23. Hak Ettin

319 42 7
                                    

Gözlerini yavaş yavaş açmaya başladı. Karşısında kahve saçlı adam huzurla uyuyordu. Dün gece hayli yorucu geçmişti. Duş bile alamamıştı. Berbat bir haldeydi. Dazai'yi uyandırmadan yataktan kalktı ve banyoya yöneldi. Sıcak suyun rahatlığına bıraktı kendini.

Son bir kaç gündür fazla yorgun hissediyordu. Yaptığı pek bir şey yoktu bu yüzden canı da sıkılıyordu. Belkide kendine yeni bir uğraş bulmalıydı. Gün içinde çoğu zaman uyuduğu için artık daha fazla uykusu gelmeye başlamıştı. Sıcak su zaten sersemletmişken gözleri yine yavaşça kapanmaya başlamıştı.

...

"Hey Chuuya ne zaman çıkmayı düşünüyorsun?" "Chuuya beni duyuyor musun?" "Heyy!!?" kapıyı çalarken endişelenmeye başladı Dazai. Niye ses vermiyordu? Son kez bağırdı Dazai. "Chuuya!!?" yine ses gelmeyince geriye doğru bir kaç adım gidip hızlıca geri gelerek kapıya tekme attı.

Chuuya küvetin içinde, kafasını küvetin başına yaslamış uyuyordu. Dazai rahat bir nefes aldı ve Chuuya'ya yaklaştı. "Hey Chuuya."

Normalde Chuuya küçük bir çıtırtıyla uyanan bir insandı. Oysa şimdi kapının tekmelenmesi, kulağının yakınında bağırılması onu kıpırdatmıyordu bile. Dazai bir şeylerin yanlış olduğunu anlayabiliyordu. Ve neden kapıyı kilitlemişti?

İlişkiye girdikten sonra genellikle ikisi duş alırdı. Normal zamanda ise evde sadece ikisi olduğu için kilitlemeye gerek olmazdı. Ama Chuuya neden bu sefer böyle bir şey yapmıştı ki?

Dazai onun uyanmayacağını anlayınca, onu kucağına alarak küvetten çıkarttı ve yatak odasına götürdü. Chuuya hala derin bir uyku içindeydi. Dazai dolaptan bir şeyler seçtikten sonra Chuuya'nın yanına yatağa oturdu.

"Neden böyle oldun...?" Chuuya sakince uyurken, Dazai onu inceliyordu. Onun bu haline dayanamıyordu. Her şeyin biteceğini düşünmüştü, her şeyin iyi olacağını... Ama her şey kötüye gidiyordu. Chuuya gün geçtikçe kötüleşiyordu.

Dazai derin bir iç çekti ve elindeki giysileri giydirmeye başladı. Chuuya gözlerini hafifçe aralamıştı ama tamamen açmaya gücü yok gibiydi. Kendini tamamen Dazai'ye bıraktı.

Dazai onu giydirdikten sonra Chuuya'yı iyice sarıp sarmaladıktan sonra masaya küçük bir not bıraktı. Chuuya tüm bunları görüyor ama cevap vermiyordu yada verecek gücü yoktu.

...

Ufak bir işim var. Akşam görüşürüz.

"Neden nereye gittiğinide yazmadı? Ah her neyse." nota bakarken konuşmuştu. Yapacak çok az iyi vardı ve canı iyice sıkılmaya başlamıştı. Dışarı çıkmaya karar verdi. Sıcaktı, güneş tepedeydi. Etrafta insanlar koşturup duruyordu.

Chuuya yollarda yürürken, hapishanedeki anıları geldi aklına. Oraya ilk düştüğünde tüm bu manzaraları bir daha göremeyeceğini düşünüyordu. Geri çıkacağını elbette düşünüyordu ama bir kez kilitli bir yere girdiğinde tüm ruhu çekiliyor gibiydi. Kilitli kalmaya dayanamıyordu.

Ama şimdi tüm ruhu vicdanı tarafından kilitlenmişti. Nasıl kurtulacağını bilmiyordu.

Uzun uzun yürüdü. Her adımında Atsushi geliyordu aklına ama. Eğer öğrenirse ne söylerdi? Ne yapardı? Gerçekten onu affeder miydi? Akutagawa hakkında ne söylerdi?

Chuuya yine düşüncelerin aklını çeldiğini fark etmişti ama düşünmemeye cesareti yoktu.

