5.Bölüm 🌸

1.2K 93 60
                                    

İyi okumalar 🌸

Önceki bölümü atlamayın lütfen...

Toprak
Takım elbisemi giyip, telefonumu ve cüzdanımı cebime koydum. Aynada kendime baktım. Papyon ve kravat takınca boğuluyor gibi hissediyordum ama birkaç saatten zarar gelmez diyerek kravat taktım fazla sıkmadan. Evden çıktım ve arabama bindim. Ama davetin nerede olduğunu bilmiyordum ki. Ablama mesaj atmaya karar verdim.

Toprak: Abla bana bulunduğunuz yerin konumunu atar mısın?

Çiçek: Ne oldu?

Toprak: Bir şey olmadı abla.

Sadece at işte.

Çiçek: Tamam atıyorum canım.

📍 Konum

Toprak: Sağol güzelim.

Çiçek: 😘

Ablamdan da adres gelince, telefonu arabadaki aparata taktım ve haritalara girip, konuma gitmeye başladım. Mekanik sesli kadının yönlendirmesiyle yarım saat kadar sonra mekana geldim. Şık bir oteldi. On yıldızlı falan olmalıydı. Arabayı valeye bırakıp içeri girdim. Resepsiyona gittim ve davet hakkında bilgi aldım. Balo salonunda olduğunu öğrendim ve 4. kata çıktım. Asansörden indim ve klasik müzik sesleri kulağıma gelmeye başlamıştı bile. Sesi takip ettim ve balo salonu olduğunu tahmin ettiğim yere doğru yürüdüm. Kalbim de hızla atıyordu.

Kapıdan içeri girdim ve biraz gözümü gezdirdim içeride.  Masalar yüksekti ve herkes ayaktaydı. Tam bir kokteyldi. İçeride gözlerimi gezdirirken, ablamın o pudra pembesi elbisesi hemen gözüme çarptı zaten. Annem, babam ve ablamın bulunduğu masada, üç kişi daha vardı. Bir kadın, bir adam ve bir genç daha. Benim yaşlarımda olmalıydı. Başını kapıya çevirince göz göze geldik. Bu Yağmur'du. Üstündeki takım elbise tam üstüne oturmuştu. Yüzüme bir gülümseme yerleştirip ilerlemeye devam ettim. O ise şaşkın bir şekilde bakakalmıştı bana.

Kendimden emin adımlarla ilerlerken, ablamın da dikkatini çektim. O fazla şaşırmadı çünkü adresi ondan aldığım için tahmin etmiş olabilirdi. Masaya tamamen gelince artık herkes farketti doğal olarak. Yağmur, hâlâ şaşkınca bakıyordu. İlk konudan babam oldu.

"Oğlum, hoşgeldin." dedi babam. Biraz şaşırmıştı o da. Tam cevap verecekken annem konuştu bu kez.

"Hasta değil miydin sen?" dedi ve yanıma gelip elini alnıma koydu. Yağmur'un yüzündeki ifadeyi görünce, annemin elini alnımdan indirdim.

"Anne, iyiyim yok bir şeyim. İyi hissediyordum ve geldim." dedim. Babam, artık beni tanıtmaya karar vermiş olacak ki, konuşmaya başladı.

"Neredeyse unutuyordum. Bu benim oğlum, Toprak." dedi ve yanıma geldi. Elini omuzuma koyarak konuştu. "Toprak Cevher. Benden sonra, benim yerimi alacak kişi." dedi gururla. Gözlerimi devirmemek için zor tuttum kendimi. Babamın, baskıcı tavırlarından nefret ediyordum. Yağmur'un babası olduğunu düşündüğüm kişi, gülümseyerek bana baktı ve o da konuştu.

"Memnun oldum delikanlı. Bu da benim oğlum Yağmur." dedi elini oğlunun omuzuna atarak. "Yağmur Karcı. O da benim yerime geçecek zamanı gelince." dedi gururla. Yağmur'da, zoraki olduğu çok belli olan bir şekilde gülümsedi. Daha sonra, babalarımız kendi aralarında bir sohbete başladılar. Gelecek planları yapıyorlardı, bizim adımıza...

Yağmur'la, aynı kişi tarafından aldatılmıştık ve kaderlerimiz de aynıydı. Yollarımızı ailelerimiz çiziyordu. Ama ailelerimiz ve biz, bir şeyi hesaba katmamıştık. Onlar bizim için planlar yaparken, hayatın bizim için çok farklı planları vardı ve hayat, o planları gerçekleştirmek de acele ediyordu.

Nasıl gidiyor?

Yorumlarınızı bekliyorum 🤗

Sizleri seviyorum 💜

KALBİM SENİN (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin