerini."

"Evet."

"Olumsuz duygular, güçler için tetikleyicidir demiştim. Mesela; öfke, nefret, kızgınlık, acı. İlk gücünü kazandığın günü düşün. O çocuğun sana kaltak demesi ne hissetmene sebep olmuştu?"

"Emin değilim... Yani sanırım." derken sesim bir fısıltıdan farksız çıkmıştı.

"Değil misin? Eminim öfkelenmişsindir Alina. Senin en büyük tetikleyicin öfken."

Bakışlarım tekrar Marduk'unkilere kaydı. "Yani bana güçlerimi bir an önce elde etmem için mi öyle davrandığını söylemek istiyorsun?"

"Elbette. Neden olmasın?"

Önce Semiramis, şimdi de Cade...Herkesin bana pislik gibi davranmasının kendince sebepleri olduğunun söylenmesinden sıkılmıştım...

Ancak dürüst olmak gerekirse bu; bir yandan sürekli kıçımı beladan kurtarıp durup, bir yandan da bana bok gibi davranmasını açıklayabilirdi.

"Bu, yine de beni size karşı kullanmak istemesini sağlamazdı."

"Burada fikir yürütüyorum... Senin de çok yardımcı olduğun söylenemez. Belki de amacı Kingu'ya karşı yanında bir destek istemekti?"

Bir süre sessiz kalıp bu ihtimali düşündüm ve bana gayet mantıklı geldi.

Ancak Marduk'un, "Ya da belki de sana âşık olmuştur." demesiyle daldığım tüm düşüncelerden hızla kurtuldum.

Lütfen aklınıza takılan bir şey olduğunda yorumlarda benimle paylaşın, cevap vermekten mutluluk duyarım.

Olumsuz her eleştirinizle kendimi ve kitabımı geliştirmemi sağlarken, her olumlu düşüncenizle günümü aydınlatırsınız.

Kendinize çok iyi bakın, görüşmek üzere...

TUFANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin