SZ • 19 |❝Kalpteki Avare.❞|

Start from the beginning
                                    

Bacaklarım attığım kahkahayla birlikte yataktan sarkıtıp ayağa kalktığımda ufak adımlarla Karan'a ilerlemeye çalıştım fakat bana bakmadığı için ona yaklaştığımı fark etmeden banyoya geçip kapıyı sertçe çarparak kapattı. Yerimde sıçrayıp kulaklarımı ovalayarak ufak adımlarla alt kata indim. Kalçamı mutfak tezgahına yaslayıp ellerimle kendimi yukarı çekerken yan tarafa uzanarak alt çaydanlığa kaynaması için biraz su koydum. Beş on dakika oturduğum yerde ayaklarımı sallaya sallaya Karan'ı beklerken sonunda merdivenlerden duyduğum sesle saçlarımı düzeltip yüzüme küçük bir tebessüm yerleştirdim.

"Sarışın?" Etrafta beni arayan gözleri beni bulduğunda üzerine giydiği şortu düzelterek tişörtünü çıkartıp koltuğun üzerine bıraktı. Dudaklarımı dişleyip yanıma gelen yapılı bedenini süzerken fokurdayan suyun altını kapatarak çaydanlığı öylece ocakta bıraktım. Uzun parmakları vakit kaybetmeden belime dolandı ve beni kibarca kendine çekerek dudaklarıma uzandı. Uzun öpücüğü geçen saniyelerde derinleşirken titrek bir nefes alıp ellerimi omuzlarına bastırdım. Yüzümü nefessiz kalıp Karan'dan uzaklaştırarak keyifle gülümsediğimde bana göz kırparak dilini dişlerinin üstünde gezdirdi. "Ne o, 'artık gideceğim' diye mi seviniyorsun?"

Parmak uçlarımla omuzlarını ovalayarak ince bacaklarımı beline doladım. "Sende geleceksin benimle, tek gitmiyorum ki." Kaşları alayla yukarı kalktı ve hareleri beline doladığım bacaklarımda gezindi. "Bugün fazla cesursun, dün gece yaramış sana." Sonlara doğru gülerek yaptığı ima beni de güldürürken bacaklarımı sertçe kendime çekerek Karan'ın bedenini kendime yasladım. "Sadece bugüne özel, fazla şımarma."

Belimi ovalayan elleri usulca yukarı çıkarken uyarıma dudaklarını bükerek dişlerini boyun etime geçirdi. "Senden bir şey istesem yapar mısın? Sadece bugüne özel." Omuzlarımı silkip "Yaparım, ne istiyorsun?" diye sordum. Başını omzumdan kaldırırken gözlerini kaçırarak sersemce ensesini kaşıdı. "Bana pasta yapsana sarışınım ya, canım çekti." Böyle ister de yapmaz mıydım hiç?

"Yaparım tabi ki, evde malzeme var mı?" Gözlerini mutlulukla parlarken bunu belli etmemeye çalışıp boğazını temizledi. "Var ama ben yerlerini bilmiyorum, arar bulursun." Başımla onay verip yerimden zıplayarak tezgahtan aşağı indim. "Sen kahveyi hallet ben başlayayım yapmaya." Arkamdan gelen onaylayan mırıltılarla gözüme ilk çarpan çekmeceyi açıp içinden bir paket un, şeker, kabarta tozu gibi gerekli malzemeleri, alt dolaplardan da kat kekini hazırlamak için bir kap çıkardım. Önüme koyulan kahve bardağından tüten dumana gülümseyip eldivenleri elime geçirerek kaba döktüğüm kek hamurunu çırpıcıyla karıştırdım. "Güzelim neden eldiven taktın?" İşimi bitirdiğim telli aleti lavabonun içine atarak sıvı hamuru yuvarlak kalıbın içine döktüm. "Tırnaklarım uzun ayrıca ben kendinden bile tiksinen biriyim. Böyle eldiven çıkınca yaptığım şey temizmiş gibi hissediyorum."

Karan bana tuhaf tuhaf bakıp kahvesini yudumlarken bileğime taktığım tokayı arkama uzatıp "Saçlarımı bağlar mısın?" diye sordum. Karan'ın uzun parmakları tek saniye kaybetmeden elimdeki tokayı aldığında omuzlarımı dikleştirerek kalın tellerimin arasında dolanan parmaklara gülümsedim. "Saçlarını seviyorum." diye mırıldandı dudaklarını boynuma bastırırken. "Biliyorum, parmakların sürekli saçlarımda." kıkırdanıp avuçlarına topladığı saçlarımı bağlayarak tokayı sıktı. "Parmaklarım olması gerektiği yerleri iyi biliyor." dedi imayla.

SİYAH ZAMBAK (+18)Where stories live. Discover now