18

4.3K 155 31
                                    

Gözlerimi ölene kadar açmamakta yemin etmiştim.

Bir nefes sürekli bana yaklaşıyordu ve her saniye saatler gibi geliyordu.

Az sonra asansör kapısının açılma sesini duymuştum. Kaçıp gitmek istiyordum ama vücudum travmaya gibiydi.

Bileğimde hissettiğim el beni kendine çekti. Gözlerimi açtım.

Buğu?

Beni kapının önündeki duvara iteledi ve asansöre ilerledi.

Oktay'ı kravatından yakalayıp iki eliyle boynuna asıldı.

"Sen n'apıyorsun lan sevgilime piç!"

Ben hala şoktaydım, aklımdan neler geçiyordu ama dilim inatla hareket etmiyordu bir şeyler söylemek için.

Oktay'ın nefes alamamaya başladığını kızaran yüzünden anlayabiliyordum.

Asansör kapısı kapanmak üzereyken Buğu kravatından çekerek Oktay'ı asansörden çıkardı ve çenesinden tutup  duvara yapıştırdı.

Adam aslında Buğu'dan 20 30 cm uzundu ve yapılıydı ama benim minik Buğu'm nasıl olduğunu anlamasam bile birazdan bu adamı boğarak öldürebilirdi.

Kafasını tekrar duvara vurdu.
Sessizce fısıldıyordu başkaları duymasın diye.
Ağzından her çıkan kelime yılanın tıslamasını andırıyordu.

"Seni kendi ellerimle öldüreceğim."

Oktay nefes almayı becerebildiği bir sırada yere çöktü ve bir şeyler mırıldandı.

"Yalvarırım bırak beni."

Buğu'yu tanıyordum.
Birisinin aciz bir şekilde ona yalvarması zayıf noktasıydı.

Ufak bir gülüş attı.

"Ne dedin sen?"

"Yalvarıyorum.. canım yanıyor."

Psikopat bir şekilde gülüp bana baktı.

"Duydun mu balım, canı yanıyormuş."

İstesem bile tepki veremiyordum.
Buğu birden elinde sıkıca tuttuğu kravatı bıraktı ve yanıma geldi.

O sırada Oktay nefes almaya çalışıyordu.

"İyi misin balım?"
Ellerimi sıkıca kavrayıp yanağıma minik bir öpücük kondurdu.

"Merak etme. Ben varken sana hiçbir şey yapamaz bu orospu."

Küfretmesi bile güzeldi.

Uzun süredir açık olan ağzımı kapatıp yutkundum. Gözlerimi kırptım.

"S-se-se.."

Dilim varmıyordu.

Noluyor lan.. konuşsana Ayla.. konuşman gerek. Konuş.

"Se-sen- seni"

Derin bir nefes aldım.

Buğu'nun gözleri dolmuştu. Saçlarımı okşayıp "Geçecek, geçecek. Tamam mı? Şimdi kendini yorma." diye fısıldadı yumuşak sesiyle.

Oktay'a dönüp kravatından tekrar yakaladı ve evin içine doğru sürüklemeye başladı.

Onu evin içine sokunca kolunu belimden geçirip yürümeme yardım etti.

"Bebeğim benim.. dayan azıcık daha. Geldik tamam mı?"

Bacaklarım titriyordu.
Gerçekten şok geçiriyordum.

Doğru düzgün düşünmek de zorlaşıyordu her saniye.

Beni yatağa yatırınca tezgaha ilerledi. Ne yaptığını görmek için hafifçe başımı çevirdim.
Mutfaktan çatal bıçakların olduğu çekmeceyi açtı ve içinden bir şey alıp tekrar girişe gitti. Seslerini  duyabiliyordum.

"Ses çıkarmayacaksın anlaşıldı mı? Üstündekileri çıkar hemen!"

...

"Hemen dedim!"

Sanırım Oktay üstündekileri çıkarıyordu.

"Telefonu ver!"

...

"Üstündeki her şeyi dedim piç, duymadın mı?"

Çekmece sesi duydum.
Ardından bant sesleri.

Ne yapıyorsun  Buğu?

Bir süre sonra Buğu gülümseyerek yanıma döndü.

"Bak bana bakalım tatlım."

O yanımdayken her şey toz pembeydi.

"Geçti tamam mı, ben yanındayım. Birlikteyiz."

Göz kapaklarıma öpücük kondurdu.

"Seni seviyorum."

"B-ben .. d-de"

sexual tension (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin