19. İSTİSKAL

374 40 16
                                    

Herkese merhaba!

Nasılsınız?

Bölüm şarkısı: Anıl Emre Dal, M.

İstiskal: Hoşlanmadığını, rahatsız olduğunu soğuk davranarak belli etmek.

Bu hikayede yargılamak, hor görmek, aşağılamak, karakterlere küfür etmek, yargı ve duyar kasmak doğru değildir!

**

Güzeşte: Günaydın!

Sabah uyanıp, Çağatay'a günaydın mesajı atmıştım. Dün beni eve bırakmış sonra da gitmişti. Ardından uyuyacağını söylemişti zaten bende çok yorgundum.
Saate baktığımda yedi buçuk olduğunu gördüm, hızlıca kalkıp kahvaltı yaptım. Ardından giyindim ve evden ayrıldım. İşle evim çok yakındı. Yürüme mesafesinde beş dakikaydı.

Dışarıda havada çok güzeldi, bildirim geldiğinde mutlulukla gülümseyip telefona baktım.

Hande Şenkal: Günaydın aşkım!

Hande'nin yazmasına da sevinmiştim ama yazanı Çağatay diye hayal etmiştim...

Güzeşte: Günaydın, Hande.

Hande'yle iyi anlaşıyorduk, tabularımın bir kısmını yıkmıştı. Ama benim gibi surları olan biri için hiçbir şey kolay değildi. Hande bunu biliyordu. Şirketten içeri girdim ve ikinci kata çıktım. Zaten Hande dışında kimseyle konuşmuyordum. Bir de patronum vardı. Onunla da mecburi ilişki.

Hande masamın başında beni bekliyordu. Elinde iki çay ve bir poşet vardı. Sanırım simit ya da poğaça almıştı. Neşeyle güldü.

"Hoş geldin! Bize poğaça aldım." dedi bana merhaba demek için sarıldı. Kollarını hızla çekti ve kendi koltuğunu benim masama yaklaştırmıştı, oraya oturdu bende yerime oturdum.

"Çok neşelisin yine." dedim gülümseyerek. Hızla salladığı kafası aynı hızla durdu. Sanki aklına bir şey gelmiş gibiydi. Gözlerine aniden hüzün çöktü, yanına endişeyi de almıştı.

"Hani sana geçen gün bir şey söyleyecektim, fırsat olmamıştı." dedi gözünü bayarak aynı zamanda elimi elinin içine aldı. Sıcaklığı hissediyordum.

"Evet, Çağatay'la ilgiliydi sanırım." dedim sakin bir sesle ama endişelenmiştim.

"Haberlere bakamadın mı iki gündür?" diye sorduğunda başımı iki yana salladım.

"Söyle artık." dedim sabırsız bir sesle. Gerçekten merak etmeye başlamıştım.

"Başka bir kadınla fotoğrafları çıktı," dediğinde kafamdan aşağı kaynar sular döküldü. Şok içinde Hande'ye bakıyordum. "Mankenmiş." diye ekledi.

Ağır ağır yutkundum.

"Şaka herhalde." dedim kendi kendime kafamı iki yana sallayıp durdum. Şaka olmalıydı.

"Çok üzgünüm meleğim." dedi Hande beni kolları arasına çekmek istese de ben çoktan ayaklandım.

"Bir şey yapmam gerekiyor mu?" dedim kontrol edemediğim bir öfke içimde büyüyordu.

"Hayır, gördüğüm üzere o seninle görüşmek istiyor. Telefonlarını açma. Mesajlarına dönme. Gelirse görme." dedi Hande tek tek.

"Hayır. Yanına mı kalsın? Asla." dedim öfkeyle dolmuştum.

"Uğraşsan da değişmeyecek birtanem." dedi Hande yumuşak bir sesle.

"Ben uğraşmayacağım, o benimle uğraşacak." dedim kendimden emin bir sesle. Hayır, titreyen kendinden asla emin olmayan bir sesle söylemiştim. Omuzlarım titriyordu, titriyordum.

ilk defa aşık olmuştum, ilk defa tabularımı yıkmıştım. İlk defa arkadaş olmak için bile adım atmıştım. Ben hayata bu kadar bağlamışken kendimi kimsenin bozmasına izin veremezdim.

O benim olacaktı.

**
Bölüm Sonu.

GÜZEŞTE || YARI TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin