"Sana demiştim tanrı çok acımasız..."
Başını tekrar elindeki kitaba çevirdi. Biraz sessiz kaldı.
"Neden yaptın bunu?"
"Neyi?"
"İçeri tekrar neden girdin?"
"Bir şey almam gerekiyordu,bir fotoğraf."
Taehyung sinirli bir şekilde bir adım yaklaştı.
"Ahh ciddi misin bir fotoğraf için mi?"
"Evet yapmam gereken şeyi yaptım."
Taehyung tahammül edemeyerek içindeki endişeyi öfkeyle bağırarak açığa çıkardı.
"Nasıl böyle rahat canını hiçe sayarsın ha? Ya ölseydin!"
"Kes bağırmayı, bunun nedenini anlayabilir misin bilmiyorum. Jisung için önemliydi. Sen hiç birinin yüzünü unutmamayı diledin mi? Annesini unutmak istemiyor anlıyor musun?"
"Ya ölseydin? "
"Ölmedim ama kurtardın...Hatırladım."
Taehyung hiçbir şey söylemedi. Sadece öfke ve hüznün karışık olduğu gözlerine baktı. Bir süre ne yüzlerine baktılar ne de konuştular. Sonra Jungkook kısık sesle sohbeti başlattı.
"Jisung daha küçükken geldi yetimheneye. Kimsesi yoktu, bir şeylerin farkında değildi. 7-8 yaşlarındaydı. Babası hem annesini hem kendisini öldürmüş. Belli ki ondan önce de hep korku, nefret, gürültü içinde büyüdü. Sürekli yetimhanede bir yerlere saklanırdı, onunla konuşmaya çalışırdım. Yanından hiç ayırmadığı bir fotoğraf vardı."
"Bu fotoğraf mı?"
"Evet aylar sonra gösterdi bana o fotoğrafı ve dedi ki 'Annemin yüzünü unutmak istemiyorum, o çok güzel' bu cümle beni o kadar etkiledi ki. Tam 10 sene oldu hala saklıyor o fotoğrafı. Şimdi anladın mı?"
Taehyung Jungkook'a baktı gözleri dolmuştu. Ve başını sallayarak onayladı.
"Ya sen?"
"Ne ben?"
"Sen unuttun mu ailenin yüzünü?"
"Annemi hatırlıyorum az çok ama babam bazen sadece rüyalarımda görsem de hemen siliniyor hafızamdan. Daha iyi..."
Taehyung hiçbir şey demeden uzun süre gözlerine odaklandı sadece.
"Neden bakıyorsun?"
"Bana özel biri gibi hissettiriyorsun."
"Nasıl özel biri?"
-Bilmiyorum. Seni korumam gerekiyormuş gibi hissediyorum sanki birine söz vermişsin de tutman gerekiyormuş gibi. Önceden tanıyormuşum gibi seni. Hatırlıyorum...
İkisi de anlamlıramadan bakıyordu birbirine. Bir ölüm meleği ve bir insanın böyle konuşması ne kadar normaldi. İkisinin aklından geçen şey de buydu.
"Ben gitmeliyim artık. Sen de daha dikkatli ol tabi ölmek istemiyorsan."
"Tamam."
Taehyung gittikten sonra Jungkook uykuya daldı. Zaten saat de geç olmuştu. Taehyung ise dışarı çıktı biraz gökyüzünü izledi.
Ona dikkatli ol dese ne olurdu ki? Onun elinde olan bir şey değil, tanrı onun ölümünü yazmıştı. Bu ne kadar sürecekti? Onu hep kurtarabilecek miydi? Ya da neden kurtarmak istiyordu? Tek bildiği şey korktuğuydu Jungkook'un yok olmasından korktuğu...
"Gelecekler, gidecekler"
Start from the beginning
