Kyojin Lisesi|Okul Gezisi: Bölüm 3

771 35 13
                                    

Uyarılar: Şiddet
Eruri ve YumiHisu shiplerini "Ben görmeye dayanamıyorum, nefret ediyorum. " diyorsanız. Bu bölüm ikisini de içeriyor, bilin istedim. Ve azıcık Eremika da var bölümde.

-Eğer yeni başlayan varsa seriye, bu bir Okuyucu x Karakter hikayesi değildir. Okuyucu olarak bu sınıfın bir parçasısınız ancak kimseyle romantik bir ilişkiniz yok.
Ve bundan önce iki bölüm daha var, hikayeye ilk bölümden başlayabilirsiniz.

-Yukarıdaki şarkın her ortama uygun bir şarkı olduğunu düşünüyorum.-

______________________

Armin, gözlerini açtığında hava hala karanlıktı. Hemen yanında yatan Eren ayağını (S/A)'nın (Çadırlar cinsiyetine göre ayrıldığı için cinsiyetinize veya cinsel kimliğinize göre  yerleştirin kendinizi) başına koymuş, başını yastıktan sarkıtmıştı. Jean ise ağzı iki karış açık horluyordu.
Armin, gözlerini tekrar kapattı ancak bir türlü uyuyamadı, gözlerini sımsıkı kapatmış uyumaya odaklanırken arkadaşlarının horultuları arasında bir ses duygu. Gözlerini aralayıp sesi dinlemeye çalıştı, bir insan sesiydi.
Armin kafasını yastıktan kaldırıp etrafına bir bakındı, tedirgin olmuştu.
Eliyle Eren'i dürtükleyerek arkadaşına seslendi.
"Eren, Eren uyan."
"Mmh"
Homurdandı.
"Eren uyansana."
Bu sefer sertçe omzuna vurmuştu, Armin.
"Eren, uyan!"
Eren, sıçrayarak uyandı.
"Okula mı geciktik, ne oldu."
"Hayır, çadırdayız. Sanırım dışarıda yabancı biri var."
Eren, esneyerek doğruldu.
"Dinle."
Beraber dışarıyı dinlemeye başladılar, gerçekten de birisinin sesiydi.
Eren'in uykusu bir anda açılıverdi.
"Öğretmenlere haber vermeliyiz."
"Gecenin bir yarısı bu ne gürültü."
Jean, gözlerini ovuşturdu. Onunla beraber (S/A)'da uyanmıştı.
"Dışarıda birisi var."
"Tabi, tabi öyledir. Milleti kandırmayı bırakında yatın."
"Yalan değil, at kafalı!"
Dışarıyı dinle.
Yabancının sesini duyan (S/A) ve Jean hızlıca yerlerinde doğruldular.
"Hemen öğretmenlere haber verelim!"
Jean korkuya kapılmıştı.
"Biraz sakin ol, bizi fark edebilirler. Yavaşça çıkalım."
Sürünerek teker teker çadırdan çıktılar.
Armin çevreye bakındıktan sonra arkadakilere el sallayıp yürümelerini işaret etti. Bay Smith, Bay Ackerman ve Bay Zacharias'ın paylaştığı çadıra varınca çadırın üstüne vurdular.
Bay Zacharias dağınık bir saçları ve uykulu yüzüyle başını çadırdan uzattı.
"Ne oluyor?"
"Bay Zacharias, sanırım dışarıda birisi var."
Ses tekrar duyuldu, Bay Zacharias hemen çadırı açıp çocukları içeri soktu.
"Hemen içeri girin."
Bay Smith ve Bay Ackerman da çoktan uyanmıştı.
"Bu kargaşa ne?"
Bay Zacharias, Bay Smith'in sorusuna cevap vermeden önce dışarıya göz gezdirip çadırın fermuarını çekti.
"Dışarıda birisi var Erwin, muhtemelen uzakta ama sesi buraya kadar geliyor."

"İnsan sesi olduğundan emin misiniz? Sarışın veledin hikayesinin etkisinde kalmışta olabilirsiniz."

"Eminim Levi, tehlikeli olup olmadıklarını bilmiyoruz. Bir şeyler yapsak iyi olacak."
Bay Smith, çadırın ağzına gitti.
"Çocuklar siz burada kalın, biz diğerlerini getireceğiz. Bir arada olmamız daha iyi."

Herkes sönmüş kamp ateşinin yanına toplanmış, olabildiğince yere sinmişlerdi. Çocuklar soru sormayı bir türlü kesmiyordu.
"Başka kamptan olabilirler mi?"
"Bilmiyorum Historia ama tehlikeli olabilirler, o yüzden tetikte kalacağız."

"Sizce baltalı kişi mi geldi?"
"Muhtlemen hayır, Springer ama tehlikeli olabilirler."

"Hepimiz ölecek miyiz?"
"Lütfen böyle düşünme Ymir."

Shingeki no Kyojin¦ Headcanons Where stories live. Discover now