Epilog

843 102 321
                                    

EMMA

"İnanamıyorum ya, gerçekten şaka gibi! Gözümün önünde bir de, yüzsüz herif!"

Harry bir kez daha bağırarak konuştuğunda arkama dönüp koltuğunda oturmuş uyuyan kızıma baktım. Babası böyle bağırmaya devam ederse uyanması an meselesiydi.

"Sessiz olur musun biraz? Berry uyanacak." Dişlerimin arasından konuştuğumda başını sertçe bana çevirdi. Elinden gelse ağzından ateş falan çıkaracağına emindim.

"Olamam!" Bir kez daha bağırdığında sabır dilercesine iç geçirdim. Tekrar baktığımda Berry'nin gözlerini kırpıştırarak açmaya çalıştığını gördüm.

Sinirle soluyarak "Beğendin mi yaptığını?" dedim fakat Harry hiç oralı olmadı. Gözlerini yola dikmiş, sanki öfkesini canlı tutmak istiyormuşçasına hızlı nefesler alıyor, direksiyonu sıkıca tutuyordu.

"Uyumasın zaten, gece uyumuyor sonra." Homurdandığı şey ile gözlerini bir anlık aynaya çevirip arkaya baktı. Berry de ağlamadığına göre uykusunu almamış değildi, yine de Harry'nin yaptığı sinirlerimi bozuyordu.

"Abartıyorsun."

"Ben mi abartıyorum?! Oh, pardon tabi abartan hep ben olurum çünkü, karşımdaki kişi hep haklı olur!"

"Harry,"

Berry'nin mırıltısıyla Harry'nin ifadesi birden yumuşadı. Bakışları tekrar aynaya döndü. "Efendim bebeğim?" dedi yumuşak bir sesle ama bunun için kendisini zorladığını biliyordum. Sadece Berry için ses seviyesini düşürmüştü, eh, keşke bunu uyandırmadan önce de yapsaydı.

"Uyandırdın." O da babası gibi homurdandığında gülmemek için kendimi tuttum. Aşırı tepkisi yüzünden Harry'ye hâlâ kızgındım ve onun yanında gülesim yoktu.

"Özür dilerim güzelim."

Harry sinyal verip sağa dönünce Berry bir kez daha konuştu. "Uyumama izin ver Harry." Dönüp baktığımda başını arkasına yasladığını ve tek gözünü kapatmış, açık olanla bizi izlediğini gördüm.

"Tamam hadi uyu, söz veriyorum sessiz olacağım."

Harry'ninkine yakın bir sinirle "Kaçtı." dediğinde Harry gülmeme konusunda benim kadar başarılı olamadı.

Yine de bana "Bunu evde konuşacağız." demeyi ihmal etmedi. Neyi konuşacaksak...

Yolun geri kalanında sessizliğimi korudum. Berry uyandırılmasının acısını çıkartırcasına sürekli sorular sordu Harry'ye. Bir dakika bile susmadı. Yolda gördüğü şeyleri soruyor, adlarını öğrenince tekrar ediyordu. Doğru söyleyince de ikimizden de aferinler ve övgüler bekliyordu.

Şımarık bir çocuk olmuştu.

Etrafında onu seven o kadar çok insan vardı ki bu zaten beklendik bir şeydi. Herhangi bir şeyde benden yüz bulamazsa, babasına, Harry'den yüz bulamazsa amcasına gidiyordu. O da olmazsa Jim ve Pam, Joe ve Josie vardı. Bakıcısı olmasına ve gün içinde genelde Berry ile kendisi uğraşmasına rağmen Maggie bile bu gruba dahildi. Eh, Charlie de sevgilisinden geri kalmıyordu.

Zaten Maggie onunla randevuya çıkmayı kabul ettikten sonra Charlie'nin herhangi bir şekilde onunla fikir ayrılığına düşeceğini sanmıyordum. Tam bir yalakaydı.

Harry arabayı park edip kontağı kapattı ve arabadan indi. Ben de kemerimi çıkartıp yavaş hareketlerle onu takip ettim. Ben indiğimde Berry'yi kucağına almış, bagajdaki çantayı da omuzuna takmış beni bekliyordu.

Ne kadar kızgın olursa olsun beni arkada bırakmamasına yumuşamayacaktım.

Arabayı kilitleyip ben önüne geçince peşime takıldı. Berry babasının kucağında, Harry'nin ona daha doğmadan söylemeye başladığı şarkıyı mırıldanıyordu. Çıkan seslerden Harry'nin durup durup Berry'yi öptüğünü anlamıştım. Sonunda şarkı söylerken dikkatinin dağılmasına karşılık Berry son heceyi uzatıp "Baba," diye sızlandığında öpücüklerine son verdi.

Separation Parade | H.SHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin