29.Bölüm 🌸

685 66 14
                                    

İyi okumalar 🌸

Önceki bölümü atlamayın lütfen...

"Durumunuz ve değerleriniz gayet iyi görünüyor Yağmur bey. Taburcu olabilirsiniz." dedi doktor gülümseyerek. Yağmur ve Toprak da gülümsedi.

"Teşekkürler doktor bey." dedi Yağmur. Doktor gülümseyerek karşılık verdi sadece ve ekledi.

"Eğer psikolojik destek almak isterseniz, hastanemizin çok iyi doktorları var Yağmur bey." dedi. Yağmur, tekrar gülümsedi.

"Gerek yok doktor bey. Bir daha asla aynı şey yaşanmayacak. Bunun garantisini verebilirim." dedi ve doktor geçmiş olsun dileklerini iletip çıktı. Toprak, sevgilisine dönüp saçlarını düzeltmeye başladı. İçi kıpır kıpırdı. Pek konuşmuyordu pot kırmamak için. "Ablamlar arabada değil mi?" diye sordu Yağmur sevgilisine. Toprak başıyla onayladı.

"Evet bitanem. Biz de gidebiliriz artık. Hadi bakalım." dedi ve Yağmur'un kolundan tuttu.

"Ben yürürüm sevgilim. Sana daha fazla yük olmak istemiyorum." dedi. Toprak, kaşlarını çatarak baktı Yağmur'a.

"Sen bana yük falan olmuyorsun. Ömrümün sonuna kadar sana bebek gibi bakacağım gerekirse. Sen benim her şeyimsin. Bir daha öyle şeyler söylersen kızarım sana." dedi sevgilisine. Yağmur, Toprak'ın bu sözleri üzerine gülümsedi.

"Çok şanslı biriyim ben. Senin gibi mükemmel bir sevgilim var." dedi ve Toprak'ın koluna girdi. Toprak, Yağmur'un şakağına öpücük bıraktıktan sonra odadan çıktılar. Hastanenin önünde, arabanın orada, onu bekleyen Damla ve Çiçek'in yanına gittiler.

"Hadi bakalım gençler. Gidiyoruz." dedi Çiçek neşeyle. Çiçek direksiyona geçerken, Damla yanına oturdu. Toprak ve Yağmur da arkaya oturdu.

"Nereye gidiyoruz?" diye sordu Yağmur. Öndeki ikiliden ses çıkmazken, Toprak sevgilisinin elinin üstüne öpücük kondurup cevap verdi.

"Gidince görürsün bitanem." dedi Toprak ve Çiçek arabayı çalıştırdı, yola çıktılar. Yaklaşık yarım saat süren bir yolculuktan sonra, güzel bir evin önünde durdu araba. Toprak, sevgilisinin elinden çekiştirdi hafifçe. "Hadi gel bakalım." dedi yumuşak bir sesle. Yağmur, bir şey demeden indi arabadan. Damla ve Çiçek de arabadan inmiş, arabanın kenarında durmuş eve bakıyorlardı.

"Ooff baya güzelmiş ya." diye mırıldandı Çiçek. Ama duyulmuştu. Yağmurda destek verdi Çiçek'in sözlerine.

"Evet baya güzel. Ama buraya neden geldik? Kimin bu ev?" diye sordu saf bir merakla. Toprak, bir şey demeden Yağmur'un elinden tutup, evin bahçesine yürüdü. Yağmur da elinden tutmuş olduğu için o da girdi bahçeye peşinden. Yağmur, evin kapısına gelince anlamsız bakışlarla baktı Toprak'a. "Kimin evine geldik?" diye sordu tekrar. Toprak gülümseyerek baktı, doyamadığı yüze.

"Bak şu küçük plakada yazıyor kimin evine geldiğimiz." dedi, zilin yanındaki küçük, metal plakayı işaret etti. Yağmur, zilin oraya bakınca, metal plakaya baktı. 'Yağmur ve Toprak'ın Evi' yazdığını gördü. Yüzünde bir gülümseme belirirken, gözleri doldu.

"Ciddi misin Toprak?" dedi sesi titreyerek. Toprak, başıyla onayladı. O da gülümsüyordu.

"Çok ciddiyim. Artık bu evde birlikte yaşayacağız. Seni o eve asla göndermeyeceğim. Benimle yaşamak ister misin?" diye sordu. Yağmur, bu teklif karşısında gülümsedi.

"Hayatımda, bundan daha çok istediğim bir şey yok." dedi ve sarıldı sevgilisine. Toprak da anında sevgilisini sararken, kulağına doğru fısıldadı.

"Harika bir hayat bizi bekliyor sevgilim. Sadece bize ait bir dünya." dedi. Yağmur, gözlerinde biriken yaşların düşmesine engel olamadan cevap verdi.

"Bu fikri sevdim." dedi ve iç çekti. "Çok sevdim." diye ekledi. İki sevgili ayrılırken, Damla ile Çiçek de bahçeye giriş yaptılar.

"Ayy rengarenk her yer. Şu çiçeklerin güzelliğine bak. Aynı gökkuşağı gibi." dedi Damla. Toprak, gülümseyerek cevap verdi.

"O çiçekler, bizim ruhumuzun yansıması." dedi. Çiçek gülümseyerek baktı kardeşine.

"Adam aşık be." dedi ve elini Damla'nın omuzuna attı. "E hadi biz de gidelim artık. Çifte kumruları başbaşa bırakalım. Başka bir gün rahatsız ederiz." diye devam etti. Damla başıyla onaylayıp kardeşine sarıldı.

"Kendine çok dikkat et. Yine geleceğim ben." deyip yanağına sıkı bir öpücük bıraktı. Ardından Toprak'a sarıldı. "Kardeşime gözün gibi bakacağından emin olduğum için, ona iyi bak diye başını şişirmeyeceğim. Sizleri çok seviyorum. Yeni hayatınız da musmutlu olun." dedi gülümseyerek. Çiçek de sarılıp, iyi dileklerini ilettikten sonra ayrıldılar evden.

İki sevgili, başbaşa kalmışlardı. Toprak, kapıyı açınca içeri girdiler. Büyük salonun, yerlere kadar uzanan büyük camları vardı. Perdeler camın iki tarafında salınıyordu. Camdan bakıldığında, harika bir manzara gözler önüne seriliyordu. Salondan üç kapı daha başka odalara açılıyordu ve amerikan mutfaklı bir evdi.

Oldukça şık ve güzel dekore edilmişti. Salon büyük ve ferahtı. Mobilyalar da krem renk ağırlıklıydı ve bu daha bir ferah gösteriyordu salonu. Karşıda kocaman bir televizyon, onun yaninda son model bir müzik sistemi vardı. Salonun bir köşesinde, üst kata çıkan merdivenler vardı. Yağmur, buranın üst katı olduğunu farkedince merdivenlere yöneldi.

Yaklaşık on basamaktan oluşan merdivenden çıkınca, karşısına, aşağıdaki gibi büyük ve geniş tek bir oda çıkmıştı. Burası yatak odasıydı. Kocaman bir yatak ve büyük bir gardırop vardı. Yatağın iki kenarında, çift çekmeceli komodinler, komodinlerin üstünde abajurlar vardı. Duvarlar boştu ve bu da odaya sade bir görünüm katıyordu. Tam sağ tarafta bir kapı vardı ve bu kapı, suit banyoya açılıyordu. Karşıda da sürgülü bir kapı vardı ve bu kapı da uzun, geniş bir balkona açılıyordu.

Yağmur, büyük bir hayranlıkla odayı izlerken, Toprak arkasından beline doladı kollarını. Çenesini Yağmur'un omuzuna dayayıp fısıldar gibi konuştu.

"Beğendin mi evimizi?" diye sordu. Yağmur, başıyla onaylarken, mırıldandı.

"Çok güzel." dedi ve sevgilisine döndü. "Harika. İçinde senin olduğun her yer çok güzel." dedi ve sevgilisinin gözlerine baktı aşkla. Toprak, daha fazla dayanamadı ve müptelası olduğu dudaklara, dudaklarını bastırdı. Sevgilisini aşkla öpüyordu ve bu asla değişmeyecekti.

Diğer bölüm final.

Bu çocuklarım çok tatlı oldular aw yerim 😍

Yorumlarınızı bekliyorum

Sizleri seviyorum 💜

KALBİM SENİN (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin