26

1.6K 132 135
                                    

Medyadaki şarkı 🤝🏻ben 


Işıl: Çıktım

Işıl: Geliyorum

Çukulatam: Tamam 

Çukulatam: Annem de zaten Zahide teyzelere gitti

Çukulatam: Oradan da size geçeceklermiş

Işıl: Berkay yok mu

Çukulatam: Yok, Ege ve Taner ile birlikte dışarıda takılacaklarmış

Işıl: Hiç de söylemiyorlar

Çukulatam: Fena mı 

Çukulatam: Ev bize kaldı

Çukulatam: Rahat rahat takılırız

Işıl: Tövbe tövbe 

Çukulatam: Ne dedim ben şimdi

Işıl: Ev bize kaldı falan çok ayıp 

Işıl: Sana yakışıyor mu böyle laflar

Çukulatam: Geri zekalı

Işıl: Ben de seni seviyorum aşkm

Çukulatam çevrimdışı

Çukulatam son görülme 15.04

Mesajlaşırken çoktan Gamzelerin evinin önüne gelmiştim. Zile bastıktan sonra kapının açılması için beklemeye başladım. Aradan birkaç dakika geçtiği halde kapı hâlâ açılmadığı için zile art arda basmaya başladım. Ama kapı yine açılmadı. 

Bu sefer kapıyı açması için Gamze'yi aradım. Telefon uzun bir süre çaldıktan sonra tam kapatacağım sırada açtı.

"Efendim, Işıl?"

"Açsana kapıyı, iki saat kapıyı açmanı mı bekleyeceğim?"

"Elektrikler kesildi, o yüzden ziller çalışmıyor. Bekle, sana anahtarı sepet ile salayım." dedikten sonra telefonu suratıma kapattı. 

Demir kapıdan uzaklaşıp Gamzelerin dairesinin olduğu kata doğru bakmaya başladım. Kısa bir süre sonra Gamze'yi camda gördüm. Sepeti aşağı indirdiğinde içindeki anahtarlığı alıp demir kapıya doğru ilerledim.

Hemen kapıyı açtıktan sonra merdivenlerden yukarı çıkmaya başladım. İkinci kata geldiğimde telefonunun fenerini açıp ışığı yüzüme tutan Gamze ile karşılaştım. 

"Şu ışığı yüzüme tutmasan da ben de önümü görsem keşke."  dediğimde ışığı yüzüme doğru tutmayı bıraktı ve içeri geçti. Onun arkasından ben de ayakkabılarımı çıkarıp içeri geçtim. 

"Gamze, nereye kayboldun? " diye seslendiğimde bir yandan elimdeki poşeti bırakmak için mutfağa gidiyor diğer yandan da anneme Gamzelere gittiğime dair mesaj atıyordum. 

"Nereye gitmiş olabilirim? Bir anda yok olacak halim yok, mutfaktayım." dediğinde yanına gittim. 

Elimdeki poşeti tezgahın üzerine koyup çekmeceleri kurcalayan Gamze'ye dönüp "Çekmecelerde ne arıyorsun? Ya da arayıp bulamadığın şey ne diye mi sormam gerekiyordu?" dedim. 

Konuşmam bittikten sonra o da çekmecelere bakmayı bırakıp "Mum arıyordum da bir türlü bulamadım." dedi.

"Boş ver. Zaten daha hava kararmadı, etraf aydınlık. Hava kararmaya başladığı zaman telefonumuzun fenerini açarız." dediğimde kafasını sallayarak beni onayladı. 

FOTOĞRAFIN GİTTİ | TEXTİNGWhere stories live. Discover now