on yedi

388 57 42
                                    

Seungmin

Gizlice odadan çıkmadan önce Hyunjin'e 'Jeongin senden hoşlanıyor' demiştim, Hyunjin de bir koşu odadan çıkmıştı, neredeyse gece yarısı olacaktı ama odamız boştu. Bay Park umarım tekrar götümüzü kurtarır.

Bay Min yine tahmin ettiğim gibi bahçede oturuyordu, sizce yanındaki kim? Tabii ki Bay Park, arkadaşlar aralarında neler oluyor???

Her neyse buraya hocalarımın dedikodusunu düşünmeye gelmedim, Changbin'in yanına gidecektim, üstümdeki kuzulu pijamaları umursamadan odadan hızlıca çıktım.

Odası bir üst katta olduğundan yangın merdivenlerini kullanmam gerek, yangın merdivenlerinde öpüşen arkadaşlarımı görünce sinsice gülümsedim.

"Lee Minho, Han Jisung bu ne rezillik böyle?"

Sesimi müdürümüz gibi kalınlaştırarak konuştuğum da ikiside göt korkusu ile yerinde zıplayarak bana döndü, beni görünce derin nefes vererek göz devirdiler.

"Rezilliğe bak bensiz nasıl öpüşürsünüz?"

"Pardon ya," dedi Minho. "Sevgilimle öpüşürken seni mi çağıracaktık?"

"Tabii oğlum."

"Sen niye dışarıdasın lan?" dedi Jisung, sussana meymenetsiz.

"Sevgilisi ile buluşacak kesin." dedi Minho gülerek, Jisung 'oo hayırlı işler beyler' diyerek kahkaha attı, gelip dörtlü yapalım der bunlar.

"Siz oda arkadaşı olmanıza rağmen neden buradasınız?"

"Jeongin de oda arkadaşımız ya hani," dedi Jisung. "Hyunjin geldi bizi odadan attılar."

"Lan!" dedi Minho bağırarak sonra bağırdığını fark edince kafasına vurdu sonra Jisung'a dönüp 'öp' dedi ardından bana geri döndü. Jisung gülerek kafasını öptü. "Yani senin odan boş mu?"

"Hayır odamda sevişemezsiniz!"

"Görüşürüz Seungmin!" dedi Jisung, Minho'nun elini tutarak sürüklerken. "Seni seviyoruz!"

Aptallar ya.

Changbin'in odasının önüne geldiğimde saçımı düzenleyerek telefona baktım, çok az kalmıştı yeni güne girmemize, doğum günüme girmemize.

Kapıyı açtığımda Changbin'i tam karşımda durdum, beni gördüğünde hemen bana sarıldı.

"Burada seni bekliyordum!"

"Geldim." dedim gülümseyerek.

"Beraber uyuyacağımız için mutluyum," dedi utanarak. "Hala biraz utanıyorum ama."

"Çok sevimlisin Changbin."

"Seung sus engellerim seni."

"Karşındayım nasıl engelleyeceksin?"

"Sus engellerim."

Gülerek ona yaklaştığım da o da gülümsedi, beni engelleyemez.

Aniden telefonunu alarmı çaldığında Changbin dudaklarını dudaklarıma bastırdı, ne olduğunu fark etmemiştim bile. Dudaklarımdaki baskı ile öpücüğüne karşılık verdim.

Altı Çizili Cümleler•seungbin✔️Where stories live. Discover now