9

4.1K 294 245
                                    

"(y/n)-san bu elbise size çok yakışır!"

"Saçmalama Sasha o renk yüzbaşıya hiç gitmez."

"Krista bu kolye gözlerinin rengini ortaya çıkarıyor."

Birliğimdeki tüm kızlar ve Hange sandıkların içinden çıkardıkları her şeyi eleştirip bir üstüme tutuyor sonra da beğenmeyip diğerine geçiyordu.

Onlar eşyalarla uğraşırken gözüm temizlik yapan erkeklere kaydı.Şu an Levi'ın kafamı yere sürte sürte silmesinin hayalini kuruyordum.Bir an da fantezi edinmiş olamam değil mi?

"Ymir bunlar benim için değil yüzbaşı için lütfen dur."

Kafamı çevirdiğimde karşımda çok şirin bir görüntü vardı.Boydan dolayı üzerine tam olmasa da oldukça güzel gözüküyordu.

"Bana giyecek bir şey bulduktan sonra gerisi sizin olabilir."

Hepsi bana döndüğünde omuz silkip sandığa ilerledim.

Çok ince askıları ile straplez kesim gibi duran bej rengi üstü bele oturan ve altı yere dökülen bir elbiseyi elime aldım.

Uygun renkte bir ayakkabı ve zarif denebilecek ince zincirli ucunda inci taşı bulunan bir kolyeyi de seçtikten sonra kızlara döndüm.

"Bence yeterli?"

Hepsi hevesle başlarını salladıklarında dağıttıkları eşyaları toplayıp sonrasında serbest olduklarını söyledim.

Hayır koskoca orduda yüzbaşıyız derdimiz elbise seçmek oldu iyi mi?

Kendi kendime söylenirken yakamdan tutulup mutfağa çekilmiştim.

"Yüzbaşım sakın oraya gitmeyin."

Karşımda dikilen sarışın çocuğa anlamsızca bakıyordum.Onu anımsıyordum ama çıkaramamıştım.

"Thomas Wagner."

"Oh şimdi hatırladım.Ee asker neden oraya gitmeyecekmişim?"

"Kaptan Levi boşta kimi görürse iş veriyor en azından birini kurtarmak istedim."

Üstündeki eldiven ve bezlerle oldukça komik görünüyordu.Hoş Levi ne kadar yakınım da olsa eşit rütbede de olsak o paspası elime sokuşturur tüm gün başımda beklerdi.

"Sağol Wagner şimdi git kaptanına emir verdiğimi ve bana yardım edeceğini söyle."

"A-ama"

"Lafımı ikiletme."

Mutfaktan çıktığında bir önlük alarak aşçılara bugünün menüsünden salata ve çorbayı yapmak istediğimi söyledim.Ne kadar direnseler de birliğimin izin gününde zaten yapacak başka işim yoktu.Biraz sebze doğramaktan zarar gelmezdi.

Thomas yanıma geldiğinde istediğim şeyleri kilerden getirmesini sonrasında da kimseye gözükmeden gidip bir yerde dinlenmesini istedim.

Tüm malzemeler tamamlandığında hızlıca salata yapmaya koyuldum.

Zaten tüm gün saçma sapan elbise telaşesine gitmişti.İtiraf etmekte zorlansam da herkes o kadar garip geliyordu ki.İçten içe aşamıyordum bu olanları.Octavia da izin alarak ailesinin yanına gitmişti.

İnsanların içinde yalnız hissetmek ne kötü bir histi.

Önümdeki domatesler bittiğinde iç çekerek salatalıkların kabuğunu soymaya başladım.

Daha ilk andan beri asla bir şey yansıtmadım.Tüm yaşananları tıpkı kilitli bir kutu gibi içime gömmüştüm.O kuyudan çıktığım ilk an kurtulduğumu sanmıştım ama aylarca ölüm yanı başımda yaşamak anlık bir ölümden elbette daha zordu.Kimseye anlatamadığım korkularım içimde birikirken beni anlayabilen sadece Octavia olmuştu.O da benim gibi bir maskenin ardından konuşuyordu ve ikimizde bu konuyu açamıyorduk.

LevixReader |+18|Место, где живут истории. Откройте их для себя