8'

1.8K 317 75
                                    

Yolculukları sona erdiğinde Seungmin oldukça yorgun olduğundan Minho elindeki çantalarla beraber gencin yanından yürüyordu.

İkisi otele ulaştığında Seungmin duşa gireceğini, Minho'nun uyku moduna geçmesini söylemiş, ardındna duşa girip çıktıktannsonra belinde havluyla yatağa oturup arkadaşını aramıştı.

"Gittiniz mi?" dedimHyunjin telefonu açar açmaz.

"Bir saat önce geldik."

"Niye durgunsun sen? Yani, genelde de sakinsin ama bir şey olmuş, ne olmuş?" Seungmin onu tanıyan arkadaşına gülümsemiş, koltukta uyuyan cyborga bakmıştı.

"Hyunjin ben ilk defa birinden hoşlanıyorum." demişti.

"Oha çok açık ve netti, kimden hoşlanıyorsun? Üretici takımdan biri mi? Neyse en büyüklerinin adı, hah, Chan, ondan mı?"

"Tch, bi daha dene şansını."

"Robottan değildir herhalde?" dedi Hyunjin alayla. Düşüncesi bile komik gelmişti arkadaşına.

"Bu yüzden durgunum, bak, sana bile absürt geldi." Kısa bir sessizliğin ardından birşeylerin düşme sesi gelmişti telefonun öbür ucundan. "Şaka yaptığını söyle."

"Bir bilgisayara duygular beslemek delirdiğime mi işaret?" dedi Seungmin iç çekip. "İki üç aydır sık sık Minho'yla vakit geçiriyorum, son iki haftadır benimle beraber her yere geliyor ve ben onu kapattığımda ya da ondan uzak olduğumda huzursuz hissediyorum."

"Sindirmeme izin verir misin canım arkadaşım?"

Seungmin onaylayarak bir süre sessizce beklemişti. Hyunjin'den ses gelmeyince başta telefon kapandı sansa da bir anda Hyunjin yükselince irkilmişti.

"Lan! Sen şimdi harbiden bir makineden mi hoşalanıyorsun?"

"Yalnız makine demezsek..." Seungmin altına iç çamaşırını ve eşofmanını geçirmiş, Minho'nun tepesine dikilmişti.

"Seungmin cidden..."

"Ne yapacağım ben Hyunjin?"

"Gönül ota da boka da konar da yani makineye konanı ilk defa duyuyorum. Ne bileyim, sana aşık olamaz, biliyorsun değil mi?" Seungmin sessizce onaylamış, Minho'nun yanağına elini koymuştu. Verdiği hissiyat bir insana dokunmakla aynıydı.

"Deneyin."

"Ne diyeceğim Minho'ya? Ya ben senden hoşlanıyorum ama sevgili olsak mı diyeceğim? Mantıklı mı bu? Chan ve diğeleir beynindeki her şeyi görüyor, millete rezil olurum." derken yatağına oturmuştu yine.

"Beni ilk defa birinden hoşlandığın için aradın."

"Ve hiç yardımcı olmuyorsun."

"Onu bir insana dönüştüremeyiz. Öyle veya böyle, insan gibi görünen bir makine o." dedi Hyunjin iç çekip.

"Tatlı bir makine. Diğer cihazlarla anlaşamayıp onlara laf sokan, her şeyi bildiği için kendiyle övünen, öldükçe iyi görünen ve insani duyguları olan... Üstelik şakadan da anlıyor ve inanılmaz zeki." Seungmin oturduğu yerden cyborgu izleyerek konuşurken Hyunjin güldü.

"Tamam, şansını dene. Flört et onunla, fark eder ve isterse o da eder."

"Eder mi ki?"

"Bilgisayarını açıp programlayabilirsin, bu da bir seçenek." dedi Hyunjin alayla.

"Tanrı aşkına beni ciddiye alır mısın? Programlarına ve yazılımına sızmayacağım. Kendi iradesini kullanıyor ve kendi iradesini kullanmaya devam edecek."

"Dediğim hiçbir şeyi beğenmiyorsun, o zaman ona bir insanmış gibi yaklaş. O sadece inanılmaz bir zekası olan insan, Lee Minho. Tamam mı?"

"Hyunjin, komik bir durumda mıyım?"

"Hayır, değilsin." Seungmin titrek bir nefes aldı. "Kendimi aptal gibi hissediyorum."

"Aptal mı? Güney Kore'nin en iyi on yazılımcısından birisin."

"Ya, robotuna aşık olan bir yazılımcı." Hyunjin gülerken Seungmin de gülmüştü. "Görüşürüz, akşam yemeği yeeye ineceğim."

"Afiyet olsun, takılma bu kadar. Ne olmuş bir cyborga aşıksan? Olabilir. Hem sadece birkaç kişi onun cynorg olduğunu biliyor."

"Doğru diyorsun. İzninle hoşlandığım beyi randevuya çıkaracağım, görüşürüz."

"İyi eğlenceler." İkisi telefonu kapattığında Seungmin iç çekmiş, üzerini tamamen giyip saçlarını kuruttuktan sonra Minho'yu uyandırmıştı.

İkisi otel odasından çıktığında Seungmin cyborgun elin tutup parmaklarını kenetledi.

"Bu akşam sevgiliyiz sanırım."

"Ben artık her akşam sevgili olmak istiyorum ama, sen bilirsin." dedi Seungmin otelden çıkarken. Minho zaten yiyemeyeceği için sokak yemeklerinden yemeyi tercih edecekti.

"Nasıl istersen."

"Hayır, bu kez sen nasıl istersen öyle olacak. Bu bir emir değil, teklif. Sana çıkma teklifi ediyorum." dedi Seungmin gülümseyerek.

Minho gülümsemiş, onaylamıştı.

"Öyleyse diğer herkes gibi flört edelim. Bakalım, en yakında neler yapabiliriz?"

"Önce akşam yemeği." dedi Seungmin onu dar sokağa çekiştirirken.

"Bir sürü restoran var."

"Hayır, sokak yemeklerinş tercih edeceğiz. İki gün sağlıklı yemesem ölmem, bak, şuradaki şeyden istiyorum. Benim için onu siperiş etmelisin." Minho daha çnce Seungmin'i bu kadar heyecanlı görmediği için şaşırsa da insnaların değişen duygularını sorgulamamayı öğrendiği için tepki vermeden dediğini yapmıştı.

İkisi standın önüne geçtiğinde Minho Japon tontiş teyzeden yiyeceği satın alıp Seungmin'e uzatmış, Seungmin sakince yemesine rağmen onu heyecanla kordona çekince gülmüştü.

Seungmin elindeki yiyeceği bitirene kadar kordonda yürümüş, iş hakkında bir şeylerden bahsetmişlerdi.

not human // 2minHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin