3.0

19.9K 1K 380
                                    


Artık Evran'ın mesajlarına ve aramalarına cevap vermeye karar vermiştim. Onunla görüşüp konuyu kapatmaya ihtiyacım vardı. Ondan ayrılmayı da düşünüyordum, asla ayrılmamayı da.

Sadece bugün konuşarak bir şeyleri yoluna koymalıydım. Daha fazla kaçacak yerim kalmamıştı...

Ona Umut'la olan yakın iletişimimi anlatmayı asla düşünmüyordum. Zaten bana inanmamış, çevresinden birinin asla bunu yapmayacağını söylemişti. Boşuna ona bu durumu açmıştım. Ben söyleyince bana inanır ve çevresine çeki düzen verip kimin yaptığını bulur diye düşünürken Evran mesajları görmek isteyip farklı biri olduğunu düşünmüştü. Aldığım risk başıma olduğundan da fazla iş açıyordu. Ah hayır, kesinlikle ona mesajları gösteremezdim.

Evran benim hayalimdeki erkekti. Kriterlerimin vücut bulmuş haliydi. Kendi halindeydi ve bana karışmazdı. Ben ne istersem onu yapardı, ona haksızlık etmek istemiyordum. En çokta böyle birini kaybetmek istemiyorum. Ancak Umut'un söyledikleri kafamı karıştırmıştı. Hiçbir kadın onun gibi bir adamı haketmez demişti. Ne demek istiyordu? Evran nasıl bir adamdı?

Umut'la Evran arasında kalmıştım.

İkisine de aşık değildim, sadece hangisinin kriterlerime uygun olduğunu bilmiyordum. Ve eğer diğeri benim için en iyisiyse, onu kaybetmek istemezdim. İlişkide kendime kıyafet alır gibi davranıyorum belki ama ben sadece en iyisini hak ediyorum.

Elimde telefonum, WhatsApp'ta Evran'ın mesaj kısmı açıktı.

Evran: Kapıda bekliyorum seni

Lens kutumu çöpe atarak gözlüklerimi taktım. Şu lensler bende göz kuruluğu yapmaya başlamıştı ve gözlerimi çizdirene kadar gözlük kullanmaya karar vermiştim. Uzun zaman sonra ilk defa gözlük takınca kendimi garip hissettim. Burnumun üzerindeki ağırlığından rahatsız olsamda gözlüksüz önümü bile göremezdim ben.

Güneş: Tamam, bende geldim şimdi

Binadan çıkıp bahçeye doğru ilerlediğimde onu görmüştüm. Üzerinde her zaman giydiği deri ceketi vardı. Arkası dönüktü, bahçedeki süs havuzunun önünde, suyu izliyordu. Adımlarım ona yaklaşınca beni fark ederek gözlerini üzerime çevirdi.

Gözlerinde şaşkınlık ve bir şey daha gördüm... O duyguyu gözlerinde ilk kez görmüştüm, ne olduğunu anlayamıyordum. "Sen gözlük mü taktın?" Fısıltı kadar kısık sesle dökülen sorusu, gözlerimi kısmama sebep oldu. Tepkisi biraz fazla abartıydı. Alt tarafı gözlük takmıştım, beni ilk kez gözlüklü görüyor olsa da vereceği tepkiyi asla böyle beklemezdim.

"Evet, lens kullanıyordum önceden. Göz kuruluğu yapınca gözlüğe geçtim." Tepkilerini sorgulayan bakışlarıma karşın kayıtsızdı. O, son derece rahatsız olmuş görünüyordu.

"Lütfen yukarı çıkıp lenslerini geri takar mısın?" Dediği an başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. Zaten lenslerimi çöpe atmıştım, öyle bir dünya yoktu. Adımlarım bıçak gibi kesilirken, aramızda birkaç adımlık mesafe kaldı. Öfkeyle tüm bedenim gerilmiş, tavrını anlamlandıramıyordum. "Ne alaka ya? Rahatsız mı oldun? Gözlüklü birini yanına yakıştıramadınız mı beyefendi?" Bana nasıl hissettirdiğini fark edip geri adım atmasını bekledim. Asıl konuşmamız gereken konular bunlar değildi, sorunumuz bu değildi...

Sözlerimi hiç duymamış gibi parmağıyla gözlüğümü işaret etti. Yüzüme bakamıyor gibiydi. "O gözlüğü çıkar." Manyak mıydı bu adam? Bana sevgilinin ne demek olduğunu bilmiyorsun diyen kendisiydi, şimdi saçma sapan bir şekilde gözlüklerime takmıştı. Pislik herif, güzellik algılarıyla kafayı yemiş olmalıydı. Şok içinde ona bakıyordum, şu an bunları söylediğine inanamıyordum.

"Benimle dalga mı geçiyorsun sen?" Dedim şaşkınlıkla. Derhal kendisine gelmeli ve bu saçmalığa bir son vermeliydi.

Ancak o aksine ısrarlı davrandı ve uyarırcasına "Güneş." Dedi.

Kaşlarım havalanırken geriye doğru bir adım attım. Madem güzellik algılarıyla ilgili böyle takıntıları vardı, hayatımdan siktir olup gidebilirdi. Hayatımda dış görünüşüme dikkat edecek birine yer yoktu. Sürekli kendi görünüşümle ilgili öz güvensiz hissetmeme sebep olacak biriyle beraber olmak istemezdim. Beni sırf dış görünüşüm için mi yanımda tutuyordu yani? Erkekler, görüp görebileceğim en büyük ve en aptal yalancılardı.

"Defol git, Evran." Dedim ve başımı iki yana sallayarak ondan uzaklaştım. "Saçmalıklarını da alıp defol git!"

Böylece Evran Umut'tan geriye düştü.

Bana kendimi kötü hissettirecek birine milyoner olsa dahi yüz vermezdim.


Instagram: lefazen

Cesetleri Kayıp KatilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin