Quarantine Days w/Eren Jeager

2.6K 131 157
                                    

Quarantine Days w/Eren Jeager
(Part 1: işler çığırından çıkarken.)

Lokasyon: Berlin/Almanya

BackStory: Eren, Almancı kuzenin Nedim'in sınıf arkadaşıydı. Nedim ile o mesajlaşırken Nedim seni onunla tanıştırdı ve siz de konuşmaya başladınız.
Birkaç yıl sonra bir eğitim program ile Almanya'ya gittin, iyice yakınlaştınız ve çıkmaya başladınız. Birkaç ay öncede aynı eve taşındınız.
Şimdi ise tüm Dünya'da pandemi ilan edildi.

Yan karakterler: Nedim, (S/A)'ın kuzenidir. Kafası pek bir şeye basmaz ama çöpçatanlıkta Seda Sayan'a taş çıkarır. Şu ana kadar Eren ve (S/A)' ya tek hayrı onları bir araya getirmek oldu.
Grisha Jeager, Klinik doktoru, Eren'in babası, (S/A)'nın müstakbel kayınbabası.
Bazen içinden deli bilim adamı çıkıyor fakat genelde normal bir kişilik.
Carla Jeager, Eren' in anası, (S/A)'nın müstakbel kaynanası.
Bazen Eren, annesinin kız arkadaşını ondan daha çok sevdiğini düşünüyor.
Zeke Jeager, Eren' in abisi, babasının ilk evliliğinden olan çocuğu, (S/A) 'nın müstakbel kayınbiraderi.
Hayattan ümidi kesmiş ,yer yer gevşek gevşek haraketleri olan , çoğu zaman narsist birisi.
Mikasa Ackerman, Eren' in yakın arkadaşı. Bir sebepten ötürü (S/A) 'dan pek hoşlanmıyor.
Armin Arlert, Eren' in yakın arkadaşı, münasip aile çocuğu

Quarantine days, 1

Eren, elinde bir koli maske ile kapıdan girdi.
(S/A), mutfaktan başını uzattı.
"Eren? O koca kolinin hepsi maske mi?"
"Ah, evet. Babam hepsinin lazım olacağını söyledi."
"Yardım ister misin?"
"Gerek yok, ben hallederim."
Ceketini çıkartıp, astı.
Yere bıraktığı koliyi alıp oturma odasına geçti, koliyi masaya bırakıp koltuğa oturdu.
"Sanırım epey zorlu bir dönemden geçeceğiz."
Oturma odasının kapısına yaslandı, (S/A)
"Ah, eminim ki iyi atlatırız."
(S/A) içini çekti.
"Evet, sanırım fazla düşünüyorum. Aç mısın? Yemek hazırladım."
Eren koltuktan kalktı.
"Evet, pek bir şey yiyememiştim."
(S/A)'ya sarılıp genç kızın/adamın alnını öptü. Gülümseyerek,
"Merak etme, eminim ki bir iki aya her şey normalle döner. Sonuçta bu Dünya daha neler neler atlattı."

Quarantine days 6
Şu ana kadar her şey normaldi, sokaklar daha az kalabalık olması ve sosyal medyanın Korona haberleri ile çalkalanıyor olması dışında.

(S/A) koltuğa, Eren'de onun karnına sırtını yaslamıştı. (S/A) elmayı kesip ilk kendi yiyor, sonra bir parça daha kesip Eren'in ağzına tıkıyordu, bir yandan beraber akşam haberlerini izliyorlardı.
"Evet, her şey yolunda görünüyor. Sana ilk başta endişelenecek bir şey olmadığını söylemiştim."
(S/A), Eren'in ağzına bir elma tıkdı.
"Öyle görünyor, yarın parka gitmeye ne dersin? Maskemizi takıp insanlardan uzak dururuz, zaten park kalabalık olmuyor."
Eren ağzındaki elmayı yuttu.
"Evet, benim de dışarı çıkmaya ihtiyacım var. Yine de riske girmek istemiyorum, ortalık biraz dinene kadar beklesek iyi olacak."

Quarantine days 14
Sosyal medya kullanımı artıyor, ve virüs hiç iyi yönde ilerlemiyordu.
(S/A) ve Eren evde iyice sıkılmaya başlamışlar bunun üzerine Eren yeni yemek tarifleri denemeye başlamıştı.
Eren bir yandan pişen kremayı karıştırırken bir yandan da videodaki kadını dinliyordu.
"(S/A), sence kremanın bu kadar pişmesi doğru mu?"
"Emin değilim, sanırım videoya da ne diyorsa onu yapsan iyi olur."
Eren yemek yapmaya çalışırken sen de onun yanında telefonunu karıştırıyordun.
"Corona'nın seyri epey artıyor gibi görünüyor, tahminimizden uzun sürecek gibi."
"Artık ne olacağını bilemiyorum."
Eren ellerini uzun kahverngi saçlarından geçirdi.
"Bekleyip görmekten başka çaremiz yok gibi."
(S/A), telefonu masaya bırakıp tezgaha yaslandı.
Eren kremayı karıştırırken onu izliyordu, kız/erkek arkadaşının, her zaman ki gibi neşesi üzerinde değildi, bu önü bir nebze endişelendirdi.
"Hey, hayatım akşama doğru parka gitmeye ne dersin? Biraz olsun dışarı çıkmak ikimize de iyi gelir."
(S/A) ona baktı, gözleri parlıyordu.
"Emin misin?"
Eren gülümsedi
"Elbette, dikkatlı oluruz söz veriyorum."
Eren yüzünü (S/A)'nınkine yaklaştırdı.
Gülümseyerek sevgilisinin dudaklarını öptü, boştaki elini (S/A) beline koyarak onu kendine yaklaştırdı.
"Eren, ne yapıyorsun?"
Güldü.
Genç adam sırıtarak
"Sadece sevgilime daha yakın olmak istedim."
Genç kızı/adamı bir daha öptü. O sırada bir yanık kokusu geldi, peşinden de duman etrafı sardı.
"Eren, krema!"
Eren aceleyle ocağı söndürüp dolapların birinden yangın söndürücü çıkartıp tabanı yanmış, dumanlar çıkartan tencereye sıktı.
"Düşündüm de, neden parkı yarına ertelemiyoruz, onun yerine fast food almaya gidelim, sonra eve gelip film eşliğinde yeriz ha?"

Shingeki no Kyojin¦ Headcanons Where stories live. Discover now