YARIM KALAN 2.BÖLÜM

410 33 0
                                    

E siz aynı yere gidiyorsunuz

Prem:Ne demek aynı yere .....

Leela: bi dakika bi dakika bi yanlışlık olmalı

-Ben yanlışlık falan anlamam ikinizi de aynı yere bırakırım

Leela:ben bu adamla hiç biyere gitmem...iniyorum ben...

-Bayan!...

Taksiden sinirle indim nasıl bi odundu bu neyse ki fazla sorun yaşamadan ilerde duran başka taksiye atladım radyo açıktı galliyan şarkısı çalıyordu şöföre adresi verdikten sonra bi yandan sarkıyı söyleyip bi yandan da levente mesaj atıyordum hala benim goa ya geldiğimi bilmiyordu ve cok kızacağından da emindim ama artık özgür yaşamak istiyordum içimden geldiği gibi eğlenmek sonunu düşümeden olabildigince eglenmek..... yarım saat sonra yazlığa geldim taksideyken arabanın camından dışarıyı izliyordum ve burayı ne kadar özlediğim bir kez daha kendini kanıtlar gibi aklımın içinden bana sırıtıyordu kapının önünde meena ailesiyle bekliyordu arabadan iner inmez meenayla birbirimize sarılıp gülmeye başladik arkadaşlığımız cok eski değildi ama öyle seviyorduk ki birbirimizi sanki yıllardır dosttuk 3 yıl önce hastanede tanışmıştık onunla, o kazadan sonra yaptığım en iyi şey meenayla tanışmaktiı

Meena:leellaaaa!!! Seni nasıl da özlemişim.

Leela:bende seni canım gercekten cok özledim...

Biz birbirimize sarılırken ailenin köpekleride yanıma koşmaya basladılar ama biri zincirlerinden tutuyordu sahir amcanin arkasından belirdi ...bu o taksideki adamdı demek gercekten de geleceğimiz yer aynıymış...

Leela:meena bu adam kim?

Meena: Ağabeyim

Leela:ne?

-Ağabeyim işte...  Hadi gel tanıştırayım. Abi!

-Efendim meena

-Bir dakika gelir misin?

-N'oldu?

-Bak, arkadaşım Leela.

-iyi memnun oldum

-Bir sorun mu var?

-Hayır.

-Hayır.

Nedense ortamı soğuk bir hava kapladı tabii ki bir alıp veremediğim yoktu ama ondan hoşlanmamıştım soğuk ve itici bakışları da benim tavrımı destekler nitelikteydi

Yoğun ve sert ifadesiz bakışlarım bu itici odunun üzerindeydi arkadan seslenen sahir amcanın yumuşak sesi kulaklarımı doldurdu böylesine cana yakın bir adamın böyle bir oğlunun olması tuhaftı doğrusu

"Kızım nerdesiniz yaa getirsenize leelamı bana"
Aahh sahir amcam kendi babamdan bir farkı varmıydı acaba onu her gördüğüm de babamın yokluğunu hissetmem bir yaranın defalarca kabuklarının soyulup daha da derinleşmesine benziyordu bu acı hiç bir zaman bitmemişti bitmeyecekti babamın çaresiz bedeni her gözümün önüne geldiğinde ellerimde kanın kokusunu alıyordum ve o kadının...

Leela: geliyorum sahir amca

Ne komik durumdu bu takside kavga ettiğim adam meena nın abisi cıkmıştı... ne yazıkki şuanda bu umrumda bile değildi madhuri teyzenin de koluna girerek iceri gectim çantalarımı hizmetliler almıştı biraz koyu sohbetten sonra meena beni bırakmayıp dışarı havuzun yanına çıkardı havuzun etrafındaki heykellerin gölgesinde oturup konuşmaya başladık ama genelde o anlattı ben dinledim bana sıra gelemeden yine içeri çağırdılar yemek zamanıydı içeri geçip masaya oturduk en sevdiğim yemekler vardı tabi benim serefime Türk yemekleride masadan eksik değildi yemeğin tam ortasında madhuri teyze elimi tutarak "keşke gelinim olsan" dedi başta işin şaka boyutunu düşünerek sadece gülümseme ile yetindim ciddi olamazdı değil mi??

-ne?

