SZ • 22 |❝Günah Ve Günâhkar.❞|

Start from the beginning
                                    

Karan'ın hemen önümdeki bedeni kasılırken titreyen ellerimi çimene bastırıp bana doğru yürüyen Ateş'e şaşkınlıkla baktım. Bu adamın az önce kolu kırılmıyor muydu? "Ateş gerçekten üzgünü-" Lafımı yarıda kesti ve bu beni ciddi anlamda sinirlendirdi. "Kalk ayağa." Benden önce Karan ayaklanmıştı ki Şahmeran hızla kendini öne atıp Karan'a tek kaşını kaldırarak baktı. Karan sert bir nefes verip geri çekilirken parmak boğumlarımdaki kanı çimene silip yerimden doğruldum. Ateş yerde bıraktığım eldiveni ayağıyla ittirip çıkarmam için diğerini işaret ettiğinde ikiletmeden dediğini yaparak eldiveni çıkardım. Elinin tersiyle ağzından akan kanı silip kibirle gülümsedi. "Madem artık beni yere serebiliyorsun, eldivene de ihtiyacın olmayacaktır." Kalbim korkuyla tekledi ve iki gün önceki eldivensiz denememiz geldi aklıma. Ve parmak boğumlarımdaki o acı. "Hayır daha buna hazır değilim."

Alayla sırıttı ve elini yumruk haline getirip yüzüme doğru savurdu, saniye farkıyla kurtuldum. "Sinirlenince gerçekten tehlikeli oluyorsun Ahu." Bir diğer yumruğu sol tarafımdan geçerken üzerime gelen adımlarından geriye giderek kaçıyordum. "Hadi senin bu sinirini güce dönüştürelim." Bu sefer şaşırtmalı yaptığı bir hareketle yumruğunu karnıma indirdiğinde acıyla inleyip yüzümü buruşturdum. Şahmeran Karan'ı o kadar zor tutuyordu ki Karan her an buraya gelip Ateş'i ölünceye kadar dövebilirdi. "Zayıf olma Ahu!" Ateş'in katı sesiyle kesik bir nefes alıp kollarımı karnımdan çözdüm ve ellerimi iki yanımda yumruk yapıp gelecek olan hamleyi bekledim. Adımları hala üzerime geliyordu ve sürekli bana yönelttiği vuruşlarından zar zor kaçıyordum. "O gece sokakta nasıl dayak yediğini duydum." Çimlere diktiğim bakışlarım şeytani bir kıvrımla Ateş'e yöneldiğinde amacına ulaşmış gibi gülümsedi. "Tekrar tanımadığın adamlardan dayak mı yemek istiyorsun Ahu?" Duraksadı ve kulağımı sıyıran yumruğunu suratıma yöneltti. "Eğer ezmezsen ezilirsin." Elleri iki yanına indi ve birkaç adım daha bana yaklaşıp seri bir hareketle kolunu boynuma dolayıp sırtımı göğsüne çarptırdı. "Eğer bir daha beni ezmeye fırsatın olursa ez. Yoksa ezilen sen olursun."

Zihnimde hızla canlanan pozisyona saniyeler içinde bir çözüm buldum. Sol ayağımı hala konuşmasına devam eden Ateş'in bacak arasına yöneltip gelecek acı için gözlerimi kapattım ve ayak bileğine doladığım ayağımı sertçe kendime çekerek boynuma sardığı kolunu sağ elimle büktüm. Ateş tek ayağının üzerindeki dengesini birkaç saniye içine kaybedip yere düşerken beraberinde dirseğimin içine hapsettiğim kolunu da çekerek yere devrilen sırtını çimenlere yaydı. Normal bir zamanda bu hareketimle yere devrilecek bir adam asla değildi fakat az önce kendimi kaybedip kırmak üzere olduğum kolunun acısından boynumu bile sert kavrayamamıştı. Bana aşağıdan attığı öfkeli bakışları dağılırken çenemi dikleştirerek yardım elimi yüzüne doğru uzattım. Ne kadar sinir bozucu bir adam olsa da bu bir hafta içinde onun sayesinde o kadar çok şey öğrenmiştim ki Gökhan gibi iki kişiyle rahatlıkla başa çıkabilirdim.

Nasırlı parmakları ona uzattığım elime dolanırken sinsice gülümsedi ve beni aniden yere çekip bedenimi çimlere fırlatarak kendi de aldığı güçle ayağa kalktı. Sırtıma giren ağrıyla inleyip yüzümü buruştururken ona elimi uzattığıma çoktan pişman olmuştum. Yumruk yaptığım ellerim usulca çözülürken avuç içlerimi çimenlere yaslayıp sırtımı hafif ıslaklıktan kaldırdım. Karan'ın yüzü az önceye kıyasla daha az öldürücü görünürken Şahmeran'la birlikte yanıma ilerleyerek kalkmama yardımcı olmak için elini bana uzattı. Ateş buna hızla başını iki yana sallayıp Karan'ın elini aşağı indirirken bana sırtını dönerek omzunun üzerinden yüzüme baktı. "Bırak da düştüğünde kalkmayı öğrensin. Ona bu yumuşak tavırlarınla yardımcı olamazsın sadece işini zorlaştırırsın."

SİYAH ZAMBAK (+18)Where stories live. Discover now