23. ZEVAHİR

350 34 23
                                    

Herkese merhaba!

Nasılsınız?

Azcık arayı açtık, sınavıma son altı gün. Yks öğrencisi olmak zor zanaat...

Bölüm şarkısı: Kaan boşnak, benimle kayboldun
**

Güzeşte: Bebiş

Bebiş yazdık ama, bebişim mi acaba? O seviyedeyiz inşallah.

"Neler oldu?" dedi Hande tebessüm ederek bakıyordu bana.

"Film izledik, en sevdiği film Yeşil Yol'muş." dedim gülümseyerek. "Benim en sevdiğim filmi sordu, sonra filmden replik söyledi böyle gözlerini dikti bana."

"Düştün sende." dedi Hande kahkahayla.

"E azda olsa düştüm." dedim gülerek.

"Kesin azdır." dedi Hande kahkahayla.

Çağatay Celepoğlu: Efendim bebeğim?

"Bebeğim dedi, bana dedi. Bebeğiyim sanırım." dediğimde Hande'yi gülmek aldı.

"Ay sende gülüyorsun hep!" dedim Hande'ye sitemle.

"Ne yapayım çok komiksin." dedi Hande.

"Ay ihalede rakibimiz ya bunlar, bana neden söylemedin?" dedim Hande'ye aniden telaşla.

"Aklımdan çıkmış bebeğim, biz alırız bence." dedi Hande sakinlikle.

"Alırız değil mi?" dedim neşeyle.

"Sen konuşmadan kafanı kaldırıp çizebilirsen evet aşkım." dedi gülerek.

"Ben çizdim ki projeyi, teslim ettim Nejat Bey'e." dediğimde şaşkınlıkla bana baktı.

"Hangi ara çizdin?" dedi.

"Oldu biraz, senin haberin yok mu?" dedim şaşırarak.

"Hayır, çok saçma ama." dediğinde başımı salladım.

Güzeşte: Çizimini tamamlayabildin mi?

Çağatay Celepoğlu: Aa ben şu an manipüle edilmeye mi çalışılıyorum?

Güzeşte: Aşk olsun.

Çağatay Celepoğlu: Olsun canım, ayağımız alışır hem.

Güzeşte: Ya cndkdkdkfkd

Güzeşte: Dükkan mı açıyorsun zjskskdö

Çağatay Celepoğlu: Olur onu da açarız.

Güzeşte: Mdkdkdkfkeof

Güzeşte: Ee çizim diyorduk

Çağatay Celepoğlu: Ben değil sen diyordun.

Güzeşte: Spoi yok diyorsun yani

Çağatay Celepoğlu: Yoo.

Güzeşte: O zaman bende de yok.

Çağatay Celepoğlu: Biz alacağımız için senin spoi vermene gerek yok :)

Güzeşte: Ahahahahah

Güzeşte: Olmayan çizimle neyi alıyorsun acaba sen shdjskkd

Çağatay Celepoğlu: Ama olmadığını bilemezsin sjdjskso

Sinirle telefonu masaya attım, uyuz.

"Bu ne uyuzluk ya!" dedim sinirle. "Ser veriyor sır vermiyor kardeşim."

"Ne oldu?" dedi Hande.

"Çağatay işte." dedim kafamı iki yana sallayarak.

"Hadi gel yemeğe çıkalım."

"Tamam."

Hande'yle birlikte yakınlarda hep gittiğimiz yere geldik. Birlikte oturup yemeğe başladığımızda Hande'nin telefonu çaldı.

"Efendim? Aa öyle mi? Ya, şirkette değilim ama hemen yanında ki restoranttayım. E tamam bekliyorum." deyip telefonu kapattığında,

"Kim geliyor?" dedim usulca gülerek.

"Çocukluk arkadaşım, abim gibidir. Buraya gelmiş iş için beni de görmek istemiş iş yerime gelmiş ama yokmuşum işte ayak üstü buraya uğrayacak." dedi ve ekledi: "Ay bir sorun olur mu senin için?"

Gülerek kafamı iki yana salladım olmaz anlamında.

"Sorun olmaz."

"Hande!" diye seslenen kişiyle sesin geldiği yöne baktım, "Zevahir!" diye seslendi Hande'de ona doğru atılıp sıkıca sarıldıklarında karşımdaki sempatik tabloya karşı gülümseyiverdim.

Çocuğun adını duyunca, şaşkınlıkla yutkunarak önüme döndüm. Adı hep Zevahir olan biriyle sevgili olmak istemiştim. Çok saçmaydı ama öyleydi.

"Merhaba," dedi elini bana doğru uzattı: "Zevahir Karaormanlı." dedi etkileyici bir şekilde gülümseyerek. Usulca güldüm.

"Güzeşte Esen Kayalar."

**
Bölüm Sonu.

Zevahir Karaormanlı kim?

GÜZEŞTE || YARI TEXTİNGWhere stories live. Discover now