Çoban Yıldızı

10 1 11
                                    


(Taehyung)

Hava soğuktu, şehrin gürültüsü kulaklarıma dolarken göktelenin tepesinde olduğumu unutmuş gibiydim.

İleri doğru bir adım atıp en köşeye geldim. Dengemi kaybetsem düşücektim.Öpümle burun burunaydım. Nefes alış verişlerim hızlandı, ciğerlerim patlıyacak gibi hissediyordum. Tam kemdimi bırakacakken kapının açılma sesi ile durdum ve arkama baktım.

Ortalama benimle aynı yaşta bir kadın gelmişti, yorgun bakan gözleriyle beni baştan aşağı süzdü. Bir şey söylemek için dudaklarını araladığında biraz bekledi ve konuştu,

"İntihar mı ediceksin?"

Oldukca sakin sorduğu soru karşısında şaşırdım. İntihar etmek üzere birini görünce kim böyle bir tepki veriridi ki?

"Seni ilgilendirmez beni vazgeçirme zırvalıklarını duymak istemiyor-"

"İyi devam et"

"Ne?"

"intihar etmek istiyorsan vardır bir sebebi."

Garip birine benziyordu hiç tepki vermeden öylece geçip yere uzandı ve gökyüzünü izlemeye başladı. Daha sonra bana bakmadan konuştu.

"Bu gece yıldızlar yine çok güzel"

Kafamı yavaşca havaya kaldırıp baktım.

"Evet öyle"

"Neden intihar etmek istiyorsun"

İç geçirerek,
"Ölmek istiyorum sadece"

"Hayır, sadece içinde bir şeyler ölsün istiyorsun."

"Nerden biliyorsun?"

"Bu hissi biliyorum. Seni anlıyorum"

"Bunu çoğu kişiden duydum ama bilemezsin beni anlayamazssın."

"Çok yanlız hissettiriyor değilmi?"

Kafamı kaldırıp ona baktım.

"Yaşıyan bir ölüymüşsün gibi"

Gözelirimin içine bakarak,

"bağırıyorsun ama kimse duymuyor, kimse seni görmüyor."

Gözlerininniçine bakarken onaylayarak,

"Sonsuz bir karanlıkta kaybolmuş gibi hissediyordum."

Dediğimde tekrar gökyüzüne baktı ve konuştu,

"Çoban yıldızı erken vakitlerde çıkar sanırım geç geldim onu bulmak zor olucak"

Anlamamış bir şekilde bakıyordum, beni dikkate almıyor. Citten mi yani. Bir an beni anladığını düşündüğüme inanamıyorum.

"Çoban yıldızı mı?"

"Evet"

Biraz bekledikten sonra tekrar konuştu

"hikayesini bilir misin?"

"Hayır"

"Anlatsam dinler misin?"

"Beni oyalıyorsun"

Bunu söyleyince kafasını bana çevirip,

"Ölmek için heveslisin, oysa bu kısa bir masal"

Onu umarsamadan önüme döndüm.

"Bir zamanlar köyün birinde bir çoban yaşarmış."

Onu duyunca arkamı döndüm ilk defa ona dikkatlice bakıyordum ay ışığının aydınlattığı yüzü oldukca güzeldi. Sakin ve usulca konuşuyordu. Büyüsüne kapılmışca ona bakarken devam etti.

"Bu çoban çok çalışkanmış her sabah erkenden tüm köyün hayvanlarını alır gece hava kararmadan getirirmiş. Bu çoban çokta güzel kaval çalarmış o çalınca koyunlar uzağa gitmez yanına gelir usulca dinlermiş.
..."

Birden duraksadı ve sustu, bir süre sonra ben konuştum.

"Neden sustun?"

Uzandığı yerden kafasını kaldırıp bana baktı.

"Dinlemek istiyormusun?"

Öylece sustum ve onaylar şekilde ona bakmaya devam ettim. Tam yanına elini koyup bana uzanmamı işaret etti.
Neden bilmiyorum ama nedensizce olduğum yerden inip yavaşca yanına geldim ve uzandım o ise hala yıldızlara bakıyordu.

"Birgün çoban kaval çalmaya dalmış ve akşam olduğunu fark etmemiş yıldızlar gök yüzünde yerlerini alırken o hala kaval çalıyormuş. Ve gökyüzündeki bir yıldız çobanın kavalının sesini duyup büyülenmiş daha sonra bu sesin sahibini merak edip yer yüzüne inmiş yıldızlar yer yüzüne indiğinde güzel peri kızlarına dönüşürlermiş. Peri çobanın yanına gitmiş görür görmez birbirlerine aşık olmuşlar. Ve gece boyunca çoban kıza kaval çalmış ve sohpet etmişler. Artık günler böyle geçiyormuş çoban eve çok geç dönüyormuş bir gün anası ne olduğunu merak etmiş ve oğlunu takip etmiş. Gerçeği görünce sinirlenmiş ve buna bir çare bulmak için büyücü bir kadına gitmiş kadın ona bir iksir hazırlamış ve anasına vermiş ve anası peri kızın yanına gitmiş ona "eğer oğlumun peşini bırakmazssan bunu yemeğine katar onu öldürürüm madem onu seviyorsun gökyüzündeki en uzak yere git ve bir daha gelme!" peri çobana aşıkmış bu yüzden ona bir şey olsun istememiş ve gök yüzündeki en uzak yere gitmiş ama olurda çoban birgün kaybolur diye onun için dayma en parlak yıldız olmuş. Ömürleri boyunca asla kavuşamamışlar ama bizim yıldız en karanlık gecelerde bile çoban için parlayarak ona yol göstermiş bu nedenlede ona çoban yıldızı demişler."

Anlatmayı bitirdiğinde bir süre konuşmadık, ikimizde suskunduk her yer sessizliğe bürünmüştü bense ona dönük ve büyülenmiş bir şekilde bakıyordum. Yavaşca bana döndü. Bakışlarında kayboluyordum. Sadece bakıyordu ama bu bile bedenimi titretmeye yetiyordu.

Nerden geldiğini, kim olduğunu, bana neden bunu anlattığını hiçbirini sorgulamadan öylece bakıyordum.

"Çoban yıldızı kaybolanlara yol gösterir, yollarını aydınlatır"

O sessizliği bozunca resmen rüyadan uyanmıştım.

Yaklaştı ve elimi tuttu. Birden bire vicudum kaskatı kesildi, kalbim göğsüme sığmıyordu sanki. Elimi havaya kaldırıp bir noktaya sabitledi ve bana baktı.

Yüzlerimiz fazlasıyla yakındı.

"Bu tam elinin üzerindeki çoban yıldızı."

Yine olmuştu işte, yine o sessizlik ve bakışları. Ben tam bir şey diyecekken telefonu çaldı ve hemen ayağa kalktı. Onun kalkışıyla bende ayağa kalkıp ona baktım. Telefonu açtı,

"Efendim... Kapıdamı kaldın?... Geleyimmi şimdimi?... Tamam geliyorum bekle."

Bana döndü ve konuştu.

"Gitmem gerekiyor umarım tekrar karşılaşırız"

Ben konuşamıyordum resmen, dilimimi yuttum ne?

"Umarım çoban yıldızı içinde kaybolduğun karanlığı aydınlatır yolunu bulmana yardım eder."

Dedi ve kapıdan çıkıp aşağı indi. Arkasından baka kaldım birden kafamın yerine gelişiyle hemen kapıya koştum ismini sormadım. Koşarak merdivenlerden aşağı indim ve asansöre baktım.

Çoktan aşşağı inmeye başlamıştı burdan merdivenle aşşağı kadar inmemde imkansızdı ama nedense içimde onu tekrar görücekmişim gibi bir his vardı.

❤️🧡💛💚💙💜🤎🖤🤍

UMARIM BEĞENİRSİNİZ

Bol bol yorum yapın lütfen okumayı seviyorum. Turuncu yıldız şeysisine basarsanız da sevinirim. Takip etmeyi unutmayın.

❤️🧡💛💚💙💜🤎🖤🤍

Under the StarsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin