Yavaşça ayağa kalktı Halide Hanım. Odasından çıkıp hemen yakınındaki oğlunun odasının açıp kapısından içeri uzattı başını. Emir her zaman olduğu gibi teheccüd namazına kalkmış, şimdide sabah ezanını beklerken hatim okuyordu. Ona görünmeden gerisin geriye odasına döndü. Rüyayı anlatmak ve anlatmamak arasında kalmıştı. Ama sanırım anlatmayacaktı. Gidip tekrar oturdu koltuğuna. Zihni yeni yeni uyanıyor, gördüğü ikinci rüya henüz aklında vuku buluyordu. Ellerini kucağında birleştirip güç almak ister gibi sıkı sıkı tutturdu birbirine.

Emir'i görmüştü yine rüyasında. Alevli yollardan koştuğunu, en sonunda büyük bir ateşin içinden atlayıp şükür ki yanmadan felaha ulaştığını görüyordu. Hemde vardığı o İnşirah durağında beyazlar içinde bir gelin bekliyordu onu. Yanıbaşında büyük bir çınar ağacı... Emir ateşten çıkıyor ve gelinin yanına gelip zarif eline uzanıyordu. Duvağı ardından kaldığı için görünmüyordu kızın yüzü. Lakin oğlunun tuttuğu elde minik bir kızarıklık çarpıyordu Halide hanımın gözüne. Ve içleri titreten bir ses yankı buluyordu kulaklarında.

Biz onları nikahladık!”

Derin bir iç çekerek dolan gözlerini sildi Halide hanım. Anlıyordu... Hissediyordu. Ana yüreğine malum oluyordu işte. Emir'inin imtihanı bitmemişti. Hatta öyle ki asıl cayır cayır yanacak büyük bir ateş bekliyordu onu. Ancak o imtihanı hayırlısıyla geçtiğinde babasının duası kabul olacaktı. Seherin ilk saatlerinde ellerini göğe açıp yutkundu.

-Ya Rab... 'dedi içten bir yakarışla.'Sen evladımın imtihanını kolay eyle...'

Mutlu bir güne uyanmıştı ahali. Bugün Serdar müezzin ve Nurbera hocahanımın en mutlu günleri, vuslat vakitleriydi. Sabrın acı tohumu çiğnenmiş, şimdi hasret dolu yüreklere şifa niyetiyle seriliyordu. Mutlu Emir. Kardeşten öte gördüğü Serdar için çok mutluydu. Öyle ki dün yine görevini yerine getirmiş, kına sonrası dini nikahlarını bizzat kıymıştı. Işıl ışıl gözlerle bakıyordu Serdar dünyaya. Kolay mı? Ne vakittir sevdiği kıza şükür ki kavuşuyordu. Saliha bir eş, huzur kokulu bir yuva... Emir ona böyle birşey nasip olur mu bilmiyordu. Lakin ne adının yanına, ne kalbine Hümeyra'dan başkasını sığdırabileceğini sanmıyordu.

Sabah erkenden kalkılmış, kahvaltı edilip hazır olunmuştu. Çünkü hemen karşı evden can kardeşine gelin alacaklardı. Hazırlıklar tamam olduğunda arabalar sıra sıra dizilip varmışlardı Emir'lerin sokağına. Kızın ailesi başka memleketten olduğu için Serdar ve Nurbera için dayanıp döşenen bu evde kalmışlar, kızlarını bu evden yolcu edeceklerdi. Mahallelinin merakla cam ve balkonlara tünediği anlar Ahmed hoca rica üzerine öne çıkıp güzel bir dua yapmış ve gelin hanım tekbirler eşliğinde çıkmıştı evinden. Beyaz gelinliğinin üzerine diktirdiği gösterişsiz, yalnızca tülden olan pelerini her vakit sürdürdüğü tesettür eğilimine devam ettiğini gösteriyordu. Neredeyse hiçbir makyajın bulunmadığı yüzü ise hem beyaz hemde kırmızı duvak ardına gizlenmişti. O gayrı Serdar müezzinin hazinesiydi...

Düğün konvoyu gelini alıp yine kornalar eşliğinde çıkmıştı sokaktan. Şimdi gelin hanım kayınvalidesinin evine gidecek, birkaç saat sonra yapılacak velime yemeğine dek orada olacaktı. Bu sebeple Emir görevini aksatmamak niyetiyle camiiye doğru yol almıştı. Serdar müezzin izinli olduğundan bugün eski müezzin Ahmed hoca eşlik edecekti ona. Öyle de olmuştu. Babasının yoldaşı ile hoş sohbetler eşliğinde camiiye varmışlar, namaz sonrası kahvehanede bir çay içip muhabbet etmişlerdi. Ahmed hoca mutlu bir yüzle birkaç gün evvel doğan torunu Osman'ı anlatıyordu ona. Dinlerken içine dolan coşkuyu adlandıramamıştı Emir. Sevdiğine hasret duyarken baba olma hayali kuramamıştı.

Saatler geçmiş nihayetinde eve gelmişti genç imam. Halide hanım ve Afra o gelirken hazır ve nazır bir vaziyette evden çıkıp Tamer ile Hulusi Bey eşliğinde düğün salonuna gitmişlerdi. Emir de üzerini değiştirip öyle gidecekti. Zaten resmi nikah daha evvel kıyıldığı için yetişme telaşesi yoktu. Günlük kıyafetini çıkarıp özenle hazırlanmış takım elbisesini ve bembeyaz gömleğini geçirdi üzerine. Kardeşinin bu mutlu gününde şık olup ona verdiği değeri göstermek istiyordu. Alışık tavırla meyve kokulu misinden de sürdüğünde artık salona geçebilirdi.

Göklerdeki Nikah (Tamamlandı) Where stories live. Discover now