31

1.4K 98 53
                                    

Bölüm ile uyan, hareketli, eğlenceli bir şarkı bulamadım. 

Sonra aklıma bu şarkı geldi ve bunu koydum neden açıklama yapıyorum inanın bilmiyorum çlşksojöagh

Keyifli okumalaaar

************************************

"Işıl!" birisinin adımı seslenmesiyle oturduğum yerde sıçradım ve o sırada başımı açık olan camın sivri köşesine vurdum. Hissettiğim acı ile ses çıkarmamak için dudağımı ısırırken diğer yandan da başımı tutarak bana seslenen biyoloji hocasına yeni uyanmanın verdiği mahmurlukla baktım.

"Buraya eğitim görmek için geliyorsunuz. Derslerde uyumak için gelmiyorsunuz, kaldır başını sıradan."  Kaşlarını çatıp gözlüğünün üstünden ters ters bakan ve yaptığım şeyi onaylamayan bir ses tonu ile konuşan biyoloji hocasından ilk başta korksam da bunu çaktırmamaya çalıştım ve yüzüme masum bir ifade takınarak "Hocam, havalar sıcak ya içim geçmiş. Kusura bakmayın bir daha olmaz." diyerek cevap verdim.

Söylediğim cümleye inanmadığını belli eden bir ifade ile bana baktıktan sonra "Evladım dışarıda fırtına var. Nasıl sıcaktan için geçiyor da uyuyakalıyorsun anlat bakalım." dedi.

Bir kere de düzgün at ki tutsun, hep rezil oluyorsun Işıl.

"Hocam sizin o gülümsemeniz ve melodi gibi olan sesiniz bizim içimizi ısıtıyor." dediğimde sınıftaki birkaç kişi gülmüş, bazılarının ise bakışları bana dönmüştü. 

"Afili cümleler kurmaya başladığına göre demek ki uykun açılmaya başladı. Hadi git lavaboya bir elini yüzünü yıka, kendine gel." diyen biyoloji hocasına tamam anlamında başımı salladıktan sonra oturduğum sıradan kalkıp sınıfın kapısına doğru ilerledim ve sınıftan çıktım. 

Sınıfın kapısını kapattıktan sonra küçük adımlarla ve olabildiğince yavaş bir şekilde yürüyerek koridorun sonundaki lavaboya doğru ilerlemeye başladım. 

Sınıfa ne kadar geç dönersem benim için o kadar iyi diye düşünerek bir yandan koridordaki panolara asılan afişleri inceliyor diğer yandan da yürüyordum.

Merdivenlerin olduğu taraftan adım sesleri gelmeye başladığında başımı o tarafa doğru çevirdim. Kimin geldiğini tam olarak göremesem de konuşulanları gayet iyi bir şekilde duyabiliyordum. 

"Çağatay, elindeki kağıtların yarısını bana ver, sen üst kattaki sınıflara duyuruyu yaparsın ben de bu kattaki sınıflara yaparım." dedi tanıdık bir ses ama ses tonundan tam olarak kim olduğunu çıkaramadım. 

"Ulan şerefsiz Emir, o kadar merdiveni neden ben çıkıyorum? Sen üst kattaki sınıflara duyuru yap, ben de bu kattaki sınıflara yapayım." 

"Peşime takılan sensin, ben mi dedim peşimden gel diye? Madem böyle söylenecektin neden peşimden geldin?" 

Sesler daha net gelmeye başladığında merdivenlerin başında birbirlerine söylenerek gelen Emir ve Çağatay'ı gördüm. 

Onlar da beni gördüğünde Çağatay hafifçe gülümseyip bana baş selamı verdi. Ben de aynı şekilde ona karşılık verdiğimde dostça bir tavırla Emir'in omuzunu sıkıp "Oldu o zaman, ben yukarı kata çıkıyorum." dedi ve yanımızdan ayrılıp yukarı kata çıktı. 

Emir de merdivenlerin başında öylece durduğunu fark etmiş olacak ki benim olduğum tarafa doğru gelmeye başladı. O sırada elinde olan kağıtlar dikkatimi çekti. 

Az önce de duyuru yapmaktan bahsetmişlerdi, ne duyurusu olduğunu soracağım sırada "Nasılsın Işıl?" diye sorduğunda soracağım soruyu erteledim ve "İyi diyelim iyi olsun, sen nasılsın?" dedim.

FOTOĞRAFIN GİTTİ | TEXTİNGWhere stories live. Discover now