Aklına bir fikir geldi. Neden şimdi gidip Atsushi'yi görmüyordu ki? Belki daha iyi hissederdi. O an aklına çok iyi bir fikirmiş gibi geldi ve adımlarını hızlandırıp bildiği yollarda koşmaya başladı.

'Eminim iyi olacak.' düşündükçe hızlanıyordu.

Ve en sonunda tanıdık binanın önünde durdu. Bir adım kalmıştı neredeyse. Bir adım ve her şey iyi olacak. Sadece bir adım. Dizleri titremeye başlamıştı. Öne götürdüğü adımı geri çekti. Öylece durmuş kendiyle çatışıyordu.

"Afedersiniz? Birine mi bakmıştınız?" arkadan gelen tanıdık sesle irkildi Chuuya. Arkaya dönemiyordu. O ise ona gittikçe yaklaşıyordu. Chuuya ne yapacağını şaşırmış bir şekilde duruyordu. Gerçekten o an arkasını dönse ne olurdu?

"...bir yerden tanıdık geliyor." Chuuya bu cümleyi duyunca arkasını bile dönmeden hızla yan sokağa dalıp kayboldu.

Atsushi arkasından bakakalmıştı. "Acaba kimdi?" sadece şapkasının altından gözüken turuncu saçları ona bir hayli tanıdık gelmişti. Ama onu daha önce görseydi kesinlikle tanıyacağınk biliyordu. Öyle birini unutacağını düşünemiyordu. Saçlarını düşündükçe, başına hafifçe ağrı giriyordu. Gözlerini kapattığında mezarın üstünde yazan isim gelmişti gözlerinin önüne. 'R. Akutagawa.' bu turuncu saçlı adamla ne ilgisi olabilirdi?

Atsushi başını sağa sola sallayıp düşüncelerinden kurtulmaya çalıştı. Bugün Dazai'de gelmemişti Ajansa. Garip bir o kadar da yalnız hissediyordu.

...

"Aptal." aynaya bir yumruk attı. Ve devam etti. "Ona görünüp ne olacağını düşündün. O kadar bencilsin ki!! Bu bencilliğin yüzünden oldu tüm bunlar. Lanet olsun sanaa... LANET OLSUN KENDİNİ RAHATLATMAK İÇİN YİNE HERKESİN HAYATINI RİSKE ATIYORSUN KENDİNİ DÜŞÜNMEKTEN BAŞKA BİR BOK BİLMİYORSUN. İĞRENÇSİN!!!" kırık camların üstüne kan damlıyordu ellerinden. Defalarca vurdu kırılmış camın ardındaki duvara. Elleri parçalanmıştı.

Ağlayamıyordu. Bağırıp duruyor etrafı yıkıyordu."Yine aynı şeyi yapıyorsun. Vicdanının rahatlaması için...sen tüm bunları hak ettin."

Yere yavaşça oturdu ve yüzünü duvara yasladı. "Senden nefret ediyorum." ne kadar sayıp sövsede hiçbir işe yaramıyordu. Sadece daha kötü hissetmesine neden oluyordu. Akşam olmasına rağmen. Dazai ortalıkta yoktu. Bu son günlerde Dazai sürekli bir yerlere gidip duruyordu.

Chuuya'nın aklını bir düşünce çelmişti ama bunu düşündüğü için kendine yine kızdı. Dazai onca sözün ardından böyle bir şey yapmazdı?

Ama ya yapsaydı? Ya onu bırakıp başka yerlere gitseydi? Yapamaz mıydı? Chuuya onun için ne yapmıştıki Dazai sonsuza kadar onun yanında kalsın? Sadece ona sorun çıkarmaktan başka bir şey yapmıyordu. Davranışlarıyla, kabuslarıyla onu üzüp durmuyor muydu?

Chuuya'nın aklından tüm bunlar hızlı hızlı geçiyor hepsi tek bir sonuca bağlanıyordu. Terk etmek. Chuuya başını delicesine salladı. Öyle bir şey olmayacak. Hayır!!

Gece olmuştu. Dazai yoktu? Ne bir mesaj ne de bir haber yollamıştı. Chuuya evin içinde dolaşıp duruyordu. Hala gelmemişti. Hala yoktu.

"Belkide çok düşünüyorum. Ajansta işi olabilir. Veya başka bir şey. İyiden iyiye deliriyorum. Uyumalıyım."

Düşünceler içinde yatağa yattı. Birazda olsa iyi hissedeceğini düşünüyordu ama karanlık bir gece sessiz bir ev buna engel oluyordu.

Freedom | Soukoku | ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin