*24. Bölüm*

Depuis le début
                                    

-Onun yerini sana asla söylemeyeceğim. '

Annesinin salondan çıkıp gitmesinin ardından öfke içinde dakikalarca düşünmüştü Aras. Eğer Zeynep hanım kimsesiz bir kıza yardım etmek için kolları sıvadıysa onu başı boş bırakmamış, çok güvendiği birine emanet etmişti. Kendi yanında olmadığına göre bu kişi yalnızca süt annesi Tevhide hanım olabilirdi. Çanakkale tarafında ufak bir köyde yaşayan yaşlı kadın senelerdir yalnızdı ne de olsa. Bulduğu seçenek ile fırladı çıktı konaktan. Yüzünde belirsiz de olsa mağrur bir gülüş asılıydı. Onu bulmuştu. Ve bu kovalambaç sona ermişti.

Kucağındaki çanta ile dönüp dönüp arabanın çıkmak üzere olduğu köye baktı Hümeyra. Yaşlarla doluydu denizden gözleri. Haftalardır kaldığı bu yere, can yoldaşı olduğu Tevhide teyzeye çok alışmış, onun sıcacık sevgisi babaannesi ve Halide teyzeyi anımsatmıştı yanında geçirdiği günlerde. Bu yüzden ayrılık çok zor geliyordu. Lakin mecburdu. Zoraki bir evliliğe boyun eğmemek için mecbur...

Herşey saatler evvel Zeynep hanımın ona verdiği telefonu yana yakıla araması ile başlamıştı. Aras onu arıyordu. Dahası, ona yardım edenin Zeynep hanım olduğunu öğrenmiş ve süt anne Tevhide hanımın evine gelmesi an meselesiydi. Çarçabuk toparlanıvermişti Hümeyra. Ne yapacağını, nereye gideceğini bilmiyordu ancak ayrılmalıydı bir an evvel buradan. Sonunda Tevhide hanımın ricası üzerine köydeki ahbabından dönen bu hanımın arabasına binmişti. İstikamet Tevhide teyzenin yeğeninin eviydi onun için. Kadın sağolsun onu en yakın terminale bırakmayı kabul etmişti. Mahcup hissetse de kabul etmişti bu yardımı. Ve şimdi köyden çıkıp ana yola girmişlerdi bile.

Bakışları arabanın sarsıntısı ile yola çevrildi. Derinlere dalmıştı yine. Ve yine Emir'i hatırlamış, yine burnunun direği sızlamıştı. Öyle çok özlemişti ki canının bu hasret ile acı çektiğini hissediyordu. Lakin yapacak bir şey yoktu. Yutkunarak başını cama dayadı. Yanındaki kadın çalan telefonunu açmış hararetli bir konuşma yapıyordu. Hümeyra'nın ise aklında, kalbinde tek bir isim vardı. Emir... Kalbinin sahibi Emir... Unutmalıydı artık onu. Aylar evvel evlenmiş olmalıydı. Allah bilir belki de baba olmaya hazırlanıyordu. Yanağına damlayan bir gözyaşı tanesi ile burukca tebessüm etti. Nasıl yakışırdı ona babalık...

Derken dikleşti yerinde birden. Düşünmemeliydi onu. Başkasına helal kılınmış bir adamı daha fazla aklında tutmamalıydı. Artık hayatına devam etmeliydi. Rabbinin ona verdiği imtihanları güzelce geçmeli, amaçladığı gibi iyi bir insan olmalıydı. Hatta saliha bir hanım... Ellerini kucağında birleştirdi. Daha fazla birilerinin omuzuna yaslanıp devam edemezdi. Dik durmalı ve kendi başına birşeyler yapmalı. Dönüp göz ucuyla telefonu henüz kapatan kadına baktı.

-Siz nereye gidiyordunuz acaba?'dedi çekingen bir tavırla. Dudaklarını mahcubiyetle ısırdı. Vazgeçmişti. Tevhide teyzenin yeğenine gitmeyecekti. Hem onu Tevhide teyzede bulan adam elbet yeğeninde de bulurdu. Kadın direksiyonu çevirirken tebessümle başını salladı.

-Bursa'ya gideceğim ben ablacığım. Sevdiğim bir abime uğrayıp sonra İstanbul'a kendi evime geçeceğim. '

Hümeyra aldığı cevap ile başını salladı. Bursa'ya daha evvel hiç gitmemiş, ancak Emir ve Halide teyzenin çokça anlatmasıyla gitmiş kadar sevmişti. Şimdi kadın da böyle diyince kesin kararını vermişti. Bursa'ya gidecek, hayatını orada kurmaya çalışacaktı. Zorlukla yutkundu.

-Abla siz beni terminale bırakmasanız da bende sizinle Bursa'ya kadar gelsem? Şehre varınca münasip bir yerde inerim. 'dedi kalbi küt küt atarken. Kadın başını salladı. Zaten oraya gidecekti, bu kız yanına yoldaş olsa fena mı olurdu?

-Olur tabii kardeşim. Ama Tevhide teyze yeğenime gidecek demişti. Bursa da ne yapacaksın sen?'

İşte gelmişti Hümeyra'nın çekindiği o soru. Ama cevap vermek durumundaydı. Kucağındaki elleri birbirine işkence ederken huzursuzlukla kıpırdandı yerinde.

-Önce kalacak bir yer, sonra da iş bulacağım inşallah. Sağolsun Tevhide teyze çok destek oldu bana. Ama artık kendi yolumu çizmeliyim. '

Kadın kızcağızın çekingenliğini fark edip daha fazla üstelemedi. Kendi de gençliğinde bu yollardan geçmemiş miydi? Genç kız kimseye muhtaç olmadan yaşamaya çalışıyordu işte. Düşünceyle yola bakarken aklında onu incitmeden nasıl destek olurum mevzusu vardı. Bir an durdu ve dönüp yüzüne bir bakış bıraktı.

-Ne işi arıyorsun peki? Diploman varmı? 'dedi belki bir yerden görüşme ayarlayabilirim umuduyla. Hümeyra başını salladı. Üniversite okumuştu ama o çeşit bir işe girerse sigorta işlemleri vesaire derken Aras onu eliyle koymuş gibi bulurdu.

-Üniversite okudum ama şimdilik mesleğimi yapmıyorum. Daha çok bebek, çocuk bakıcılığı gibi birşey arıyorum. 'dedi durgunlukla. Aklına Balkız Hüma düşmüştü. Gidişinin onu yaraladığının farkındaydı ama başka çaresi kalmamıştı. Hem Güzide ona Hümeyra'dan daha iyi bir anne olabilirdi. Hümeyra düşünceler denizinde kulaç atarken kadının konuşması ile doğruldu. Galiba aradığı çıkış yolunu bir kez daha bulmuştu.

-Peki yaşlı bakar mısın? '

-Kendi kişisel bakımlarını yapabiliyorlar. Senden istediğimiz evi çekip çevirmen ve ilaç kullanımını, beslenmeyi düzenli tutman kızım.'

Tebessüm ile başını salladı Hümeyra. İçinde dolup taşan bir mutluluk vardı. Zülal abla ile birlikte Bursa'ya gelmiş, bahsettiği abisinin evine varmışlardı. Ve kısmete bak ki aradığı iş tabiri caizse kucağına düşmüştü.

Kırklarının sonlarındaki Recep abi yurt dışında ailesiyle beraber yaşıyordu. Yaşlı babası ve alzheimer hastası anneciği ise ikizi olan Rana hanımla birlikte bu bahçeli evlerinde kalıyordu. Lakin gel gör ki Rana hanımı geçen günlerde kısa sürede ilerlemiş bir rahatsızlıktan dolayı kaybetmişlerdi. Şimdide yurt dışına geri dönmeden anne ve babasına bakacak düzgün birini arıyordu. Görünen o ki bulmuştu da. Hümeyra tam istediği gibi hem güler yüzlü hemde terbiyeli bir kıza benziyordu. Gözü arkada kalmayacaktı. Ağır işitse de zar zor babasına anlatmıştı vaziyeti. Fakat annesi bambaşka bir dünyada yaşıyor gibiydi.

Yaşlı kadın başındaki namaz örtüsünü düzelterek kalkmıştı yerinden. Hepsi bir an susmuş onun nereye gittiğine merakla bakıyorlardı. Mümine teyze gitti ve onların varlığının farkında dahi değilmiş gibi Hümeyra'nın yanına oturuverdi. Sevgi dolu gözlerle bakıyordu ona. Sanki uzun zamandır görmediği birini görüp mutlu olmuş gibiydi. Elini uzatıp Hümeyra'nın dizinde duran elini avuçlarına aldı. Sonra öptü öptü ve hasretle yasladı yanağına. Ve orada bulunan herkesin gözlerinden yaşlar dökülüp genç kızı bağrına basmışken mırıldandı.

-Hoşgeldin yavrum. Seni çok özledim Rana'm... '










Âh Mümine teyze sen bizde ciğer bırakmayacaksın anlaşıldı🤧

Sizi seviyorum ❤️
Bursalı Gelin 👑

Göklerdeki Nikah (Tamamlandı) Où les histoires vivent. Découvrez maintenant