34. Bölüm - Çocuklar

5.8K 646 78
                                    

Greta ile birlikte odasından, üzerine iki minik ışık bulunan ufacık siyah bir alet aldık. Kimseye varlığını belli etmeden avucuna sığdırabileceği kadar küçüktü hatta.

"Bu kameraların frekansı 900 megahertz ile 2.5 gigahertz aralığındadır. Biz de bu aletle frekans aralığını tarayacağız. Eğer odanda bir ses dinleme cihazı varsa alttaki ışık yanacak eğer bir kamera varsa üstteki ışık. Her ikisi birden yanarsa eğer; Cade seninle gerçekten kafayı bozmuş ve işini sağlama alıyor demektir."

"Peki, yerini saptayabilir miyiz?"

"Onlara yaklaştıkça cihazın titreşimleri artacak. Ancak tam olarak nerede olabileceklerini anlamak bize kalıyor. Bu konuda da pek zorlanacağımızı sanmıyorum açıkçası."

"Sen öyle diyorsan." dedim omuzlarımı silkerek.

Asansörden çıkmadan önce Greta ne yapacağımın belli olmayacağını düşünmüş olsa gerek ki kendini uyarıda bulunmak zorunda hissedip, "Ancak kamera olma ihtimaline karşı biraz oyunculuk yeteneklerimizi kullanmalıyız. Yemeğe gitmeden önce sen banyoya gidip bir duş alıyorsun. Bense seni bekliyorum ve tabi o sırada çaktırmadan cihazların yerini saptıyordum. Eminim etrafta gezinip, ilk defa geldiğim odanda öylesine etrafa bakınmam kimseyi kuşkulandırmayacaktır." dedi.

"Anladım."

"Kaş göz işareti bile yapma Alina."

"Tamam, merak etme."

Odamı girdiğimizde her ikimiz de mükemmel bir performans sergileyerek biraz havadan sudan sohbet edip, ardından hızla işe koyulduk.

Ben bir duş alırken, Greta kendisine bir kahve yapmaya girişti ve yaklaşık yarım saat sonra hazırlanmamla birlikte odadan çıktık.

Ona bir şey bulup bulamadığını sormak için resmen kıvranıyordum ancak özellikle onun konuşmaya başlamasına karar vermiştim. Netice de süper beyin oydu ve tepkilerimizin izlenmiyor olduğundan emin olduğu an bir açıklama yapacağından emindim.

Nihayet asansöre bindiğimizde gözlerini gözlerime dikti ve "Bu adamı bu kadar manyaklaştıracak ne yapmış olabilirsin ki?" diye sordu.

Kalbim göğsümden fırlayacak gibiydi. "Ne demek istiyorsun?"

"Alina, odanın neredeyse her yanı dinleme cihazları ve kameralarla dolu."

"Şaka yapıyorsun?" dedim nefesimi tutarak.

"Çok ciddiyim." diye cevap vermesiyle tuttuğum nefesimi bıraktım ve tüm duygularımın yerini tek bir his aldı; ÖFKE...

"Bir kameranın görmediği tek açı banyo ve gardırobunun olduğu alan. Senin yerinde olsam etrafta çıplak dolaşmaz ya da başka haltlar karıştırmazdım... Anlarsın ya?"

Tam olarak anladığım söylenemezdi. Netice de Greta'nın beyniyle orantılı bir hayal gücü olduğunu düşünüyordum...

"Peki neredeler."

"Her yerde dedim ya."

"Tam olarak kaç tane olduklarını ve yerlerini söyleyebilir misin? En azından kameralar için?"

"Elbette. Yanılmıyorsam tam beş tane kamera var. Biri televizyon ekranının arkasında, biri duvarda asılı saatteyken, bir diğeri komodinin üstündeki alarmlı saatin içinde. Ayrıca tavandaki yangın dedektöründe ve avizende de bir tane var."

"Hay lanet!"

"Bence de... Ayrıca tam üç tane dinleme cihazı var. Onlar da yatağın, masanın ve koltuğun altındalar."

"İşini şansa bırakmamış yani."

"Kesinlikle. Ayıca fikrimi soracak olursan, ondan bir şeyler sakladığından emin ve bulmaya kararlı."

TUFANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin