Alice And Shun:

15 2 0
                                    

Naga'nın yenilmesinin üzerinden  iki hafta geçmişti,
Savaşçılar hem normal bir hayatın keyfini çıkarıyor; hem de bakuganların yokluğuna alışmaya çalışıyorlardı.

İki hafta içinde:
Marucho, Okul açılmadan bir Avrupa gezisine çıkmıştı.
Dan ve Runo, 2. Randevuya çıkmışlardı.
Julie ve Billy ise, şey onlar büyük savaştan beri hiç ayrılmadılar.
Shun, aralarında en gizemli olan oydu; (her zaman ki gibi.)
Kendisini ninja eğitimine adamıştı.

Alice ve Mikel, için bu süreç daha zordu.
İlk üç gün:
Sadece konuştular ve çevrelerinden tekrar, tekrar özür dilediler.
4. Ve 5. Gün ise:
Kendileri ile yüzleştiler
Bir hafta'nın sonunda:
Eski hayatlarına devam etmek için,
Sözsüz Bir anlaşma yaptılar.
Mikel, her zaman ki gibi:
Kendisini laboratuvar'a kapatmıştı.
Alice ise,
Runo'nun aile kafesinde garson olarak
Çalışmaya devam ediyordu.
Her gün, ortalama üç kişi laf atıyordu ama o gülüp geçiyordu.

"çok ateşlisin!" dedi üç kişilik bir arkadaş grubunun ortasında ki esmer çocuk..
Alice: yorgun bir nefes vererek:
"yine başlıyoruz!" dedi.
Runo ve Julie de bu gün yoktu.
Bay misaki, bu gün ona da izin vermişti ama o kabul etmedi.
Çünkü yapıcak başka bir işi yoktu.
O yüzden, yorgun bir nefes daha vererek; ona laf atan üç kişinin siparişlerini almaya yanlarına gitti.

Shun:

Hattory klanı ile eğitimdeydi.
Klanda:
Dedesi ile toplam beş kıdemli,
12 deneyimli ve Shun ile toplam 15
Öğrenci vardı.
Shun, kıdemli bir ninja olan Edo'nun karşısında savaş pozisyonu aldı.
İkisi de kathana kuşanmış ve dizleri kırık bir şekilde birbirlerine baktılar.

İlk atağa Shun başladı:
Shun, çevik bir hareket ile
Rakibine hücum etti.
Edo, çevik bir hareket ile saldırıdan kurtuldu ve cebinden
Bir ucu orak, bir ucu da ağırlık ve zincirden oluşan bir silah çıkardı.
"kusarigama!" diye fısıldadı Shun,
Ve tepki veremeden...
Zincir koluna dolanmış ve elinde ki
Kathana düşmüştü.
Edo, silahın orak tarafı ile Shun'a çevik bir hamlede bulundu.
Shun, sol tarafta bulunan duvara zıpladı ve dengesini sağlamak için...
Kunai: (bir ucu çelik, diğer ucu da yuvarlak olan bir bucak ve tırmanmak için bir kazık.)
Kunai duvara sapladı.
Vakit kaybetmeden, cebinden bir
Şuriki: (ninja yıldızı) çıkardı ve onu rakibinin silahına fırlattı.
Edo, yıldızı orak ile kolay bir şekilde engelledi.
"Yeter!"
Shun'un dedesi seslendi.
İki savaşçı yan, yana gelerek el sıkıştı.
Edo, cebinden bir yüzük çıkarttı ve onu Shun'un parmağına taktı.
Sözü geçen yüzük:
Normal bir yüzük boyutunda fakat uçları çivi ile kaplıydı.
Shun, yüzüğe bakarak:
"kakute!" diye fısıldadı.
Edo, yüzünde düz bir ifade ile:
"bunu hakettin öğrencim."
Shun, önünde reverans yaparak:
"teşekkür ederim usta."

Shun, temizlendikten sonra şato dan
Çıkarak, Rano'nun kafesine doğru yöneldi.
Yürürken düşündü:
Dan ve Rano'nun bu gün orada olmayacaklarını biliyordu.
Dan ona dün gece onu nereye götüreceğini bile söylemişti; hatta ondan tavsiye bile istemişti.
Shun da gülerek, bu konuda tavsiye istenilecek son kişi olduğunu söylemişti.
Bu doğruydu...
İki dil biliyor, spin jitsu biliyor ve her türlü silah kullana biliyordu ama
Bu tür randevular deneyimsiz di.
"bize eğitimde sosyalleşmeyi de öğretmeliler!" diye düşündü.
Klan da işler farklıydı...
Eğitim dışında her şey 2. Plandaydı.

Yürürken ansızın aklına
Komba ile yaptığı maç geldi.

O günden beri bunu düşünüyordu:
"ALİCE, o gün neden benim peşimden geldi?"
İlk başta bu eylemi aşka yormuş tu, fakat sonra kendi, kendisine saçmalamamasını söylemişti.
"o sadece yanlarında bulunan bir savaşçı yı kaybetmek istemedi, hepsi bu."
Ama bu soru hep onun aklını kurcaladı.
Bunu Alice'e hiç soramadı.
Bazen ikisi arasında kaçak bakışlar oluyordu ama o kadar, bu güne kadar fazla ileri gitmediler;
Hatta nadiren konuştular.
Ama Shun, Alice ile konuştuğu nadir anlarda:
Ona hayatı ile ilgili herşey'i tereddüd etmeden anlata bileceğini farketti.
Bu Shun için tuaf bir şeydi...
Daha önce annesi hariç böyle bir duyguyu
Annesi ve Skyres hariç kimse için
Hissetmemişti.

Shun'un kafasında çok fazla düşünce vardı ve tüm düşünceleri onu tek bir kişiye yönlendiriyordu.
"bu gün tüm cevaplarımı alıcam,"
Diye düşündü kafenin önündeyken.
"konuşmak o kadar da zor olmamalı!" dedi içinden ve derin bir nefes alarak
Kafeye girdi.

Bakugan yenidenWhere stories live. Discover now