𝒞𝒶𝓃 𝒽𝒶𝓈𝓉𝒶𝓈ı

7.4K 623 38
                                    

Prensesi ziyaret etmemin ardından tekrar odama girmiştim .

Yula , o öyle bir şeyi yapmazdı , bundan kendimden emin olduğum kadar emindim . Ama prenses neden davranışlarımızdan rahatsız olduysa bana söylemek yerine ona böyle davransın ki?

Bilmiyordum hiç bir şeyi bilmiyordum artık. Kalbim tamamen Yula' yı savunurken aklım ikisi arasında kalıyordu.

Sabahtan beri görmediğim Yula ile odasına uğrama kararı almıştım .

Hala bozuk yatağından uyuduğu belliyken yavaşça yanına yaklaştım. 2 kat yorganın içine girmiş , başına kadar çekmişti hepsini.

Dün o zindana kapatıldığında bunun haksızlık olduğunu biliyordum . Bunun için babama yalvarmış , ikna etmek için demediğimi bırakmamıştım.

Bir iki defa indiğim zindan bu defa bana çok korkutucu gelmiş , bebek gibi olan Yula' yı o soğuk yerde düşünememiştim .

Hafifçe kıpırdanan bedeni gözlerini yarım açarken yanakları al al olmuştu .

_ efendim?

Çatallaşan sesi ile hasta olduğu belliydi . Zaten o zindanda iken oradan sağlıklı çıkmak pek mümkün gibi değildi .

Elim ile ateşine baktığımda gerçekten çok sıcak olması beni birazcık endişelendiriyordu .

_ Yula , ateşin çok fazla , hekim çağıracağım , tamam mı ?

Belli belirsiz başını sallayan beden ile dakikalar içinde saray hekimi odasına gelmişti .

Ellerini sıyırdığı birinin karnında gezdirirken hem endişe hem de ona dokunduğu için kıskançlıkla bekliyordum .

Bir kaç kontrol sonrasında bitkilerden yazdığı çayla odadan çıkmıştı.

Hala yarım gözlerle bakan Yula'ya yaklaşmış ve hekimin açtığı kıyafetlerini düzeltmiştim .

Nişan günü , onu öpmek istemiştim, şimdiki gibi kıpkırmızıydı dudakları , ama sarılmakla yetinmiştim. Onun için sarfettiğim sözler prensesin anında kapıda belirmesi ile ona iletilmiş gibiyken telaştan ne yaptığımı şaşırmıştım .

Kapının önündeki muhafızlardan istediğim bitki içeceği hazırlanırken üstünü açtığım Yula ' nın odasını havalandırmakla uğraşıyordum.

Kralımız bugün işleri yoğun olduğundan tahtının başında iken yemeğe inmemem sorun sayılmamıştı .

Biraz sonra gelen çayı zorla yatan bedene içirirken mızmızlanıyor ve içmemek için ellerimi sararak dinleniyordu.

_ Bunun tadı iğrenç , iğrenç ,lütfen içmeyeyim efendim.

_ Ama yarına iyileşmen lazım Yula , bak denizin karşısında duran krallığa davetliyim , arkadaşımı görmeye gideceğim, seninde gelmen lazım..

_ Denizin karşısındaki krallıkta arkadaşınız mı var? O sarayı merak ediyorum, sanırım bunun için içebilirim.

Elimden aldığı tası üfleye üfleye içerken onun için verdiğim kremi sürmek için beklemeye başlamıştım.

İçeceğini tamamen bitirdiğinde memnuniyet ile gülümsedim ve kremi sürmek için elini bacaklarıma aldım.

Kabarmış olan tenine ufak ufak kremi sürerken acıdan kasılmış bedeni kremin soğukluğu ile gittikçe gevşiyordu .

_ Dün seni daha erken alamadığım için üzgünüm Yula.

_ Önemli değil efendim, herkese göre haketmiştim.

_ Biliyorum haketmedin ama aklıma takılan şeyler çok fazla, seni de anla tamam mı ? Hem Kuyaş nerde bakıyım?

_ Üzgünüm Efendim ama prenses bu denli , bana zarar verecek kadar rahatsızsa bizden yakın davranmam hoş olmaz.

Kremi kapatıp odadan çıkmak için ayaklandım.
' ilaç seni terletecek , üstünü sakın örtme , terleyince hemen banyo ol , karnını da iyi doyur, yarın sabah erkenden yola çıkacağız . Ben çarşaflarını değiştirmesi için ve kahvaltın için getirmesi için birilerini yollarım, odadan çıkma bugün.'

Yula....

Prensin çıkması ile derin bir nefes verdim . Ağrıdan çatlayan başım ile yatağıma yattım ve dediği gibi üstümü açıp terlemeyi beklemeye başladım.

Bu sırada ayaklarımı birbirine sürtüyor, tavandaki işlemelerle çizilmiş resimleri tekrar tekrar inceliyordum .

Biraz da olsa düşünmeyi bıraktığım için başım ve ben çok mutluyken hizmetliler çarşaflarımı değiştirmiş , yemeklerim her öğün daha sağlıklı şeyler ile odama getirilmişti.

Mahçup olsam da hoşuma giden bu eylem ile kendimi soylu gibi hissetmekten alıkoyamamıştım .

Penceremden görünen karşı saray ile heyecan yaparken ara ara prensin gelip beni kontrol etmesiyle bu günü tamamen yatarak atlatmış ve yarın erkenden gideriz diye yanıma bir kaç tane güzel kıyafet almıştım .

Tüm gün uyuyup uyuyup uyandığımdan gece uyuyamayacağımı anlayan gözlerim en sevdiği şeyi yapmış ve sabaha kadar , belki de masanın başında ben uyuyana kadar hareket halinde olacağım eylemi, çocuk masalı yazma işimi parmaklarıma devretmişti.

Çoktan büyülü ormanlara dalmış, geyiklerle konuşup tek boynuzlu atlara binmeye başlamıştım.

Onları özlemiştim...

ᴘʀᴇɴꜱᴇꜱᴇ ʙxʙHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin