BÖLÜM 1

791 486 92
                                    

Sabahın erken saatlerinde alarmın sesiyle uyandı elini yüzünü yıkadı ve kahvaltı yapmak için mutfağa geçti. Acele etmesi gerekiyordu yoksa otobüsünü kaçıracaktı. Birkaç bişey atıştırdı ve üstünü değiştirip evden ayrıldı Zeynep. Yoğun işlerinden izin alıp memleketine İzmir'e ailesinin yanına gidiyordu. Beyaz ayakkabılarını giymiş saçlarını örmüş ve parfüm kokuyordu. Taksiyle otogara gitti otobüsüne bindi. Otobüs tamamen dolmuş kalkmak üzereydi. Zeynep en son giren kişi oldu ve son anda yetişti. Otobüs kapılarını kapattıp hareket etti. Zeynep'in yolculuğu başladı. Çanakkale'de çalıştığı Şirketten izin alıp ailesini ziyarete İzmir'e gidiyordu.
16 numaralı koltuğunda kulaklıklarını takmış müziğini dinlerken otobüsün muavini ona seslendi:
- Hanımefendi ikram servisimiz başlamak üzeredir lütfen sehpanızı dik konuma getirip sıranızı bekler misiniz?
Zeynep kulaklıklarını çıkararak:
- Tabi ki.
Zeynep ikram için iki şekerli çay ve kakaolu kek almıştı. Cam kenarında Ege'nin eşsiz semalarını izlerken afiyetle çayını içti ve kekini yedi. Sanki yediği en güzel kek içtiği en güzel çay mıydı yoksa manzaranın güzelliği miydi karar veremedi. Dört saatlik yolcuğu vardı önünde. Otobüs mola verdi ve Zeynep öncelikle tuvalet ihtiyacını gidermek için indi. Tesiste hediyelik eşyalar gördü bir an aklına anne ve babasına hediye almayı düşündü. Lavabodan çıktı hediyesini de alarak tekrar otobüsüne bindi. Bu otobüsün son molasıydı artık son kez İzmir'de duracaktı. Zeynep çok heyecanlıydı hem memleketine hemde ailesine gideceği için çok az kalmıştı artık annesi ve babası otogarda bekliyordu. Patronu aradı ve Zeynep'e gelmesi gerektiğini söylemişti. Zeynep bir an çok şaşırdı geri de dönmek istemiyordu ve artık İzmir'e varmıştı. Ailesini de lise döneminden beri görmüyordu. Otobüs otogara çok yaklaşmıştı Zeynep ne yapacaktı geri Çanakkale'ye mi dönecekti yoksa İzmir'e ailesinin yanına memleketine mi gelecekti? Büyük bir ikilem de kalmıştı çünkü Zeynep Çanakkale'de büyük bir şirketin müdürüydü. Zeynep düşündü düşündü ve otobüste İzmir Büyükşehir Belediyesi otogarına yanaşıyordu. Anne ve babasını fark etti. Zeynep iniyordu otobüsten ve kararını vermişti. Kararı neydi acaba? Ailesi onu bekliyordu yanlarına gitti kucaklaştı. Zeynep durumu anlattı. Ailesi kalmasını istiyordu. Zeynep'te kalmak istiyordu ama gitmek zorundaydı. Bu hayatta hiçbir şey ailemizden önemli değildir ama bazı kararlar vardır ki büyük bir ikilem de bırakır. Apar topar geri dönüş bileti almıştı. Annesi anlayışla karşıladı ama babası çok sinirlenmişti bu duruma. Zeynep'in elinden gelen ne vardı ki. Annesine tesisten aldığı hediyeyi verdi ve Çanakkale'ye geri dönmek için tekrar aynı otobüse bindi. Yine bir yolculuk ama bu sefer geri dönüyordu. Zeynep otobüste yine 16 numaralı koltuğuna oturmuş ağlıyordu babasını kırmıştı ama elinden gelen bişey yoktu ki. Yanına bir beyefendi oturdu ve Zeynep'in ağladığını fark etti.
- Hanımefendi, iyi misiniz neden ağlıyorsunuz.
- Siz de kimsiniz?
- Adım Fırat ama siz ağlıyorsunuz.
- Ailemin yanına gidiyordum memleketime ama işlerimden dolayı geri dönmek zorunda kalıyorum şuan.
- Hay Allah!
- Babamı da kırdım bu yüzden sinirlendi bana ama yapacak bişeyim de yoktu dönmek zorundaydım.
- Anlıyorum sizi keşke böyle bir durum olmasaydı.
- Keşke.
- Ağlamayın artık lütfen.
- Peçeteniz var mı?
- Çantamın ön gözünde vardı bir saniye.
- Bir tane kalmış ama...
- Olsun problem değil teşekkür ederim.
- Yanınıza oturdum ama bir sakıncası olmaz umarım?
- Hayır, sorun yok.
- Tanışalım mı? Ben Fırat.
- Bende Zeynep.
- Memnun oldum.
- Bende.
- Zeynep'in biraz morali yerine gelmişti hiç tanımadığı birisi ona destek oluyordu nasıl biriydi acaba ona zarar verir miydi?
- Bende İzmirliyim Çanakkale'ye arkadaşımın yanına gidiyorum bana çalışmam için bir iş bulmuş.
- Okumuyor musunuz?
- Babamın vefatından sonra okuyamadım annem çalışıyordu bana ve kardeşime bakıyordu İzmir'de sadece bir evimiz var annemgil de orada kalıyor arkadaşım bana bir iş bulmuş orada çalışıp para kazanacağım aileme göndereceğim.
- Babanın vefatına üzüldüm başınız sağolsun ama anneni bırakıp gitmeseydin keşke.
- Benim annem çok güçlü kadındır yıllardır bana kardeşime bakıyor ama özleyeceğim.
- Bende liseden beridir görmüyordum biraz önce gördüm ama geri gitmek zorunda kaldım.
- Evet biraz üzücü bir durum olmuş neden ağladığını da anlıyorum.
- Teşekkür ederim benimle ilgilendiğiniz için biraz moralim düzeldi.
- Hiç problem değil yarın bir iş görüşmem var holdingin müdürüyle görüşeceğim uygun bulurlarsa işe girecegim giremezsem ne yapacağım bilmiyorum?
- İnşallah güzel geçer sizin için.
- Teşekkür ederim.
Otobüs mola vermek için tesisise yanaşıyordu ama önüne bir kedi çıktı şoför ani fren yapmak zorunda kaldı. Zeynep kafasını ön koltuğa vurmuştu kafası kanıyordu. Koltuğundan öfkeyle kalkarak şoföre:
- Siz napıyorsunuz? Sizin yüzünüzden kafamı vurdum çok kötü kanıyor.
- Özür dileriz hanımefendi önümüze son anda kedi çıktı ve ani fren yapmak zorunda kaldık çok özür dileriz.
- Banane sizin kedinizden freninizden kafamı çok kötü vurdum biraz yavaş sürseydiniz.
- Hanımefendi tekrar çok özür dileriz tesise geldik zaten kafanıza ilk yardım yapalım kanamayı durduralım öncelikle tekrar özür dileriz.
Zeynep'in kafasında ufak bir açıklık vardı ama çok kötü kanıyordu bütün aksilikler sanki onu buluyordu. Fırat'ta yanında geldi tesisin revirinde ilk yardım yapıldı. Kafası kanamıyordu artık elini yüzünü yıkadı ve otobüse bindi. Bir İzmir'e gideyim dedim başıma gelmeyen kalmadı diye mırıldandı içinden. Akşam olmuştu otobüste Çanakkale'ye dönmüştü artık. Yolculukla geçen bir günün ardından evine geldi ama evi bıraktığı gibi değildi. Her yer her yerdeydi belli ki evine hırsız girmişti. Zeynep bir kere daha yıkılmıştı polisi aradı olay yeri inceleme ekipleri tarafından evinde çalışma vardı. Zeynep için çok kötü bir gündü. Sabah erkenden kalkıp ailesi için gidip geri dönerken kafasını vurmuştu ve bunların ardından da geri geldiği evine hırsız girmişti. Kalacak yeri yoktu polisler evindeydi. Arkadaşı Ece'yi aradı olayları durumunu anlattı ve yanında kalmak için rica da bulundu. Zeynep Ece ile eskiden beri arkadaştı ve Çanakkale'de en yakınıydı. Çok geç olmuştu ve çokta yorgundu ayrıca yarın da çalışmak zorundaydı. Hemen Ece'nin evine geçti. Ece ile biraz konuştuktan sonra yatağa geçti ve hemen uyudu. Pencerenin kenarında ki kuşların cıvıltıları eşliğinde uyanan Zeynep şirkete gitti. Patronu Kemal bey onu bekliyordu. Zeynep ile konuşacakları vardı acaba ne söyleyecekti bu kadar önemli olan neydi onu İzmir'den döndürecek olan. Zeynep Kemal Bey'in yanına girerek:
- Merhaba Kemal Bey.
- Merhaba Zeynep gel gel.
- İzmir'e varmıştım ailem otogarda bekliyordu sadece görebildim sizin isteğiniz üzerine geri dönmek zorunda kaldım.
- Evet Zeynep ya özür dilerim bu durum için aile konusunda anlıyorum ama başımıza çok kötü bir durum geldi.
- Hayırdır ne oldu Kemal Bey.
- Şirketimizin deposunda ki mallarımız yanmış sen gitmeden önceki gece büyük bir yangın çıkmış hiçbir malımız kalmamış üretim yapamayacağız durumuzu da biliyorsun çok kötüye gidiyoruz
- Anlıyorum çok kötü olmuş bu durum ya
- Evet öyle oldu ne yapacağız bilmiyorum seni de bu yüzden müdürümüzsün diye çağırdım önemli olmasa seni İzmir'den getirtmezdim
- Peki ne yapmamız lazım
- Bilmiyorum ki artık üretim yapamıyoruz
SARTE'nin müdürü Zeynep bugün içinde iş görüşmesi yapacaktı ve bir kişi çalışmaya gelecekti bunun üzerine Kemal Bey'in yanından çıkıp görüşmeye odasına geçti. Görüşmeye 5 dakika kala odaya Fırat girdi. Zeynep çok şaşırdı, bu duruma Fırat'ta bir o kadar şaşırdı.
- Merhaba Zeynep Hanım çok şaşırdım şuan beni tanıdınız mı?
- Tanıdım tabi ki Fırat Hoşgeldin demek bahsettiğin Şirket iş görüşmesi bizdik
- Evet Öyleymiş Zeynep Hanım
- İkimizde İzmirliyiz ve aynı otobüste Çanakkale'ye geldik en çokta bunlara şaşırıyorum
- Bende çok şaşırdım
- Gelelim şimdi asıl işimize bizimle çalışmak istiyorsun?
- Evet Zeynep hanım durumu zaten biliyorsunuz bu arada kafanız nasıl oldu?
- Ha teşekkür ederim önemli bişey değil geçti zaten ama evime hırsız girdi ya gece arkadaşımda kaldım
- Nasıl yani çok üzüldüm
- Evet durumlar böyle
- Bütün aksilikler sizi buluyor sanki
- Aksilik beni görse kendine Başkent yapardı sanki.
Zeynep ve Fırat buna kahkaha attılar ama Zeynep çok üzgündü. Fırat SARTE'nin yeni işçisi olarak işe başlayacaktı Zeynep ile iş görüşmeleri olumlu sonuçlanmıştı.

Mutluluk PeşindeWhere stories live. Discover now