-keşke gelinim olsan diyorum kızım seviyorum seni biliyorsun

-aaa..çok üzgünüm teyze ama eğer başka oğlunuz yoksa bu biraz zor ...

O an ortamı soguk bi hava kapladı ürpermiştim çok yanlış bi şeymi söylemiştim acaba dakikasına prem sandalyesini atarak masadan kalktı ve hızla yukarı çıktı pişman olmuştum keşke uslu bi kız gibi sussaydım...

"Meena yanlış bişey mi söyledim yoksa ?"

"Hayır canım bu konuda abiim çok hassas sert durduğuna bakma boşver..."

Zaten kimsenin keyfi kalmamıştı bende izin isteyerek yukarı benim için hazırlanan misafir odasına cıktım odanın girişinde sağda Büyükce bi abajur vardı karşısındada yatak, pencerenin ışığı yatağa sağdan vuruyordu yatağın sol yanındaysa ufak bi kitaplık ve okuma için de tekli bi koltuk koltuğa oturup yaptığımı düşündüm belkide gerçekten yersiz ve kötü bir şaka yapmıştım

Prem......

Yemekte annemin o konuyu yersiz yere acmasına kızmıştım benim kimseyle ilgilenmiceğimi artık anlamış olması gerekirdi yapmazdım yapamazdım piyanın yüzüğünü hala taşırken bi başkasının elini tutamazdım odama çıkıp pencerenin yanına geçtim zaten beni hiç bırakmayan hayali yine yanımda belirdi her ne kadar gerçek olmadığını bilsemde sanki gerçekten burdaymış gibi varlığının sıcaklığını hissediyordum ve buna boyun eğiyordum

-özlüyor musun beni?

-hemde çok

-beni bu kadar sevme canın yanar demistim adam

-o zaman seni anlamamıştım hatta kızmıştım

-gördün mü bıraktım seni

-yarım kaldım ....

-artık yarım değilsin prem artık değilsin....

Hayalimde gerçekliğe kavuşan piya yanımdan usulca ayrılırken koridordan bana seslenen meenanın sesi odayı doldurdu

-abiiii!!

-nevar meena»

-iyi misin?

-iyiyim bişey yok...

Sesler kesildiğinde beni bıraktığını anlamıştım ve..
Yine yalnız kalmıştım tekrar pencereye döndüm ve pencereyi açtım rüzgar yüzümde esiyordu herşeyde, her anımda piya vardı sesi hep kulaklarımdaydı kaza anındaki çırpnışı, o çığlıkları,

Kan içinde kalan melek yüzü ....

Kimseyi onu sevdiğim kadar sevemezdim her şeyim her anım olmustu.. yatağa geçip onun en sevdiği kitabı okumaya basladım 'kücük prens' kitabın daha birkaç sayfasını çevirmiştim ki kapım caldı...

-pardon! Girebilirmiyim acaba...

Gidip kapıyı kendim açtım

-noldu?

-sey ..az önce yaptığım gereksiz şakadan dolayı özür dilerim...

-iyi...

-iyi?

-ne dememi bekliyorsun?

-hic ...

-iyi özrünü diledin git o zaman

Kapıyı hızla kapatıp yatağa geçtim ama arsızın aslında kendisi olduğu belliydi kapıyı yine çalmaya başladı

-ooff nevar?

-asıl senin neyin var bak ben yaptığımdan pişman olup gelip özür diledim senin yaptığına bak kapıyı suratıma kapatıyorsun...

-bittimi

-hayır bitmedi! Seni daha tanımıyorum bile ama daha şimdiden aklımda kişiliğinle ilgili fena halde bir bozukluk olduğu ortada ne yazık ki

-bana bak...

-ne var be ne!

Kolundan tutup içeri çektim yoksa yazlıktaki herkes başımıza toplanıcaktı şu durumda istediğim son şey dengesiz bir baş belasının başıma iş açmasıydı duvara yasladım ve gözlerimi gözlerine diktim çok sinirliydim

-eğer bi daha benim hakkımda yorum yaparsan....

-ne? Ne yaparsın

-git burdan ...git..

Leelayı Kapıdan dışarı çıkarıp aynaya baktım bu ben değildim olamazdım ...... acım artık benliğimi bitirmişti

AŞK-I ZINDAN Where stories live. Discover now